Coney island tradutor Espanhol
320 parallel translation
Coney Island'da bir günün sonu.
El final de un día en Coney Island.
İki tane kızla Coney Adası'na gideceğim. Dördüncü kişi olmak ister misin?
Conozco a dos chicas en Coney Island. ¿ Quieres conocerlas?
"Bizimle Coney Island'a gelsene. Harika vakit geçiririz."
Vamos a Coney Island, la pasaremos muy bien.
Onu Manhattan'a götürüp, Coney adasını gösterdi.
La llevó a Manhattan, le mostró Coney Island.
Onu tramvaya bindirirken yüzündeki ifadeye bakacak olursanız büyük ihtimalle Coney Island'a kadar farkına bile varmadan giderdi.
Y por la cara que tenía al montar en el coche seguro que no se entera aunque el cochero la deje en Coney Island.
- Ve Coney Island Kafe'deki şu genç bayan.
Y la joven del Café Coney Island.
Bayan Nelson, ifadenizde cinayet akşamı Coney Island Kafe'nin... -... penceresinde durduğunuzu belirtiyorsunuz.
Srta. Nelson, usted declaró... que en la noche del asesinato... estaba junto a la ventana del Café.
Sayın Yargıç, bu davadaki kanıtları incelemem esnasında Coney Island Kafesini de ziyaret ettim.
Su Señoría, al investigar este caso... también visité el Café Coney Island.
Yarın çocuklarımı Coney Adası'na götüreceğime söz vermiştim.
Prometí a mis hijos que mañana los llevaría a Coney Island.
Bu akşam Coney lsland'daki işinde olacaksın.
Esta noche irás a tu trabajo en Coney Island.
Gece 12'de Coney lsland'da olacağım.
Estaré en Coney Island esta noche a las doce.
Parti Coney lsland'da...
Gran fiesta en Coney Island... para los ricos.
-... zenginlerin oyun yerinde. - Coney lsland.
- Coney Island.
- Ta Coney lsland'a kadar.
- Hasta Coney Island.
Sana Coney Adası'ndaki ayı hatırlatmıştı.
Dijo que le recordaba a la de coney island.
- Coney Adası'na gitmiştir.
- Fue a Coney Island.
Coney Island'da mı?
¿ En Coney Island?
- Coney Island.
- En Coney Island.
Rocky. Coney Island'da ne işiniz var sizin?
Rocky. ¿ Qué hacéis en Coney Island?
Temiz hava almak istedik, biz de Coney İsland'a gittik.
Queríamos aire fresco y nos fuimos a Coney Island.
Geçen gün Coney Island'daydım. Hafta sonu kızım benimleydi. Arkadaşının Trump Village'daki evinden aldım.
Yo estaba en Coney Island, el otro día, tuve a mi hija el fin de semana, la fui a buscar a la casa de un amiga en Trump Village, la llevé a Coney Island, a la costanera.
Coney Adası'na geçen yıl işyerimizi satana dek hiç gitmedik. Gördünüz mü?
No fuimos a Coney Island hasta traspasar el negocio.
Bu bir Coney Island'ı yenebilir mi ki? Evet.
¿ Puedes vencer un tady Coney Island?
Coney Island'daki son gecemizden bir gece önceye kadar.
La otra noche estabamos en Coney Island.
Bir zamanlar bir atım vardı Coney Adası'nda.
Yo tenía una buena yegua. En Coney Island.
Çocukluğumun,.. hep ayaklar altında geçtiğini söylediğimde... Psikiyatristim hep abarttığımı söylerdi.
Mi analista dice que exagero mis recuerdos de la infancia... pero les juro que me crié bajo una montaña rusa... de Coney Island, en Brooklyn.
Bence adam Coney Island'da.
Va a ser verdad que está en Coney Island.
Coney Island'da değilmiş.
No está en Coney Island.
Kahrolası Coney Adası 50 - 100 mil uzakta.
Coney Island debe estar a unas 100 millas de distancia.
Yani Coney'deki gerçek çete.
Eso es, la pandilla más marchosa de Coney Island.
Bir saat içinde, Coney Adası'ndayız. Büyük Coney.
Dentro de una hora habremos llegado a Coney Island.
- Coney Island'ı buldum!
- ¡ Aquí está Coney Island!
Coney Island'daki atlıkarınca gibi.
Es divertido. Como el carrusel en Coney Island.
Coney Island'da eğlence için binilen bir araç.
- Es un viaje a Coney Island.
Büyük bir ihtimalle Coney Island'a gideceğim. Neden sordunuz?
Probablemente iré a Coney Island. ¿ Por qué?
Coney Island'da erkekler buna çıldırıyor.
Los enloquece en Coney Island.
Bu Coney Adası'ndaki en hızlı Radar'dan daha heyecanlı.
Esto es mejor que los juegos del parque de Coney Island.
- Hayır, Coney Island.
- No, Coney Island.
CONEY ADASINI ZİYARET EDİN.
VISITE CONEY ISLAND
Sarsıntı yüzünden herkes iç içe geçmişti.
En Coney Island tenemos un tramo donde todo el mundo se choca.
Johnny'i, düzenli olarak gören tek kişi, Coney Island'daki Madame Zora isimli falcıymış.
La única persona a la que Johnny veía con frecuencia era a una adivina de Coney Island, Madame Zora.
Coney Island'da bir heriften aldım.
Me las dio un tipo de Coney Island.
Coney Island pilotları.
- Son pilotos que juegan.
Adam teyzemi o akşam Coney Island'a paten kaymaya götürmüştü.
La llevó a Coney Island, donde fueron a patinar.
Bir keresinde Coney Adasına gitmiştik, ve burnum akıyordu, ve çarpışan arabada birisi bana çok sert vurdu ben de bütün sümüğü yutmuştum.
Recuerdo una vez en Coney Island, tenía tapada la nariz, de repente me golpeó un carrito chocón, así que me tragué mis mocos. ¡ Bang!
Yüzmek istiyorsanız Coney Island'a gidin.
Podéis ir a nadar a Coney Island.
Coney adasına gidip balıkların parçalanmasını izleyebiliriz.
Coney Island siempre es bonita. Podríamos ir y mirar cómo los peces se desintegran delante nuestro.
Coney Island'a götürdüm, iskeleye. Hız trenine bindik.
Nos vamos a la montaña rusa.
Hardalınızı alın!
Tomen un Coney Island y sírvanse ustedes mismos la mostaza.
Coney Island'a küçük bir yolculuk yaptık.
Eran como coches de choque.
Niyetin böyle oturmaksa, Koni Adası'na git daha iyi.
Si te vas a sentar, mejor vete a Coney Island