Comprende tradutor Espanhol
2,526 parallel translation
Bay Baxter, işin ciddiyetini anlamakta zorlanıyor gibisiniz.
Sr.Baxter, Comprende que es un poco difícil tomarlo en serio. Especialmente desde que dejo el tratamiento.
Ne dediğini kimse anlamıyor.
Nadie comprende lo que dice.
Gereksiz gevezelik yok Anlaşıldı mı?
¿ Comprende?
Hiç kimsenin yaptığımız şeyi Anlayamayabileceğini düşündün mü hiç?
¿ Alguna vez piensas que nadie comprende lo que hicimos?
Aksine, Olive'in azmi Chuck'ın aslında sözde ölmüş olmasının farkına vardığından beri kuvvetlenmişti. Günaydın!
Por lo contrario, la determinación de Olive sólo ha aumentado desde que comprende que Chuck, en efecto, se supone que debería estar muerta.
Biliyorum, ama anlamıyorsunuz...
Yo, ya lo sé, pero no comprende.
- Gerçekten, lütfen anla..
- En serio, por favor comprende...
Beni anlıyor musun?
¿ Me comprende?
Hiçbiriniz onun aslında iyi bir ortak olduğunu anlamıyorsunuz.
Ninguno de ustedes comprende que ella es en realidad una socia de negocios decente.
Kim anlar gerçekten dertlerimi?
¿ Quién comprende realmente mis problemas?
Söylediklerimi anlıyor musunuz?
¿ Comprende lo que le digo?
Hiçbir şey anlamıyorsun!
usted no comprende nada!
Annem geyik kanıyla tüyün anlamını bir saniyede çözmüştü. ve her nasılsa haklıydı.
Madre comprende en un segundo lo que significan el pelaje y la sangre de este ciervo, y, en cierto modo, tiene razón.
Şimdi anladınız mı Donanma'nın geminin yerinin ve ne yaptığının öğrenilmesini neden istemediğini?
Ahora usted comprende porqué la marina no desea que nadie se entere dónde está el barco o qué está haciendo
Donanma'nın sırrının ajanlarımın hayatına mal olabileceğini siz anladınız mı peki?
Y usted comprende que ese secreto de la marina puede costar la vida de mis agentes?
Buradaki benim durumumu anlıyor musun?
¿ Comprende usted mi posición aquí?
Anlaşıldı mı?
¿ Comprende?
Anlamıyorum, ben Guamlıyım.
No comprende. Soy Guamish.
O bunu anlıyor mu?
¿ Eso lo comprende?
Onunla anlayacağı dilden konuştum.
Le he hablado en un idioma que comprende.
Bu insanların anlamasının tek yolu bu.
Ésta es la única justicia que esta gente comprende.
Anlamıyorsunuz.
No comprende.
Beni anlamıyordu fakat onun yanında kendim gibi olabiliyordum.
No me comprende. Quisiera tenerme a mi mismo alrededor.
Maaş çok iyi olmasa da beni anlıyor.
Claro que yo también me quedé con él. No me pagan mucho... pero él me comprende.
Anlıyor musun?
¿ Comprende?
Öyleyse töreleri bilirsiniz, oğlumu toprağa vermek zorundayım.
Entonces usted comprende que necesito enterrar a mi hijo.
Gerçek. Beni anlıyor musun?
Esto es real. ¿ Comprende?
- Anladın mı?
- ¿ Comprende?
Yükü bırakmanın karmaşıklığını en iyi anlayan kişi karar verecek.
La persona que mejor comprende las complejidades de la entrega.
Herşey bitti, anladın mı?
"Es finito, comprende?"
- Anlayışla karşılarsınız umarım.
Estoy segura que me comprende. Sí, sí.
Anladın mı?
¿ Comprende?
Ama şunu anlamalısın, bazen en iyi öğrencim olamayabilirsin ama bu, en az sevdiğim evladım olduğun anlamına da gelmez.
Pero comprende que aunque a veces no seas mi estudiante favorito... eso no significa que seas mi hijo menos predilecto.
Bu konuda anlaştık mı?
¿ Me comprende?
Sınır sorunumuzu anlıyor musunuz?
¿ Ud. comprende la situación en la frontera?
Söylediklerimi anlıyor musun?
¿ Comprende?
- Ve anladınız?
- ¿ Lo comprende?
Ama sadece 200,000 nüfusumuz var.
Pero la población comprende sólo 200000 habitantes...
Bu bakış annesi ile hayatının artık sona erdiğini söyler.
Con sólo mirarla, comprende que su vida juntas ha llegado a su fin.
Aslında, biz kendimiz de pek "Detektif Kardeşler" sayılmayız, ne demek istediğimi anladınız umarım.
No somos santos. No sé si comprende. Me imagino.
O eski toprak, vaziyeti anlıyor.
Es de la vieja escuela, comprende la situación.
Erkekleri ağına düşürmeyi bilmiyor.
No comprende el juego de la caza. A los hombres les gustan los retos.
Anlıyor musun?
¿ Me comprende?
Bunu anlıyormusun.
Comprende esto.
Anlamıyor musun?
¡ Despierte! ¿ No comprende?
Formalite icabı yapıyoruz, biliyorsunuz.
Es una formalidad, ¿ comprende?
Hırs yakından tanıdığınız bir şey mi, Bayan Quinn?
La ambición es algo que usted comprende.
Durumu ciddiyetinin farkında değilsin galiba. Çalıntı mal bulundurma...
Creo que Ud. no comprende la gravedad de la situación.
Vücudu çok zor koşullar atlattı. Anlayacağınıza eminim ama gücünü toparlayıp insan içine çıkması için zamana ihtiyacı var. O yüzden müsadenizle?
Su cuerpo ha pasado por una increíble y difícil tensión, y estoy seguro que comprende que ella necesita algún tiempo para recuperarse antes de aparecer ante el público, así que si no le importa...
Yapması gerekeni anlıyor.
Él comprende lo que tiene que hacer.
- Neyi anladın?
¿ Qué comprende?