English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ C ] / Contigo

Contigo tradutor Espanhol

115,928 parallel translation
Seninle ikinci bir şans istiyorum.
Quiero una segunda oportunidad contigo.
Seninle antrenman yapmayı özledim.
Extraño entrenar contigo.
Sana kızgındım, çünkü Eve ile çıktığını sandım.
Estaba enfadada contigo porque pensaba que estabas saliendo con Eve.
Evet ama bunu seninle yapmak istemiyorum.
No es... Sí, pero no quiero hacerlo más. Contigo.
Sonunda seninle burada olduğum için hevesliyim sadece.
Solo estoy entusiasmado que finalmente esté aquí contigo.
Ama seninle evlenmeyeceğim Mxyzptlk.
Pero no voy a casarme contigo, Mxyzptlk.
Neden, senle mi birlikte olacak?
¿ Por qué crees que ella querrá estar contigo?
Seninle evleneceğim!
¡ Me casaré contigo!
Seninle evlenmeyeceğim.
No me voy a casar contigo.
- Sevmek birine emirler vermek ya da onu seninle evlenmeye zorlamak değildir.
- El amor no es exigirle cosas a nadie ni tampoco obligarlo a que se case contigo.
Senden de yeter.
Y terminé contigo.
Seninle olmak, her gün kalbimle anlaşmazlık içinde olmak anlamına gelir Mxyzptlk.
Estar contigo significaría pelear contra mi corazón todos los días, Mxyzptlk.
Seninle birlikte olmaktansa ölürüm daha iyi.
Prefiero morir aquí antes que estar contigo.
Gerçekten çok iyi vakit geçirdim.
Me la pasé muy bien contigo.
Kara, bir saniyeliğine konuşabilir miyiz?
Oye, Kara, ¿ puedo hablar contigo por un segundo?
- Seninle gelmemi ister misin?
- ¿ Quieres que vaya contigo?
Seninle geliyorum.
Voy contigo. Ni hablar.
Beni de yanına al!
- ¡ Déjela, vamos! ¡ Llévame contigo!
Seninle konuşmam gerek.
Necesito hablar contigo.
Ya da bu muhtemelen seninle oynamasını bilen bir kadının başka bir üç kağıdı olmasın?
¿ O podría ser posiblemente otro engaño de una mujer que sabe cómo jugar contigo?
- Seninle konuşmak istiyor.
- Quiere hablar contigo.
- Seninle daha çok zamanım var.
- Poder estar más tiempo contigo.
Seninle gelmemi ister misin?
¿ Quieres que vaya contigo?
Seninle konuşmak istedim.
Quería hablar contigo.
Seninle geleceğim.
Iré contigo.
Ama iyi arkadaşın Kara seninle gelirse...
Pero si tu buena amiga Kara fuera contigo...
Hala seninle yemeğe gitmiyorum.
No voy a ir a cenar contigo.
Lütfen seninle yemeğe gidebilir miyim?
¿ Podría cenar contigo, por favor?
Dinle, sana karşı bir bağ hissediyorum.
Escucha, siento una conexión contigo.
Ve seninle çalışmak, beni mutlu ediyor.
Y trabajar contigo me hace feliz.
- Evet, sadece Alex'in seni görmeye gelip gelmediğini merak ettiğimden bakmaya geldim.
- Sí, solo estaba buscando a Alex, me preguntaba si se quedó contigo.
Buradan çıktığımda, işini bitireceğim!
Cuando salga de aquí, ¡ acabaré contigo!
Daha ilk Sevgililer Günümüzdü ve seninle daha fazlasını yapmak istiyorum.
Acabamos de tener nuestro primer día de San Valentín y quiero más contigo.
Maggie üzgün ve sinirliydi ve seni eleştirdi.
Maggie estaba enfadada y frustrada y se desahogó contigo.
Şu konuştuğun ilkler var ya... Hepsinin seninle olmasını istiyorum.
Esas primeras veces de las que hablaste... quiero tenerlas todas contigo.
Seninle ilklerin olmasını durdurmak istemiyorum.
No quiero parar de tener primeras veces contigo.
Seninle bağ kurduğunu söylemiştin.
Dijiste que conectó contigo.
Seni kendisiyle özdeşleştirmiş James.
Se identificó contigo, James.
Sizinle sonra görüşürüz.
Nos pondremos en contacto contigo más tarde.
Seninle çalışmak benim için büyük bir fırsattı.
Trabajar contigo ha significado mucho para mí.
Bu şehri kurtaracağız ama asla seninle ortak olmayız.
Vamos a salvar esta ciudad. Pero nunca trabajaremos contigo.
Şey ben... Seninle biraz yürüyebilir miyim?
Bueno, oye, ¿ puedo... pasear un momento contigo?
Seninleyim...
Bueno, estoy contigo.
Bugün kıçımızı kurtardı, Ray.
Esta noche nos ha salvado el puto culo, Ray. # Fundiéndome contigo #
Kızıma söylendiğim gibi.
No soy una de tus soldados para que me des órdenes. Ni mi hija para hablar contigo aparentemente.
Umarım artık sana güvenebilirim.
Espero poder contar contigo.
Eva, bebeğim, Ben... Ben seninle sürekli bu tartışmayı yapamam.
Eva, cariño, no... no puedo seguir teniendo esta conversación contigo.
Ama seninle kıyaslarsak, ben örnek vatandaşım.
Pero soy una ciudadana modelo comparada contigo.
Yani yeğenime dadanan bu şey seninle konuştu mu?
¿ Y esta cosa que persigue a mi sobrina... ha hablado contigo?
Bana nereyi söylersen orada buluşuruz.
Me reuniré contigo donde me digas.
- Ben gelmiyorum.
No voy a ir contigo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]