English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ C ] / Cosette

Cosette tradutor Espanhol

252 parallel translation
Cosette!
¡ Cosette! ¡ Cosette!
Çok tatlı bir kızsın Cosette.
Eres una niña muy adorable, Cosette.
Cosette!
Cosette.
Cosette ve sana iyi bakılmasını sağlayacak.
Con esto tú y Cosette podrán mantenerse.
O zaman Cosette bir kuruma yerleşebilir?
¿ Así que Cosette irá a una institución?
Cosette, babanla vedalaş bakalım.
Cosette, despídete de tu padre.
- Cosette. Hazır mısın?
Cosette. ¿ Estás lista?
Yarın, Cosette?
¿ Mañana, Cosette?
Cosette, akşam yemeğinden sonra gelmeme izin ver.
Cosette, déjame pasar hoy después de la cena.
- Cosette'i görmeye geldim.
- Vine a ver a una chica llamada Cosette.
Cosette ne zaman gelecek?
¿ Cuándo regresará esta tal Cosette?
Atlar hazır! - Cosette.
Los caballos están listos.
Cosette! - Marius'u bulduk.
Encontramos a Marius.
Cosette'i buldum.
Encontré a Cosette.
Benim için ne kadar değerliyse senin için de öyle olsun.
Que Cosette sea tan importante para ti... como lo fue para mí.
Cosette sever misin?
¿ Te gusta Cosette, no?
Küçük kızıma bakanlara para veriyorum. Cosette'ciğim ne yapar sonra? Kış soğuğunda sokakta kalır!
Pasaban el tiempo en el café, tanto en verano como en invierno.
Yasa gereği cezalandırılacak. O kadar korkunç değil.
Debo pagar los gastos de mi niña, mi Cosette.
- Evet. Küçük Cosette'im.
¿ Para qué? "
Evli değildim. Cosette'in babası ise bizi terk etmişti.
No siempre sé lo que ocurre.
İyi kalpli çiftçi bizi Montfermeil'de indirdi.
- Sí. Mi pequeña Cosette.
- Cosette mi? Cici çocuk. Niye olmasın?
Mi pequeña Cosette, tendrás que separarte de mamá.
Cosette'imi orada bıraktım.
Seis por siete : cuarenta y dos.
Cosette? Onu aramaya gittiler.
¿ Y cómo se llama?
Gelince daha iyi olacaksınız.
Cosette. ¡ Cosette, qué bonito!
Mösyö Thénardier 500 frank daha istiyor.
Dejé a la pequeña Cosette.
- Müthişsiniz! - Ne dediniz?
Mi Cosette, ¿ qué será de ella?
Şarkı söylemeyin böyle, içinizi acıtır. Mösyö Madeleine Cosette'ciğimi getireceğine göre söyleyebilirim.
¿ sigues llevando los tirantes de cuadros que solías ponerte entonces?
Fazla bekletmemek istemiş. Ya Cosette, o nasıl?
Ya no dudaréis de mi identidad.
- Canım bu ufak bir yalan. - Yalanın masumu olmaz.
Es que el Sr. Madeleine me va a traer a Cosette.
Ya Cosette?
Ahora mi pequeña tiene ocho años.
Cosette burada değil mi?
La mentira es el demonio.
"Cosette diye bir kızı tanıyor muyum, uslu biri mi?" diye sordu. Ben de evet dedim.
Señor, vuestro caballo ya tiene para beber.
- İşler kesat gidiyor beyim. Buralara fazla burjuva gelmez.
Cosette, hija, el señor te regala una muñeca.
- Bu ne demek oluyor? Cosette kalıyor.
Hay que vestirla, y tengo otras dos criaturas.
Evet, herkes. Adamın biri annesinden bir yazı getirdi.
- Que nos quedamos a Cosette.
- Cosette.
- Cosette.
Cosette sonunda buldum.
Finalmente la tenemos.
Evlenmeden çocuğum oldu diye beni işten attınız. Cosette'ciğim size ne yaptı?
¿ Vienes conmigo?
Şehrimde olanların hepsini bilemem.
¿ Qué os ha hecho Cosette?
Reis Bey, bir kabahat işlendi.
¿ Y Cosette?
Cosette nerede? Sakin olun.
Me cuesta creerlo.
Demek oraya arabayla gittiniz?
¿ Y mi Cosette, cómo está?
Olamaz!
¿ Y Cosette?
Cosette!
¿ Dónde está?
Cosette!
Tranquila, tranquila, tranquila.
Aynı gece, Mösyö Madeleine'in hizmetçisi...
Cosette... ¡ Cosette!
- Cosette!
Sí.
- Niye?
Cosette.
- Atınız su içti.
¿ Cosette?
- Demek uzaktan geliyorsunuz?
Me ha preguntado si Cosette ha sido buena.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]