Central park tradutor Espanhol
864 parallel translation
- "Central Park" yakınlarına.
Pensé que me gustaría ubicarla cerca de Central Park.
Neden parkın içine değil?
Ya veo. ¿ Por qué no la construye adentro de Central Park?
Central Park'ta şarap içiyoruz ve henüz yatmadık.
Bebiendo vino en Central Park, y no nos hemos acostado todavía.
Ama Central Park'ta baş başayız.
Pero, estamos solos en Central Park.
- Gelecek sefer Central Park'a gidin. Havası daha iyi.
Vaya al parque la próxima vez, el aire es más puro.
Central Park'da
A Central Park
Central Park'taki Cannonball Adası.
Cannonball Island en Central Park.
Central Park Gölü'nde mi?
¿ En el estanque de Central Park?
Burada, onun yerinde, ya da parktaki gölde! Git, Tony! Git!
¡ Aquí, en su casa o en una barca en Central Park!
Ben gariban bir denizciyim... yanında Central Park'ın Prensesi olan bir denizci.
Sólo soy un pobre marinero... paseando por Central Park con una princesa a su lado.
Burası Tiergarten, Berlin'in Central Park'ı denirdi.
Esto es el "Tiergarten" ; era el parque central de Berlín.
Adam da Park Central'a gitti ve yüzdü.
Y se fue a nadar a Central Park.
Karanlıkta yapacak hoş şeyler çok oluyor ama Central Park'ta kürek çekmekle olmuyor.
Se pueden hacer muchas cosas en la oscuridad... pero preferiría no ir a remar a Central Park.
Arabamla Central Park'tan geçiyorum.
Yo cruzaba Central Park.
- Central Park'ta.
- En Central Park.
Dikkat etmezseniz ikiniz de Central Park'ta gelişeceksiniz.
Los dos creceréis en Central Park si no vigilas.
Şu anda çektiğim Central Park'la ilgili.
Estoy haciendo una sobre el Central Park.
Central Park filmi neredeyse bitti.
Mi documental está casi terminado.
Göçmen Bürosu'ndaki dosyalar, Central Park'ın kuytu köşeleri... konutlar, arı kovanı gibi okullar... hapishaneler, karakollar.
Archivos de Inmigración, sombras oscuras en Central Park, pisos de alquiler, colegios masificados, cárceles, comisarías.
Kestirmeden gidebiliriz, şuradaki Central Park'tan.
Podemos atravesar Central Park, por allí.
lşın tabancasıyla ateş ettiler!
Nos han disparado en Central Park.
- Evet. Central Park'ta.
- Sí, señor, en Central Park.
- Görünen o ki bugün Central Park'a gidiyoruz.
- Iremos al Central Park.
Central Park ne güzel görünüyor değil mi?
¿ No es una vista preciosa del Central Park?
Bana Central Park'ı gösterdi.
Me mostró el Central Park.
Cadde'de oturuyorum. Central Park'tan sadece yarım blok uzakta.
Vivo en la calle 60 oeste, a media manzana de Central Park.
Yiyeceklerle ne halt yapıyorsun?
¿ Qué rayos haces con la comida? - ¡ Quiero regresar a Central Park!
"Neden bir taksiye atlayıp Central Park'a gitmiyor ve kendini göle atmıyorsun?"
"¿ Por qué no coges un taxi, te vas a Central Park y te tiras al lago?"
Central Park'a yeterince gitmiyorum.
No le saco mucho partido a Central Park.
Cuma günü güzel bacaklarının üstüne duruyor olursan seni Central Park'a götürürüm.
Si el viernes te levantas sola, te llevo a Central Park. - ¿ Por qué?
Hemen 20 papeli çık yoksa karını arar Central Park'ta etekli geziyor derim.
Déjame 20 pavos o le diré a tu mujer que llevas un vestido.
Central Park'ta çişini yapıyor.
Está meando en Central Park.
Central Park'ın ortasında değiliz.
No estamos en medio de Central Park.
Bazen yemekten sonra Central Park Hayvanat Bahçesi'ne gidip yarım saat aslanları çiziyor.
A veces, después de almolzar, va al zoo de Central Park y dibuja leones durante media hora. Solo leones, ¡ dios mio!
Central Park'taki bir alt geçitte...
en un túnel de central Park a Ias...
Tüm Central Park'ta bir paket kraker için köpek kovaladım.
¿ He persegu ¡ do a un perro por un paquete de gaIIet ¡ tas!
- 65. Cadde Batı Central Park'ta mı?
- ¿ En Ia 65 con central Park oeste?
Central Park'tan daha güzel.
Más bonito que el Central Park.
Bu sabah saat 9'da Central Park'taki sıcaklık 35.5 derece idi, ve yakın zamanda bir düşüş beklenmiyor.
La temperatura en el Parque Central es de 36 grados y no hay alivio a la vista.
Bugün Central Park'ta bir Arnavut kordiplomat, iki polis görevlisinden sadece 100 metre uzakta olmasına rağmen hırsızların saldırısına uğradı.
Un miembro diplomático de Albania fue robado en el Central Park aunque había dos patrulleros a 90 metros de él.
Polis, bugün Central Park'da yaşanan görülmemiş bir olayla şakına döndü.
La policía está desconcertada por un incidente en el Central Park.
Bana burayı "Central Park" tan bile çok sevdiğini söyledi. Çünkü tek başına da yürüyebiliyormuş ve kaybolmaktan korkmak zorunda değilmiş.
Me dijo que le gustaba incluso más que Central Park porque puede pasear solo, y no tiene que preocuparse por si se pierde.
"Bir gece Central Park" taydık. Geç saatlere kadar kaldık. "
Nos quedamos en Central Park hasta muy tarde.
Bir buçuk dakikayı Central Park'ta bisiklete çıplak binen kadına ayırdınız.
Un minuto y medio de la mujer que anda en bicicleta desnuda.
Central Park'a nasıl geldi? Bana bak.
- ¿ Cómo llegó al Central Park?
Seni The Battery'e, Central Park'a götürebilirim.
Podría enseñarle el parque Battery...
52.
Central Park.
Yoksa kalkıp çıkardın. Central Park'ta.
En Central Park.
Bir bakayım. Palais Royale'deki merkez parkı biliyor musunuz?
Así que ¿ conoce el patio central del Palais Royal?
Gotham Park, West Drive'dan güneye gidiyoruz.
Parque central, dirección West Drive.
- Central Park'a mı?
- ¿ En central Park?