Caroline tradutor Espanhol
4,814 parallel translation
Ben... Caroline için temizlemek için.
Estaba... apunto de limpiarla para Caroline.
Yarın akşam Caroline ve ben sofia ve seni yemeğe götürsem nasıl olur? - Um...
¿ Qué tal si mañana por la noche Caroline y yo os llevamos a ti y Sofia a cenar? O yo podría cocinar para vosotros aquí y mantenerme al tanto de todo.
Şaşıracak birşey değil cooper seni josh ve caroline ile randevuya götürmek istiyor.
Y guapa. No me sorprende que Cooper quiera llevarte a una cita con Josh y Caroline.
Büyüdüğüm zaman caroline olmak istiyorum!
¿ Puedo decir que cuando crezca quiero ser como Caroline?
Cooper delirecek, biz kavga edip ayrılacaz, ve sonra umut ediyorum caroline ve ben arkadaş kalacaz
Cooper se enfadará, pelearemos, romperemos, y con suerte Caroline y yo seguiremos siendo amigas. Bien.
Caroline beni davet etti.
Caroline me invitó.
Oh, caroline, sen harikasın.
Oh, Caroline, eres la mejor.
Oh. Benim yedinci sınıftan beri en iyi arkadaşım, ve şimdi Caroline onu bende uzaklaştırdığını hissediyorum.
Ella ha sido mi amiga desde que estábamos en séptimo, y ahora siento como si Caroline la estuviera alejando de mí.
Caroline hakkında endişelenmezdim.
Yo no me preocuparía por Caroline. Ella se cansa de sus amigos rápidamente.
İnanamıyorum O "evet" dedi.
No me creo que hayas invitado a Caroline aquí.
- Caroline.
- Caroline.
Seyahat programın Caroline'ın masasının üzerindeydi.
Tu itinerario estaba en la mesa de Caroline.
Ama, hayır... bence sen ve Caroline'in sorunu aynı.
Pero no... Creo que Caroline y tú tenéis el mismo problema.
Caroline.
Caroline.
Hayır, Caroline'nın hayal ettiği düğün salonunda yer açıldı, bundan dolayı düğünü Cumartesi'ye aldılar.
No, lugar de ensueño boda de Caroline llegó a estar disponible, lo que se trasladó a la boda hasta el sábado.
Olmaz, Caroline'ı beklemeliyiz.
No, no, tenemos que esperar para Caroline.
- Caroline, Caroline.
Uh, Caroline, Caroline.
- Caroline bu inanılmaz.
Caroline, esto es increíble.
- Selam Caroline.
- Oh, hola, Caroline.
Bana bir şey ödemek zorunda değilsin.
No, Caroline, no tienes que pagarme.
Şimdi Caroline'nin biriciği olduğuna emindir.
Y ahora se sabe a ciencia cierta que Caroline es la única.
Eminim Caroline gelmek üzeredir. Bu yüzden çok teşekkürler ancak kesinlikle olmaz!
No, estoy seguro de Caroline estará aquí muy pronto, así que muchas gracias, pero absolutamente no.
Ben gidiyorum tamam mı? Gabi bekle, Caroline henüz gelmediğinden dolayı yeminlerimizi tekrar etsek sorun olur mu?
Espere, espere, Gabi, ¿ te importa si practico mis votos desde caroline no está aquí?
O battaniye senin sevgini somutlaştırdı Caroline... Sadece ikimize özel tatlı, nazik bir şey.
" Esa manta encarna el amor, Caroline- - gentil, amable y absolutamente única para los dos de nosotros.
Anlıyorum, bundan sonra Caroline şuna benzer bir şey diyecektir...
Uh, sí, y entonces- - y luego Caroline probablemente diría algo así como...
Josh, ona battaniyeyi ören kızla evlenmek için heyecanlı onu yapan kız Caroline değil.
Josh está muy entusiasmado para casarse con la chica que lo que hizo la manta, Caroline no sólo es la chica que lo hizo.
Ancak yapmazsam, sahte bahanelerle Caroline ile evlenecek. Ondan sonra da acı dolu bir boşanmaya yol açacak. Hepsi benim hatam olabilir.
Pero si no lo hago, entonces él será casarse con Caroline bajo falsas pretensiones, entonces eso podría dar lugar a un divorcio muy doloroso entonces todo sería mi culpa.
Bunlar beni endişeli yapabilirdi ta ki Caroline bunu bana verene kadar.
Ver, que habría hecho que me pone nervioso, pero todo cambió cuando Caroline me dio esto.
Caroline onu vermeseydi de, onu başka şeyleri için sevecektin.
Si Caroline no le dio a usted, todavía la amaría para otras cosas.
Caroline doğum gününü unuttu bu yüzden de Gabi bunu Caroline'a verdi.
Caroline olvidó tu cumpleaños y Gabi dejó Caroline dice la actual era de ella.
Battaniyeyi nasıl ördün Caroline?
Caroline, ¿ cómo haces que mi manta?
Üzgünüm Caroline. Yapamam.
Lo siento, Caroline, No puedo.
Caroline ile nasıl geçti?
¿ Cómo te fue con Caroline?
Bilmeliydim. Caroline bana hiçbir zaman buna benzer bir şey yapmamıştı.
Caroline nunca ha hecho nada de eso por mí antes.
Caroline bir senedir yoktun.
Caroline, te has ido por un año.
Caroline içimde hayatını geri almak için bağırıyor.
Y Caroline estaba dentro de mí, gritando por él, por tener su vida de vuelta.
Caroline ben...
Caroline, soy...
Caroline ve ben Mystic Falls sınırını üç kere taradık.
Caroline y yo revisamos la frontera de Mystic Falls tres veces ya.
Caroline ve benim vampir olduğumuzu biliyor.
Ella sabe que Caroline y yo somos vampiros.
Caroline yurtta kalıp dikkat çekmemeye çalışıor, Sarah'dan bir iz yok henüz. Ya saklanıyor ya da beni anlatacağı gece haberlerini planlıyor.
Caroline está escondida en el cuarto, no hay señales de Sarah aún lo que significa que se está escondiendo o está planeando delatarme para exponerme.
Caroline çok uğraştırıyor ama buna değer.
- Sí. Los gustos de Caroline son caros, pero ella lo vale.
Caroline'a göre Sarah hala kayıp. Ve şimdi Enzo da ortalarda görünmüyor.
Según Caroline, Sarah sigue desaparecida y ahora Enzo también lo está.
Bence Caroline'dır.
Apuesto a que fue Caroline.
Caroline onu etkileyip Elena'nın saldırdığını unutturdu.
Caroline la obligó a olvidar que Elena la atacó.
Caroline, arkadaşa ihtiyaç duymak zayıflık değildir. Anlık ya da ne dersen de.
Caroline, necesitar a tus amigos no es una debilidad, momentánea o de otra clase.
Caroline bir şeyler anlattı.
Caroline me informó un poco.
Bu arada Caroline ile görüşüyor musun?
Eh. Por cierto, ¿ sabes algo de Caroline?
Bunun için gelmeyeceksen de en azından Caroline'ı Enzo'dan kanka olmayacağı konusunda uyarmak için gel.
Si no es para eso, al menos para convencer a Caroline de que Enzo no es del tipo de nuevo mejor amigo.
Caroline gelene kadar kullanmayacak.
Josh fue muy claro, nadie va a usar la bañera hasta que regrese Caroline.
Hayır Caroline.
Oh!
Caroline...
" Caroline... desde el momento en que te vi,