Cane tradutor Espanhol
268 parallel translation
Müdür bey, Köpek yürüyüşçüsünü çağırır mısınız?
Señor Manager, ¿ prendere il cane para un paseo?
Cane... Katie Candy Cane?
- Katie Candy Cane.
Katie Candy Cane.
- ¿ Katie Candy Cane?
Katie Candy Cane, sana geliyorum bebeğim.
Katie Candy Cane, voy por ti, nena.
Mondo Cane'yi izlemiştik, hatırlıyor musun?
¿ Te acuerdas cuando vimos "Mondo cane"?
- Mondo Cane'yi izlemedik biz.
- Nosotros no vimos "Mondo cane".
- Tamam Cane.
- Bien, Cane.
Cane yüzünden.
Por Cane.
Cane raporunu bitirdi mi?
¿ Ha terminado Cane con tu informe?
Cane.
Cane.
Hangi Cane?
¿ Qué Cane?
Polis Cane mi?
¿ Cane el policía?
- Başka Cane mi var?
- ¿ Qué otro Cane hay?
Benim, Cane.
Soy yo, Cane.
Sorun ne Cane?
¿ Qué te pasa, Cane?
Bırak onu Cane.
Déjale, Cane.
Bir dakika Cane, sen onu tanıyorsun.
¡ Espera, Cane, tú la conoces?
Bugün Cane diye biri aradı ve bana arkasından fesatlık yaptığını... öğrendiğini söyledi.
Hoy llamó un tal Cane y me dijo que descubrió que le engañaste... con una intriga.
Kim bu Cane?
¿ Quién es ese Cane?
Cane, burada boş koltuk var.
¡ Cane, aquí hay asientos libres!
Hadi Cane, sen de olunca verirsin bana.
Vamos, Cane, ya me lo darás cuanto tengas.
Cane'e gidip ne yapacağımıza bakalım.
Vamos donde Cane, a ver qué hacemos.
- Hoşça kal Cane!
- ¡ Adiós, Cane!
"Bastonumu Ver Bana" dan mı bahsediyorsun?
¿ Te refieres a "Hand Me Down My Walking cane"?
"Baston" evet, onu çal.
"Walking cane", esa, toca esa.
Papirüs kamışları var orada.
Está Papiro Cane.
- Papirüs kamışları mı, Yüce Sezar?
¿ Papiro Cane, divino César? Sí, Papiro.
Ama ben Britanya'yı fethettim, ispatlamak için de, yüz bin adet papirüs kamışı getirdim!
Yo he conquistado Bretaña... y tengo unos cien mil Papiros Cane para demostrároslo.
Cane adlı delinin biri uzay kıyafetine gerek olmadığını düşünmüş.
Un chiflado decidió que no necesitaba un traje ambiental.
Saat 9'da diyelim. Mondo Cane'de.
A las nueve en Mondo Cane.
Bu adamın, Union Cane'in ağır siklet şampiyonasında rakibin olmasına fırsat verir misin?
Dale a este hombre, Union Cane, la oportunidad de desafiarte por el título de los pesos pesados.
Cane ile dövüşeceğimi söyle.
Dile que pelearé contra Cane.
- Union Cane şampiyonluğa oynuyor.
- Union Cane va a por el título.
Cane ile dövüşürsen, George sana garanti lisans alır.
Si peleas contra Cane, George te garantiza la licencia.
Belki de Bayan Balboa'yı dövüş için razı etmeliyiz.
Quizá la Sra. Balboa debiera pelear contra Cane, ¿ eh?
CANE ŞAMPİYONLUKTA İDDİALl
CANE SE PRESENTA AL TÍTULO
DİKKAT CANE :
CUIDADO, CANE :
ROCKY'NİN GUNN'l CANE'E KARŞl
GUNN VA A POR CANE
Tommy ile Union Cane ne zaman karşılaşacak?
Rocky, ¿ cuándo va Tommy a por Union Cane?
CANE GUNN'A KARŞl
CANE CONTRA GUNN
Union Cane!
¡ Union Cane!
- Haydi, Cane.
- Vamos, Cane.
Union Cane pek iyi hissetmiyordu.
Union Cane no se sentía muy bien.
Cane kağıt üstünde şampiyondu.
Ya sabemos que Cane es un campeón de papel.
- Onun yumruğuyla kazandığı ünvanı yok.
- El título de Cane fue un chanchullo.
Konudan uzaklaşıyoruz Cane resmi şampiyondu.
Nos estamos pasando. Cane era el campeón reconocido.
- Cane gibi ölülerle dövüşerek, yapamaz.
- No peleando contra muertos como Cane.
Sutter Cane'in kayboluşu.
Cuando Sutter Cane desapareció.
Sutter Cane kayıpmış.
Sutter Cane ha desaparecido.
Sutter Cane.
Sutter Cane.
Sutter Cane okur musun?
¿ Has leído a Sutter Cane?