English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ C ] / Ciğer

Ciğer tradutor Espanhol

573 parallel translation
- Kedi ciğer meselesi.
- Las uvas están verdes.
Baba sana ciğer verecek.
A ver qué quiere el jefe.
- Ciğer hapı al o zaman.
Tómate una píldora para el hígado.
Ciğer hapı falan istemiyorum.
- No quiero una píldora.
Ciğer ve pastırma.
higado y tocino.
Gulaş'ı tavsiye etmem, fakat paprika ciğer... tam savaştan önceki gibi!
No recomiendo el goulash, pero el hígado paprika... Es sencillamente "Pre-Guerra".
Ellerinde güzel ciğer varmış...
Me han dado un hígado buenísimo.
Ne istersiniz? Jambon mu ciğer mi?
¿ Qué quiere, jamón o paté?
Ciğer.
Paté.
Sosisli sandviç değil, ciğer.
Salchichas no, paté.
- Ciğer hapı. Balayında kim ciğer hapı görmek ister ki?
Quieren ver sitios románticos, sitios bonitos.
Pastırmalı ya da jambonlu yumurta, ciğer, biftek...
Huevos con jamón, tocineta con hígado, huevos con tocineta, bistec...
Nasıl bir ciğer bu, körük gibi!
¡ Qué pulmones!
Patron, sen git biraz ciğer al.
Jefa, compra un poco de paté.
Çelikten kaslar, demirden ciğer, ve insan üstü bir güç. Çık oradan.
pulmones sanos, costillas de acero, y fuerza sobrehumana.
Ayrana ve ciğer sosisine ve her şeyin dünkü gibi yerli yerinde olması şerefine.
Por la leche, el pate y por que las cosas vuelvan a ser como ayer.
Ah bu çocuğun ciğer sorunu yok mu!
¡ Ese chico y su pulmón!
Çeşitli sandviçler, Yumurtalı domuz böğrü, Yumurtalı Jambon ve ciğer var.
Hay varios sandwiches, huevos con tocino, huevos con jamón, hígado -
Yumurtalı domuz böğrü, Yumurtalı Jambon, ciğer ve biftek var.
Hay huevos con tocino, huevos con jamón, hígado y tocino, bife.
Bir porsiyon da ciğer tava.
E hígado para uno. Mientras, voy a llamar por teléfono.
Kızarmış piliç vardı. Ayrıca kaz ciğer ezmeli sandviçler. Ve manzara.
Llevamos pollo frito, está bien y sandwiches de paté de foie-gras y admiramos el paisaje.
Şuna bak - ciğer güveç.
Mira, ¡ hígado! ¡ Debemos estar anémicas!
En azından yemek fena değil. Demek ciğer var.
Esto tiene buen aspecto, hígado.
Onlar anca ciğer tava bilirler!
Conozco bien el hígado a la veneciana con cebolla.
Çocuğun biri ciğer ezmesi sürülmüş Ritz krakeri verip adına "kanape" dedi.
Me dan una galleta con hígado picado y dicen que es un canapé.
Ben de, "Ne kanapesi, ciğer ezmesi sürülmüş Ritz krakeri!" dedim.
Yo dije : "¿ Esto es un canapé?" "¡ Es una galleta con hígado!"
Peki buna ne dersin, ciğer sote?
¿ Hígado picado?
Jambon, peynir ve ciğer ezmesi var.
Tengo jamón y queso y embutido.
Ciğer, tavuk, ciğer ve tavuk.
Tengo leverburs, leverburs, pollo y leverburs.
- Tavuk, ya da ciğer?
¿ De pollo o leverbus?
Ciğer çorbasına ne dersin?
¿ Qué te parece sopa de menudo?
Matmazel Sabine'e öğle yemeği için ciğer ve...
Señorita, para el almuerzo de Sabina, póngale un filete. - Bien.
Ciğer ve meyve salatası. Lezzetliye benziyor.
Hígado frito y macedonia de frutas.
- Eskisi kadar can ciğer değiliz.
- No somos tan amigos como antes.
Öğle yemeği için ciğer yapayım mı?
Para almorzar, ¿ le parece bien hígado de ternera?
Ciğer kızartacağım.
Pues haré hígado.
Pekâlâ, ciğer yap öyleyse.
Muy bien, hígado entonces.
Her sabah kahvaltıda sandalyesinin altına ciğer ve pastırma koyup dolaba girer.
Cada día, para desayunar... Ken coloca un plato con hígado y tocino debajo de la silla... y se encierra en el armario.
- Bir ciğer için 500 dolarmı?
- ¿ Quinientos dólares por un hígado?
Bilirsin işte, Jenny'nin bahsettiği şu ciğer doktoruna.
¿ El doctor del hígado del que Jenny me contó?
Ama kediye ciğer emanet etmek aptallık olur.
Qué granjero mete la comadreja en el gallinero?
- Biraz ciğer ezmesi Albay?
- ¿ Quiere foie gras, Coronel?
Ciğer salamı mı, efendim?
- ¿ Embustido de paté de hígado, señor?
Jim Bridger'i, Kit Carson'ı, Ciğer Yiyen Johnson'u tanırdım.
Conocí a Jim Bridger, a Kit Carson, a Liver Eatin'Johnson.
İşte ciğer ezmem mangalda hindi ve sonrasında dinlenmek.
Ahí está mi paté... Pavo al carbón y lo demás.
Yemekte ciğer ve spagetti var.
Hígado y fideos para cenar.
Ciğer nasıl olsun istersin?
¿ Cómo te gusta el tuyo?
Çocuğun biri ciğer ezmesi sürülmüş Ritz krakeri verip adına "kanape" dedi.
Un joven me da una galleta con foie gras y dice que son "canapés de paté".
Ben de, "Ne kanapesi, ciğer ezmesi sürülmüş Ritz krakeri!" dedim.
Le dije : "¡ Paté, tu padre! ¡ Es una galleta con foie gras!"
- Ciğer sevmem.
No me gusta el hígado.
Ciğer yeterliliği % 50 daha iyi.
La capacidad pulmonar es un 50 % mejor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]