Corner tradutor Espanhol
162 parallel translation
Bana, yemeğe çıkma teklif etmiş bir beyefendi gibisin son resmi tatilde, Lyonsu Corner House'da. Ben?
Oiga, se parece al caballero que me invitó a cenar en el Lyons Corner House el último festivo.
İyi geceler, Mr. Reeves. Lyons Corner House gibiydi.
Buenas noches, señor Reeves, y fue en Lyons Corner House.
Adres, 1721 Edgecombe.
La dirección es 1721, Edge Corner.
Yarım saat kadar önce Hyde Park Corner'da.
- En la esquina de Hyde Park. - Hace media hora.
Sadece kesinlikle ihtiyacın olduğunda orayı ara ve seni Hyde Park Corner metro istasyonunun Güney girişinden almak üzere bir taksi iste.
Si es absolutamente necesario, pero no de lo contrario... llame a ese número para que lo recoja un taxi en la salida sur... de la estación de metro de Hyde Park Corner.
Taksideydim, tam sokağın... sokağın "köşesi" nde... Bilirsin, iki araba...
Iba en el taxi, y justo en la esquina... la "corner" de la calle... dos coches, ya sabes...
Lyons Corner evini yaptıktan sonra benden bir barı temizlememi bekleyemezsiniz.
No es gran cosa. Después de servir en un café, no querrá que limpie un pub.
Pekala. Adamımı Corner Bar'da ektikten sonra nereye gittin?
¿ Adónde fue después de dejar a mi hombre en el bar Corner?
Corner Pocket körfezinde yaşıyorum.
Vivo en la bahía de Corner Pocket.
- Lonely Corner'daydık.
Sucedió algo terrible en Lonely Corner.
"Turn, turn any corner."
"Turn, turn any corner."
Way overin the corner weeping allalone
~ Way over in the corner weeping all alone
Motorsikletle Hyde Park Meydanı'nda gezerken.
Dando vueltas por Hyde Park Corner... en un ciclomotor.
Gidemeyecekseniz eğer, korner yaptırmaya zorlayın.
Si no pueden cruzar, no prueben entrar. Intenten conseguir un corner.
Şu anda aynı zamanda Grainery Mezarlığı, Olde Corner Kitapçısı ve Eski Kuzey Kilisesi üzerinde de bulunuyoruz.
También nos encontramos en el cementerio Grainery, la librería Olde Corner y la Vieja Iglesia del Norte.
- Piccadilly, Hyde Park Corner.
Piccadilly. Hyde Park Corner.
Chiswick'te Sör Montague Corner'ın evindeydim.
estuve en casa de Sir Montague Corner en Chiswick.
Sör Montague Corner'ın konutu mu?
¿ Es la Residencia de sir Montague Corner?
Windy Corner'dan bıktın.
Estás cansada de "Windy Corner".
Tabi ki Windy Corner'da bıkmadım, ama konusu açılmışken,
Claro que no estoy cansada de "Windy Corner", pero, ya hemos estado hablando sobre esto.
Yağmur yağarken köşeye saklandım ben.
I'm in the corner on the pouring rain
- Red's Corner Bar.
- Bar de la Esquina de Rojo.
Evet! Bir sokak korosunun şarkında
It's in the singing of a street corner choir
# # Köşedeki lokantada # #
# # At The Diner On The Corner # #
Şey, o... Biz, Lyons Corner Evi'ne gittik.
Bueno, él, está... hemos ido al Lyons Corner House.
Sen kreşten nasıl kaçtın bakalım?
¿ Cómo te saliste de "Mother Goose Corner"?
Cozy Corner.
Gracias a Dios. ¿ Dónde estás?
Tamam. Hemen geliyorum.
En Cozy Corner.
Ticklepenny Corner'a git.
Vete a hacer tus faenas a Ticklepenny Corner.
Ticklepenny Corner'dan Nettle Flitch'e kadar.
Desde Ticklepenny Corner hasta Nettle Flitch.
Ticklepenny Corner'ın sabanlanıp sabanlanmadığı umrumda olmazdı.
No me preocuparía de si Ticklepenny Corner estaba labrado o no.
- Onu Ticklepenny Corner'da gördüm, tarla fareleriyle konuşuyordu.
estaba en Ticklepenny Corner, hablando con los ratones de agua.
Hey, Charlie...
Vamos a intentar un corner aca.
Güney Kore'li oyuncu sağ kornerden bir şut daha çekti...
El jugador surcoreano patea desde el corner derecho y una vez más
İranlı oyuncu Bagheri sağ köşeden penaltı atışı yapacak.
El jugador iraní Bagherí toma la falta desde el corner derecho.
Leydi Corner'ı arayıp söyler misin?
¿ Puede llamar a lady Corner y decírselo?
- Sir Montagu Corner'ın evine mi?
- A casa de Sir Montagu Corner. - Sí.
Gece yarısını geçinceye kadar Corner'larda yemekteydim. Sonra da doğruca evime geldim.
Estuve en la cena de los Corner hasta después de medianoche, y luego volví directa a casa.
- Anlamadım, Leydi Corner?
¿ Qué decía, Lady Corner?
Çok sıkıntılar çektiğini biliyorum.
Sé que Corner lo ha pasado muy mal.
"The Chicken" five Sometimes in a corner ama ne de olsa benim babam.
"the chicken" cinco veces en una esquina pero es mi papá.
Corner Pocket'daki Len Files'dan paramı alıp gideceğim.
Le cobraré mis ganancias a Len Files... en "La Tronera de la Esquina" y me iré.
Corner Pocket'daki lokantaya.
En la cafetería cerca de "La Tronera de la Esquina".
Bu gece onu Bridgeport'taki Corner Pocket'ta bulabilirsiniz.
Lo encontrarán en "La Tronera de la Esquina"... esta noche, en Bridgeport.
Yaşamak için o paraya ihtiyacım var ve Corner Pocket'a dönemem.
Verás, necesito el dinero para sobrevivir... pero no puedo volver a "La Tronera de la Esquina".
Evet, Corner Pocket için.
Sí, a "La Tronera de la Esquina".
Calhoun's Corner Salonundan arkadaşlarıma selamlarımı gönderiyorum, Güneşin battıktan sonra eğleneceğim yer için beklemek istmem.
Y un "gran hola" a todos mis amigos de la Taberna Calhoun, donde disfrutaré mis cervezas 2x1 cada tarde, hasta el amanecer.
- Köşeye, köşeye, lütfen. - Ne diyorsun?
Uno, dos, tres... corner...
Bir sokak korosunun şarkında
It's in the singing of a street corner choir
- Ben devamlı terliyorum. Daha maç başlamadan. - Neyse, maç başladı.
Yo estaba transpirando ya antes de que empezara en fin, hubo un corner, cabeceé y metí el gol!
Troj, korneri sen at.
Troj, saca el corner.