Cuba tradutor Espanhol
1,902 parallel translation
Küba'dan uyuşturucu kaçırmadığı zamanlarda.
Cuando no está trayendo droga desde Cuba.
Bir gün "Küba'ya gidelim mi?" dedi.
Un día dijo, "¿ Por qué no a Cuba?"
Küba'dan gelen malların sayısı tutmuyordu.
Sus números del embarque de Cuba no tenían sentido.
Şimdi, beni Küba'ya götürecek birini ayarladım. Fakat, ihtiyacım olan evrakları almak bir günümü alacak.
Tengo alguien que va a llevarme a Cuba... pero hará falta un día para conseguir los papeles que necesito.
Belki Küba'ya doğru gideriz.
Tal vez ir hacia Cuba.
Karısının eşyaları için bu kadar endişeleniyorsa, Küba'da kalması gerektiğini söyle ona.
¡ Dile que si estaba tan preocupado por la ropa de su esposa debió haberse quedado en Cuba!
Hayır. MS olsaydı Küba'daki doktorlar bulurdu.
No, los doctores de Cuba habrían detectado la esclerosis múltiple.
Çünkü hiç olmayan tıbbi kayıtlara dayanarak, Küba'daki parlak doktorların onu enfeksiyon için tedavi ettiklerine eminsin.
¿ Porque sabe que el inexistente historial médico confirma que los brillantes doctores en Cuba la trataron por infección?
Siz Küba'da bunlardan bulamazsınız.
En Cuba no hay.
Eleştirileri Chávez'i başka bir Küba inşa etmekle yargılıyor,... başka bir Castro olmakla.
Las criticas acusan a Chávez de crear otra Cuba, de ser otro Castro.
İroni şu ki, Küba'dan farklı olarak, kapitalizm burada hiç bu kadar iyi olmamıştı.
La ironía es que, al contrario que en Cuba, el capitalismo nunca lo ha tenido mejor aquí.
Dört yıl sonra, Florida'dan sadece 145 km. uzaklıktaki Küba,... bir Kuzey Amerika kolonisi ve mafya ve baronlar için bir oyun parkı olarak yaşadığı aşağılanmayı bitirecek ilk tehlikeli adımı atıyordu.
Cuatro años después, Cuba, a tan solo 150 kilómetros de Florida, supuso el primer desafío directo al acabar con su humillación de ser colonia de Norte América una suma de juegos para los magnates de la droga y la mafia
Ülke himayesi altında, Küba'ya durmadan saldıran güçlere sahiptik.
Bajo los auspicios del gobierno tuvimos DIRECTOR DE LA CIA 1966-73... destacamentos atacando Cuba constantemente.
Küba'nın sağlık ve eğitim alanındaki başarıları geniş alanda saygı görüyordu.
Los logros de Cuba en sanidad y educación son ampliamente conocidos.
Küba'ya ve diğer Latin Amerika ülkelerine saldırıyı aklayan sözüm-ona kızıl tehdit adını verdikleri şeydi.
Lo que justificaba los ataques en Cuba y en otros países Latinoamericanos fue la armada amenazadora
Kennedy için bile Küba'da çalıştı.
Incluso trabajo en algunas cosas para Kennedy en Cuba.
Evet bebişim, bekarlığa veda partim hakkında düşünüyordum da belki arkadaşlarla Küba'ya gitmek için uçağı alabiliriz.
Sí, nena, he pensado que en mi despedida de soltero, quizás tome el avión para ir a Cuba con los muchachos.
Küba bile olsa farketmez. Önceden haber vermen lazım.
No me importa si es Cuba, necesito un poquito de atención.
Babam Küba'dan15 yaşındayken gelmiş.
Mi padre- - vino de Cuba cuando tenia 15 años.
Ailem Kübalı.
Mi familia es de Cuba.
"Gelecek yıl Küba'da."
"El año que viene en Cuba."
Sıçanları topluyordum, ayrılmak üzereyken şekerleme kazanında Billy'nin ölüsünü gördüm.
Fui a recoger las ratas, y estaba a punto de irme, cuando vi... a Billy muerto en la cuba de "taffy".
Bu aldığım ödülü Küba'ya ithaf etmek istiyorum.
Gracias, quiero agradecer a todos los que fueron a Cuba.
Küba'ya gitmiyoruz. Amerika'ya gidiyoruz.
No vamos a Cuba, sino a EE UU.
Küba'da doktor var mı?
¿ Hay un médico aquí en Cuba?
Küba şeytanın yaşadığı yer.
Cuba es donde vive Lucifer.
Ama Küba'da sadece 251 dolar harcıyorlar.
