Clarity tradutor Espanhol
39 parallel translation
Kimse tedavi merkezimizle alay edemez.
Nadie se burla de mi Clarity Harbor.
Windward Clarity, eyaletteki bir hastaya bakan personel oranı en yüksek tesis.
WindWard Clarity tiene el más alto índice de personal a paciente de cualquier centro en el estado.
Clarity'yle.
"Lucidez".
Yaşla gelen bunama sorununu yok ediyor. Clarity yıllar önce geliştirilmişti.
Es lo contrario a la senilidad.
Clarity.
- "Lucidez".
Belki biraz. Ama benim Clarity'yi düşünmem gerekiyordu.
Quizás un poco.
Clarity'yle ne kadar çok uğraşırsam o kadar doğru yolda olduğuma ikna oluyordum.
Pero tenía "Lucidez" para pensarlo. Mientras más profundo hundía mis dientes en "Lucidez", más me convencía que estaba tramando algo.
Clarity'yle yaşlı laboratuar fareleri idrak yeteneklerini on misli arttırmışlardı.
Con "Lucidez", las ratas viejas de laboratorio habían aumentado sus habilidades cognitivas.
Sonraki gece 10 miligram Clarity'yi Bay Ketchum'un mantar çorbasına damlattım.
A la noche siguiente le puse 10 miligramos de "Lucidez" a la sopa de hongos del Sr. Ketchum.
Clarity'nin varlığından kimsenin haberinin olmasına izin veremezdim.
No podía dejar que nadie se diera cuenta que tenía "Lucidez".
Yani, bütün araştırmamı gizlice yürütmeliydim ve Clarity'yi saklamalıydım.
Entonces tuve que hacer toda mi investigación de manera sigilosa.
O zaman eski Clarity dosyalarım neden sende?
¿ Entonces por qué tienes mis viejos documentos de "Lucidez"?
Artık Clarity'ye sahip olduğunu mu düşünüyorsun?
¿ Crees que tienes a "Lucidez"?
Bayan Wilder ve Clarity'yi aynı cümlede kullandığında, faksı onun yollamış olduğunu anladım.
Cuando mencionó a la Sra. Wilder y a "Lucidez"... en el mismo suspiro, supe que había enviado el fax.
Peder Grisham, Bay Mükemmel'in bizim pansiyonerimiz olmasınız başka nasıl açıklayacaksınız? Ya da Bay Ketchum'un Clarity sayesinde ilerleme kaydetmesini?
Padre Grisham, sino, ¿ cómo puede Ud. explicar... que el Sr. Perfecto sea nuestro nuevo inquilino... y que el viejo Ketchum progresara tanto con "Lucidez"?
Hazır mısınız? Clarity.
- ¿ Listos chicos? "Lucidez".
Nether Clarity'yi mi istiyordu?
¿ Nether quiere "Lucidez"? Podría tenerla.
Clarity için kullandığı paraları yarattığım bir hesaba aktardım. Karısı gibi davranarak, aktarılmış olan paranın hepsini çektim. Ve kız arkadaşı rolü yaparak da Moldova'ya iki uçak bileti aldım.
Tomé los fondos que él poseía para "Lucidez", y los he transferido a cuentas que he creado, pretendiendo ser su esposa, retiré todos esos fondos, y pretendiendo ser su novia, agendé dos boletos de primera clase a Moldova.
Bakalım, 50 miligram Clarity Bay Ketchum'a çok fazla gelmişti.
Veamos. 50 mg. de "Lucidez"
İlk olarak neyin etki edeceğini bilmiyordum. İstiridye mi, Clarity mi?
No sabía qué fue primero, las ostras o "Lucidez".
Foururadol. Asla aspirin ürünleriyle karıştırılmamalı. Aynı Clarity gibi.
Foururadol nunca fue mezlado con productos que contengan aspirina... como "Lucidez".
Clarity.
Lucidez.
Clarity Drilling'in halka arzını da getir.
Tráeme la OPV de Clarity Drilling.
Clarity Drilling'deki bir kontrolör asistanına ait.
Pertenece a una subdirectora de Clarity Drilling.
Diğer taraftan ben, senin uydurduğun bir şirkete Clarity Kazı'dan para aktarmak için bu kimliği kullandığını biliyorum.
