Chair tradutor Espanhol
85 parallel translation
# Kalk sandalyenden
♪ Get up off your chair ♪
ve parkta...
En el Parque de Chair..
Ve parkta, badem çiçekleri var...
En el parque de Chair un almendro crece...
Ve parkta, kırmızı güller,
En el parque de Chair florecen las rosas,
Ve parkta, badem çiçekleri var.
En el parque de Chair un almendro crece
Ve parkta... 3 yıldır bu tangoyu yapmıyorum.
En el parque de Chair... Durante tres años presté servicio allí, acompañado por ese tango.
* Sonra kollarına alırdı sallanır koltukta beni *
# Then he holds me in the rocking chair
The warden said Buddy, don'tyou be no square lfyou can't get apartner use a wooden chair
~ The warden said Buddy, don't you be no square ~ If you can't get a partner use a wooden chair
Sandalye efendim!
la silla ( chair ), señor!
Sandalye diyorum buyrun oturun!
Chair, señor, he dicho!
- Sandalye diyeceksin.
- Di Chair ( silla ).
- "Sharon's Chair" patlayacak. - "Melt"'i seviyorum.
"Sharon's Chair" romperá.
genç bir amerikalı olmak, rahat ve yumuşak,
To be a young American in muskrat love, soft as an easy chair, not even the chair,
Öyleyse yakına sokulun çünkü bu gece, Sallanan İskemle'de Yetenek Gecesi.
Así que acurrúquense y acérquense... que ésta es la noche de los aficionados del Rocking Chair.
As we should be landing shortly make sure that your tray table is locked and your chair is in the upright position.
- ¡ Recibido! Como aterrizaremos en breve asegúrense de que sus bandejas están bloqueadas y sus sillas en posición vertical.
O Ayakura'nın büyük teyzesi, Şu an Yeshu Tapınağı'nın rahibesi.
Es tia abuela de Ayakura, right now she is Yeshu Temple's chair.
# She tied you to a kitchen chair ( Bağladı mutfak sandalyesine seni ) #
# # Ella te ató a una silla de cocina # #
Ben pisikiyatristimdün onu boş bir sandalye ile konuşurken gördüm
I'm a psychiatrist, and I saw him yesterday talking to an empty chair.
Oturacak bir sandalye.
Un'chair'es para inclinarse.
"Sallanan Sandalye" hâlâ onaylıyor.
Rocking Chair aún se ríe.
# Sitting in my easy chair
# Sitting in my easy chair
Martin's Foogoo Chair.
Sillas Martin Fuuueeegoo.
Mor tahtırevanıma ihtiyacım var.
Necesito Violet Sedan Chair.
Tatlım, Violet Sedan Chair bir albüm.
Querida, Violent Sedan Chair, es una banda.
* Sandalye hala bir sandalyedir *
A chair is still a chair Una silla es aun una silla
* Ama bir sandalye bir ev değildir *
But a chair Pero una silla Is not a house No es una casa
Gabriela Laurent... "la Rhapsodie de la chair"...
Gabriela Laurent... eh, "la Rhapsodie de la chair"...
"La Rhapsodie de la chair"...
"La Rhapsodie de la chair"...
Tamara, Hawaii Chair yalnızca ev için tasarlanmamıştır.
Ya sabes, Tamara, la Silla Hawaiana no fue diseñada sólo para el hogar.
O yüzden ofis çalışanlarının Hawaii Chair hakkında ne düşündüğünü öğrenmek için Erin Lee'yi işe yolladık.
Pues, para ver lo que los oficinistas piensan de la Silla Hawaiana, enviamos Erin Lee a trabajar.
- "Violet Sedan Chair" i hiç duydunuz mu?
- ¿ Ha escuchado Violet Sedan Chair?
"Violet Sedan Chair" grubu neden dağıldı?
¿ Por qué se separó Violet Sedan Chair?
Tavsiyen için teşekkürler. BİR HAFTA SONRA Damages.S05E09 "I like Your Chair"
Gracias por el consejo.
Geri-chair firması ile karlı bi anlaşma yapmaya çalışıyorum.
Estoy intentando conseguir un contrato de publicidad de publicidad con Geri-Chair,
Geri-Chair firmasını biliyorum.
Conozco a Geri-Chair.
eh, o konuştuğum kişi Gerald Chair Geri-Chair firmasının mucidi.
Bueno, era Gerald Chair, el inventor de Geri-Chair.
Sen Geri-Chair'nin yeni sözcü kocakarısısın!
¡ Eres la nueva anciana-difusora de Geri-Chairs!
Geri-Chair noeli yalnız geçirmemi daha güvenli hale getiriyor.
Geri-Chair hace que sea seguro para mí pasar sola la Navidad.
Dair, Chair'a karşı konusunda hararetli tartışmalar vardı.
Es "Dair" versus "Chair" en una batalla real.
Bunu yapabilmek için her şeyden vazgeçerdim. Benim hissettiğim, Bayan Chair...,... benim hissettiklerim...,... bu dünyada sıtmadan ölen her çocuğa beslediğim bir duygu.
Daría cualquier cosa para cambiar esa única cosa, y mi punto, señora Presidenta, mi punto es, que lo que siento, es como los padres de todos los niños perdidos por malaria se sienten.
Big Chair Satranç kulübü.
Club de ajedrez Big Chair.
Big Chair Satranç Kulübü kuruluşundan itibaren 7 yerel okul ve bir çocuk ıslahevi ile ortaklıklar geliştirdi.
Desde que se estableció el Club de Ajedrez Big Chair desarrolló alianzas con siete escuelas locales y un centro de detención juvenil.
5 şehrin şampiyonluğu alındı ve 4 ulusal şampiyonada yarışmalarından ilham alan Washington DC belediye başkanı 17 Haziranı Big Chair Satranç Kulübü Günü olarak ilan etti.
Obtuvo cinco títulos de la ciudad y compitió en cuatro campeonatos nacionales y sugirió al alcalde que se proclame el 15 de junio Día del Club de Ajedrez Big Chair.
Big Chair Satranç Kulübünün ikinci şubesini açtı ve şu anda kendini ABD genelinde şehir içi satranç programları başlatmaya adadı.
Comenzó la segunda sede del Club de Ajedrez Big Chair y se dedica a iniciar programas de ajedrez internos en todo EE.UU.
De la cendre L'os, de la chair La vie.
¿ Ceniza? ¿ Huesos, carne? La vida.
En son The Mermaid Chair'i okuduk.
Acabamos de leer "El secreto de la sirena."
I'm just gonna grab a chair.
Solo iré a buscar una silla.
Devlerden biri, ki onun Kral olduğunu sanıyorum... * he sat alone in a chair at the end of the hall.
Un gigante, que supuse que era el rey, estaba sentado solo en una silla al final del salón.
Senin adın sandalye olsun.
Deberías llamarte Chair.
Beware the chair.
Cuidado con la silla.
* Sandalye hala bir sandalyedir *
Ooh, ooh-ooh, ooh... A chair is still a chair Una silla sigue siendo una silla