Pero en Cuba gastan sólo 251.
Travma sonrası stres hastalığı yüzünden üç yıl dişlerini gıcırdattıktan sonra Küba'dan yeni bir set dişle ayrıldı.
Y habiendo rechinado los dientes durante 3 años seguidos por el estrés postraumático, se fue de Cuba con una nueva dentadura.
Tamamen göçmüştüm.
Sí, como una cuba.
Bu, soğuk savaşın ön cephesi. Berlin, Küba veya Çekoslovakya'da değil.
El frente de la Guerra Fría no es Berlín, ni Cuba, ni Checoslovaquia.
Peki ya Cuba purolarım ve Wild Turkey'im ne olacak?
¿ Qué pasó con miS habanos y el whisky? vamos.
Kralın adamı, Cazaterras'ın Marques'i, Havana'da imzalamış. Küba hükümeti.
Esta firmado por el rey de los hombres en La Habana, el Marques de Cazaterras Gobernador de Cuba.
Küba'yla yaşanan füze krizi sırasında Kennedy'nin The Guns of August kitabını okuduğunu biliyor muydun?
¿ Sabes que Kennedy leyó The Guns of August durante la Crisis de los Misiles de Cuba?
Yani dışarı fırlayıp kendini harap etmeyeceksin, değil mi?
No vas a salir corriendo ahora a embriagarte como cuba, ¿ no?
Küba'da kalmalıydım.
Debería haberme quedado en Cuba.
Ve Küba başı çekiyor,
Y Cuba está haciendo el trabajo
Bir! Küba dokuz tane kazandı.
Cuba ganó nueve.
Her sene Küba'ya gidiyorum.
Cuba todos los años.
Bu arada, Başkan Kennedy, akıl almaz blr şekllde çok önemll blr karar vererek, Küba'ya sllahlı kuşatma emrl verdl.
Por lo tanto, el Presidente Kennedy se mantiene inflexible... en una decisión rápida ordenó un embargo de armas a Cuba.
Amerikalılar Küba'yı işgal ederlerse, cumaya kalmadan nükleer savaş çıkar.
Si los Americanos invaden Cuba, habrá una guerra nuclear el viernes.
Sovyet füzelerl, Blrleşmlş Mllletler denetlml altında Küba'dan kaldırılmalıdır.
Los misiles soviéticos deberán ser retirados de Cuba... bajo la supervisión de las Naciones Unidas.
Adam körkütük sarhoşmuş.
El tipo estaba borracho como una cuba.
Bu ayın başlarında Küba'ya gelirken görüntülenen El Kaide şüphelileri Birleşik Devletlerin tutuklulara davranışı konusunda yeniden endişelere neden oldu.
Los presuntos miembros de Al Qaeda, vistos llegando a Cuba... son el sujeto de nuevo interés... sobre cómo los Estados Unidos está tratando a sus detenidos.
" tutulduğu koşullara benzer şekilde.
" que han sido encarcelados en Cuba por el Ejército Americano.
Pakistan'ın Egemenliğini Kurtarma Milli Hareketi kaçırılma olayını üstleniyor. Ve Küba'da tutulan Amerikan esirlerine daha iyi davranılmasını istiyor.
Un grupo llamado... el Movimiento Nacional de Restauración Pakistaní... ha asumido responsabilidad por el secuestro... y han demandando mejor tratamiento para los prisioneros en Cuba.
Sovyetler Birliği, okyanusun diğer tarafındaki Küba`ya Amerika`ya yöneltilmiş nükleer füzeler taşıyan gemiler gönderiyor.
A una isla lejana al otro lado del océano, la isla de Cuba, llegan barcos de Rusia con misiles nucleares que serán dirigidos contra EE. UU. Esto significa que igual estalla la tercera guerra mundial.
John Yoo'nun hukuki görüşlerinin rehberlik ettiği Bush yönetimi, bazı çok değerli tutukluları Küba'daki Guantanamo Amerikan Donanma Üssü'ne nakletti.
Guiándose por los consejos legales de John Yoo... la administración Bush envió prisioneros considerados importantes... a la Base Naval Estadounidense en la Bahía de Guantánamo, Cuba.
Miami sahillerinde hâlâ Küba füze krizinden kalma mayınlar var deniyordu.
Dicen que las playas de Miami aún tienen minas terrestres dejadas desde la crisis de los misiles de Cuba.
Paran varsa, Küba'nın vize listesinin en üstünde yer alabiliyorsun.
Apuesto que si tienes dinero, puedes comprar tu visado en Cuba.
Gözaltı merkezine olabilir.
Cuba está al norte.
Küba!
- Cuba.