Yo, por el otro lado, sé que has usado esta identificación para realizar pagos desde Clarity Drilling a una empresa falsa que tú creaste.
Bu Clarity'nin Tulsa'nın güneyinde yaptığı operasyon sırasında çıkardığı yeraltı suyu, ve yüksek miktarda dibutoxyethanol, metan, ve benzin içeriyor.
Esto es agua subterránea de la operación de Clarity en el sur de Tulsa. Tiene niveles elevados de dibutoxietanol, metano y benceno.
Adım Clarity Kannaiah!
¡ Mi nombre es claridad Kannaiah!
200 ) } Uzaklardan gelen çan sesi bana yalnızlığı anımsattı 200 ) \ blur3.5 } Bir kere daha gücümü topladım 200 ) } Bir kere daha gücümü topladım 200 ) \ blur3.5 } Ve bu sefer herkesten daha yukarıya koştum 200 ) } Ve bu sefer herkesten daha yukarıya koştum 200 ) \ blur3.5 } Değişmeyen gerçeklikle birlikte
The far-sounding chime of a bell carried a solitary tone tooku ni kikoeta kane no ne ga sukoshi samishikute but with greater clarity and vibrance mou ichido tsuyoku kondo wa takaku kakenuketa tada kurikaesu genjitsu mo hoshi no kazu no negaigoto mo
Projenin adı "Küresel Berraklık" ve her gün 1.7 trilyon telefon görüşmesi e-posta ve mesajı kontrol ediyor.
El nombre del proyecto es GLOBAL CLARITY e intercepta 1.700 millones de llamadas telefónicas, emails, y mensajes cada día.
Teröristleri yasal olarak takip ederdik ancak patronlar "Küresel Berraklık" a bağIıIıklarından NSA Amerikan vatandaşlarının casuslukla soruşturulmaları konusunda Anayasal Kişilik Hakları Kanunu'nun 4. maddesini, USSID 18 * de dahil olmak üzere bir düzine kadar daha kendi kanunu rahatlıkla çiğniyor.
Podríamos cazar terroristas legalmente, pero debido a la devoción de nuestros jefes por el GLOBAL CLARITY, la NSA ha estado violando felizmente la cuarta enmienda, USSID 18, y una docena de normas propias de la NSA sobre espiar a americanos.
"Küresel Berraklık" ı haber yap.
Informa sobre Global Clarity.
200 ) } Uzaklardan gelen çan sesi bana yalnızlığı anımsattı 200 ) \ blur3.5 } Bir kere daha gücümü topladım 200 ) } Bir kere daha gücümü topladım 200 ) \ blur3.5 } Ve bu sefer herkesten daha yukarıya koştum
Tooku ni kikoeta kane no ne ga sukoshi samishikute but with greater clarity and vibrance mou ichido tsuyoku Kondo wa takaku kakenuketa
Hap satmaktan içeri girmişti.
Estaba metido en la venta de clarity.
- Clarity'yle.
Lucidez.
Clarity.
"Lucidez".
- Clarity.
- "Lucidez".
200 ) \ blur3.5 } Bir kere daha gücümü topladım 200 ) } Bir kere daha gücümü topladım 200 ) \ blur3.5 } Ve bu sefer herkesten daha yukarıya koştum 200 ) } Ve bu sefer herkesten daha yukarıya koştum 200 ) \ blur3.5 } Değişmeyen gerçeklikle birlikte 200 ) } Değişmeyen gerçeklikle birlikte
The far-sounding chime of a bell carried a solitary tone but with greater clarity and vibrance mou ichido tsuyoku Kondo wa takaku kakenuketa tada kurikaesu Genjitsu mo hoshi no Kazu no negaigoto mo
200 ) \ blur3.5 } Bir kere daha gücümü topladım 200 ) } Bir kere daha gücümü topladım 200 ) \ blur3.5 } Ve bu sefer herkesten daha yukarıya koştum 200 ) } Ve bu sefer herkesten daha yukarıya koştum
Tooku ni kikoeta kane no ne ga sukoshi samishikute mou ichido tsuyoku Kondo wa takaku kakenuketa but with greater clarity and vibrance
Önsuç gelecekte bir DEA ajanını öldüreceğini meydana çıkarana dek.
Contrabandista de armas biológicas ilegales con sentencias por posesión de Clarity hasta que Precrimen lo apresó por el homicidio futuro de un agente de la DEA.