Calderon tradutor Espanhol
211 parallel translation
Ya Calderon?
¿ Qué hay de Calderón?
Dâhilerinizden vereceğiniz havadisleri duymak isteriz. Velazquez ve Calderon.
Nos agradaría tener noticias de sus hombres de genio... de Velázquez y Calderón.
Bayan Calderon.
Señora Calderón,
Tüm çanlar hep birlikte Baronito ve Seura Calderon'un aşkını ilan ederler.
Entre las bellezas de la ciudad, Baronito encuentra la mujer de su vida, Señora Calderón.
CALDERONE'NUN DÖNÜŞÜ 1.BÖLÜM
EL RETORNO DE CALDERON
Calderon'nun dünyanın her tarafında sevgilileri vardır.
Calderone tiene mujeres en todo el mundo.
Gördün mü Calderon?
¿ Lo ves, Calderon?
Beni saklanmam için gizlice buraya, teyzem ve amcamların yanına gönderdi. Uyuşturucu kralı Calderon yüzünden. O annemi ve ağabeylerimi katletti.
Me envió aquí a escondidas a quedarme con mi tía y mi tío después de que el señor Calderon mató a mi madre y mis hermanos.
Ve eğer Calderon beni bulursa, beni babamın tanıklık yapmasını durdurmak için kullanacak.
Y si el señor Calderon me encuentra me usará para que mi padre no testifique.
Calderon, polisi çok önceden satın aldı.
Calderon ya antes ha comprado policías.
Uyuşturucu kralı Falco Calderon'a karşı açılan dava bir kez daha ertelendi.
El caso contra el delincuente Falco Calderon se ha pospuesto de nuevo.
Calderon, Aguilar'ın bir yakınına sahip. Şahitlik yapmayacak olmasının asıl sebebi bu. Doğru mu yanlış mı?
¿ Calderon tiene a un pariente de Aguilar y por eso no testificará?
Calderon'u bulmalıyım.
Debo encontrar a Calderon.
Calderon mu?
¿ Calderon?
Calderon!
¡ Calderon!
Trachmann ve Calderon'u caddenin sonunda bulacaksınız.
Encontrarás a Trachmann y Calderon al final de la calle.
Uyuşturucu İnfaz Amirliği Ajanı Peter Aguilar'dan gelen suç delillerini takiben, doğu yakasının uyuşturucu kralı Reuben Calderon 80'lerden beri süre gelen, suç faaliyetlerini içeren üç saatlik itirafıyla mahkemeyi şaşkına çevirdi.
El testimonio del jefe de la Agencia Antidrogas, Pedro Aguilar llevará a la corte al malhechor Calderon quien hace tres horas declara sus fechorías que datan desde los años 80.
Bunlar da ajan Schiff ve Calderon.
Los agentes Schiff y Calderón.
Ben de Calderon.
- Y yo Calderón.
Calderon!
¡ Calderón!
- Senyor Calderon. Evet, tamam. Şimdi olmaz.
Ahora no.
Hiç kuşkum yok ki Bölge Savcısı Holabird, Katolik Majesteleri, İspanya Kraliçesi İsabella... ve saygın vekili Senyor Calderon'un, kendi iddialarının doğruluğundan tamamen emin şekilde hareket ettiğinden eminim.
No cabe la menor duda de que tanto el Sr. Holabird y su embajador, el Sr. Calderón han procedido con la más sincera fe en la justicia de su causa.
Senyor Calderon, her gerçek Amerikalı, bizi özgür kılan şeyin, mahkemelerin bağımsızlığı olduğunu söyleyecektir.
Como le diría cualquier americano esa independencia salvaguarda nuestra libertad.
Buyurun. Tanıştırayım, Senyor Calderon, İspanya Elçisi
Le presento al Sr. Calderón, el embajador de España.
Bakın Senyor Calderon, ülkenin bu kısmında giderek artan sayıda insan... biz Güneylileri coğrafi konumumuz haricinde de kendilerinden aşağı görüyor.
Verá, Sr. Calderón... Hay un número creciente de personas en esta parte del país que consideran que los del sur estamos por debajo, y no sólo geográficamente.
Kendinize şunu sorun Senyor Calderon...
Pregúntese, Sr. Calderón...
- Dr. Calderon?
- ¿ Dr. Calderon? - ¿ Si?
Dr. Calderon, Emily'nin tedavisi sırasında Doritriptan iğne reçetesi yazdınız mı?
Dr. Calderon, ¿ alguna vez prescribió inyecciones de doritriptano a Emily durante su tratamiento?
- Adı Calderon.
- Se llama Calderon.
Bahsettiğiniz Dr. Calderon, Emily'nin doktoru tıbbi kayıtları göndermeyi reddediyor.
Su médico, el Dr. Calderon, se niega a enviarnos su historial.
Ama Dr. Calderon'u aşmıyor.
Pero el Dr. Calderon sí.
Birisi bu konu hakkında Dr. Calderon'la konuştu mu?
¿ Alguien ha hablado con el Dr. Calderon sobre esto?
Dr. Calderon!
¡ Dr. Calderon! ¡ FBI!
Dr. Calderon'u takip ediyorum.
- Sigo al Dr. Calderon.
- Bence Dr. Calderon oraya onu tedavi etmek için geldi.
- Creo que fue a tratarla.
Peki Calderon denen adam geri gelirse?
¿ Y si Calderon decide regresar?
Ama Dr. Calderon'un tedavisinin iyi sonuçları olduğunu rapora geçirme hakkım var.
Según este informe, el tratamiento del Dr. Calderon ha revertido su condición. Eso no es cierto.
Hayır, bu doğru değil. Dr. Calderon'un ona verdiği şey aslında onu daha kötü yapıyor.
La inyección que le puso el Dr. Calderon la está empeorando.
Seni ziyaret eden bir doktor var ;
¿ A usted la visita un médico? ¿ El Dr. Calderon?
Dr. Calderon. Evet.
- Sí. ¿ Sabe dónde está?
Prangen'den başka kimsenin Calderon'un çalışmalarından haberi olduğuna dair bir kanıt yok.
No hay evidencias de que nadie más en Prangen supiera del trabajo de Calderon.
- Pedro Calderon öldü.
- Pedro Calderon murio.
Tristan Calderon.
Tristán Calderón.
Calderon'a, Ezequiel hakkında ne söyledin?
¿ Qué le dijo a Calderón sobre Ezequiel?
Ezequiel'i yakalayıp onu Calderon'a teslim eden ve bunu sır olarak saklayan kim olursa olsun verilecek.
El que capture a Ezequiel... se lo entregará a Calderón y lo mantendrá en secreto.
Calderon'a söylememizi istemiyor musunuz?
¿ No quiere que le digamos a Calderón?
Efendim? Calderon'a haber vermezsek işler tehlikeli hale gelebilir.
Señor... podría ser muy peligroso... si no llama a Calderón.
Ama o zaman Bayan Calderon dedim.
En ese entonces, la llamaba la Sra, Calderon,
Hepsi bana karşı iyiydi, ama özellikle Bayan Calderon.
Todos eran muy buenos conmigo, especialmente la Sra, Calderon,
Dr. Calderon?
¿ Dr. Calderon?
Calderon'un adamları iki kere aradı.
La gente de Calderón llamó dos veces.