Coyote tradutor Espanhol
784 parallel translation
Bu bir tilki sesi.
- Está bien. Un coyote.
Bu tilki değil.
Eso no es un coyote.
- Seni ihtiyar çakal!
¡ Viejo coyote!
Çakalda bile senden çok vicdan vardır.
Un bocazas como usted no tiene más conciencia que un coyote.
Seni yaşlı yaralı çakal!
¡ Viejo coyote sarnoso!
[Howling Continues] Yaşlı çakalın boğazında bir kurbağa kalmış.
Ese viejo coyote tiene un sapo en la garganta.
Sana nereye gittiklerini asla söylemem, seni tüysüz çakal.
¡ Nunca te diré dónde han ido, coyote pelado!
Kendi başına kalsan seni çakal sanıp vuruverirler.
Te confundirían con un coyote si te quedas solo.
Şu çakal da hiç yardımcı olmuyor.
Ese coyote no ayuda para nada.
- Seni sarı suratlı lanet çakal! - Şimdi seni! ..
Es usted un coyote cobarde, apocado y sin carécter.
Çakal sesi duyunca tanıyabilecek kadar uzun zamandır.
Suficiente para reconocer el aullido de un coyote.
Sese bak, sanki bir çakal çalilar arasinda yürüyor.
Ya suena como un coyote entre zarzas secas.
Şanslı bir çakal, sevgilisine serenat yapıyor.
Sólo es un coyote afortunado cantándole a su novia.
Çakal, ahırın yakınında geçti sanırım.
Creo que sólo era un coyote cruzando el corral.
Yılanın korkusundan geyik çakal ile yürür.
El ciervo ir con coyote, por miedo a serpiente.
- Sadece bir çakal.
- Seguro que sólo es un coyote.
Bir çakal olmalı.
No ha podido ser un coyote.
Bir şey gördüğümü sandım ama sadece bir çakalmış.
Creía haber visto algo, pero sólo era un coyote.
Seni kirli, uyuz, köstebek bacaklı, sinsi yürüyüşlü, berbat çakal eniği!
¡ Sucio, sarnoso miserable hijo de un coyote
Çakal Uluması korkakçadır.
El coyote ladra insultos y es un cobarde.
Puma mısın yoksa çakal mı.
Puma o coyote.
Biri var, bir çakal. Hep kovboy gibi giyinip bozuk para ile oynuyor onun meşru yağmacısı.
Uno es un vil coyote que siempre pensó que las monedas de un vaquero son su botín legítimo.
Bu dik kafalı çakal çok içti... ve ne yaptığını bilmiyordu.
Este coyote cabeza dura bebió demasiado... y se puso necio.
Sadece bir çakal.
Es un viejo coyote de nada.
O bir çakal mı?
¿ Es eso un coyote?
Bir çakalla çalışmak isteyen kim?
¿ Quién quiere trabajar para un coyote?
Çakal.
Coyote.
Bu kanyondan çakal bile geçmez.
Ni un coyote podría atravesar el cañón.
Güneybatıdan 220 derece güneye. Diğer konaklama yerimiz, Çakal Geçiti.
Y a 220º sur-suroeste acamparemos en el Paso del Coyote.
Dostum, Çakal Geçiti'nin ardından üç günlük sürüş mesafesinde, bir başka mezarlık var.
Amigo, a 3 días del Paso del Coyote hay otro cementerio.
Senyör, tilki gibi değil. Çakal gibi.
Tan coyote, no tan zorro, señor.
Bir çakalın ulumasını duyduğumu sandım.
Me pareció oír un aullido de coyote.
Geronimo, seni çakal!
¡ Gerónimo, coyote!
Sen tam bir çakalın oğlusun, siz çakalın iki oğlusunuz!
¡ Hijo de un coyote, hijo de dos coyotes!
Eğer Hintliler yorulacaktır düşünüyor musunuz bir coyote taklit?
Los indios no están cansados de jugar al coyote.
Kirli dizlerinin üzerine çöküp "Uyuz çakalım tekiyim ben," desen iyi edersin,... seni gidi kokuşmuş ihtiyar kokarca!
¡ Sería mejor que doblase sus sucias rodillas y dejara que le llamasen sucio coyote, vieja mofeta apestosa!
Coyote Kid, Pancho Kid.
Coyote Kid, Pancho Kid.
Bay Coyote Kid, biraz ileri geçin.
Sr. Coyote Kid adelántese un poco.
- Çakalın tekiymişsin.
No es usted un ser humano, es un coyote.
Sen de bana çakal diyorsun.
Y me llamó a mí coyote.
- Evet, Pea civarında kimseyi gördünüz mü?
- ¿ Vieron algún coyote por el río Pea? - Dos o tres.
Dostum, Çakal Geçiti'nin ardından üç günlük sürüş sonrasında, bir başka mezarlık var.
Amigo, a 3 días del Paso del Coyote hay otro cementerio.
Şimdi sadece senin peşindeler... Çakal peşinde koşar gibiler.
'Sólo tener ojos para seguir tus huellas y perseguirte como a un coyote'.
Tamirci, sen tatlı bir çocuksun.
Coyote, eres un encanto.
Bağırsakları dışarı fırlamış kurt gibi koşmaya başlayacaksın.
Ud correria como un coyote con sus agallas colgando.
Küçük bir oda, bir çakal ininden büyük değil.
Un cuartucho no más grande que la guarida de un coyote.
Kafaya koyarsam bir çakala bile yaklaşırım.
Puedo sorprender a un coyote, si me lo propongo.
- Namuzsuz çakal!
¡ Coyote escurridizo!
Harvey'i yanlış tanıyorsun.
Un conejo o un coyote.
Bir çakal.
Es un coyote.
Ben çakalsam onlar ne peki?
- Si yo soy un coyote, ¿ qué son ellos?