Derinden tradutor Espanhol
1,563 parallel translation
Aramızda beni derinden üzen kocaman uçurumlar var.
Hay una profunda brecha entre nosotros que me hiere profundamente.
Uzun zaman önce..... uzun zaman önce oğlum Ken-ichi'yi derinden yaraladım.
Hace mucho tiempo herí profundamente a mi hijo. Yo también estuve un tiempo herido con mi hijo.
Köylüler tarafından benim için tamamen yabancı biri için........ hazırlanan bu büyük ziyafeti görmek beni derinden etkiledi.
Ver este gran banquete preparado por los aldeanos para mi... un total desconocido estoy profundamente emocionado.
Eğer çevreye uyum sağlayabilen, çok hücreli bir bünyenin olduğu daha yüksek seviyede bir yaşamın olduğunu fark etseydik sanırım işler derinden karışırdı.
Si descubrimos que existe vida a otro nivel... Organismos multicelulares, incluso adaptaciones al ambiente... Creo que quebrantaría nuestras convicciones.
12 yaşından beri metalden ayrılmadım hiç. Şarkı sözlerinin çoğu beni derinden etkiledi. Özellikle taviz vermeyip inandığın şeyler uğruna çarpışmak...
Desde que tenía 12 años, el metal ha sido una constante y muchas de las letras me hablan, a un nivel personal, acerca de mantenerme firme en mis convicciones.
Yavaş ve derinden.
Lento y profundo.
Ama beni en derinden etkileyen, güçlükler, stres her an ölüm tehlikesiyle karşı karşıya olmalarına rağmen bütün bunlara rağmen, asla pes etmiyorlar.
Lo que más me sorprende es que a pesar de todo... las privaciones el estrés, el siempre presente peligro de resultar muertos a pesar de todo eso, nunca se rinden.
- Derinden etkilendim.
Estoy profundamente conmovido
Hayatımda şimdiye kadar hiç böyle derinden etkilendiğimi sanmıyorum.
No creo que nunca haya sido tocado tan profundamente en toda mi vida.
Çok derinden.
Es muy apagado.
Gözlerim birbirine çok yakın, ve sesim doğruyu söylemek için fazla derinden geliyor.
Mis ojos están demasiado juntos y mi voz es tan profunda como para que me crean.
Çok önemli bir duyurum var, bu oluşumun geleceğini derinden etkileyecek bir haber.
Tengo que realizar un anuncio importante, uno que afectará profundamente a este ministerio.
Vakıf, müzikal fedakarlığınızı derinden takdir edecektir.
La fundación te agradece profundamente tu sacrificio musical Hablando de la fundación.
Ve kendisini derinden seven eşini inciten vefasız koca.
y el esposo desesperanzado que hiere a la mujer que tanto lo ama.
Özel-sessiz-ve-derinden-gece - ameliyatımızın hazırlıkları nasıl gidiyor?
¿ Cómo va nuestra cirugía especial supersecreta vespertina?
Güzel bir hayat için, ilk adım.. Daha gözlemci ve derinden, realist bir bakışın olmalı hayata karşı.
Su primer paso hacia una vida de belleza... es echar un largo y crítico vistazo a la realidad.
O da benim zaten. Yılbaşı ruhunu en derinden yaşayan.
Me dejé llevar por el espíritu.
Bunun sizi nasıl derinden etkilediğini tahmin edebiliyorum.
Sé que esto debe ser realmente duro para tí.
- Demokrasiye derinden inanırım, komutanım.
El punto es que estan siendo democráticos.
Beni derinden kederlendirdin.
Me apenas profundamente.
Yavaş ve derinden. Bana acı çektirdiğin gibi.
Lenta y profundamente, como tú me hiciste sufrir.
Cumhuriyete derinden ilgi gösteririm.
Me preocupo profundamente por la República.
Yapacağımız şey ; hayalet bir takım oluşturacağız sessiz ve derinden.
Bueno, lo que haremos es desplegar un equipo fantasma y mantenerlos en silencio.
Solunum 44 ve derinden.
Su frecuencia está en 44 y bajando
Siz ikiniz insanları çok derinden rahatsız ediyorsunuz, ve sizin birlikteliğiniz...
Ustedes son individuos profundamente perturbados, y su union...
Çok mu derinden kestim?
¿ El corte es demasiado profundo?
Aramızda Iga'ya karşı derinden nefret duyan pek çok kişi var. Hyouma.
Hay muchos entre nosotros que odian a muerte a los Iga...
Çok garip, böyle basit bir temas anı beni çok derinden etkilemişti.
Es curioso, aquel instante de contacto me conmovió profundamente.
Şimdi kuşumuza daha derinden bakalım.
Miremos con detenimiento a este pájaro.
İçinde büyüdükçe büyüyen bir his, ve derinden gelen, bilinmez bir kapı açıldı.
El sentimiento de que estás creciendo por dentro, más y más. Las cámaras desconocidas se abren
Nelle'in Pulitzer ödülünü kazanması onu derinden yaralamıştı.
Diré que a él le dolió cuando ella ganó el Pulitzer.
Koç, derinden gitmeyi düşünüyorum.
Entrenador, un pase profundo.
Derinden gelen o dürtü de ne?
¿ Qué es ese impulso que siento adentro?
Ses dalgaları derinden ve güçlüydü. Gençtim.
Las ondas del sonido eran mas fuertes que el trueno yo era un adolescente.
Harika değil, ama, derinden yaralayan bir şey değil.
No estupendo, pero no me horrorizó.
Dinle Derinden gelen sesi
Escucha lo que tengo en mi interior.
Kuzen, kuzen. Benim güzel kuzenim. Ne kadar derinden âşık olduğumu bilmiyorsun.
Oh, prima, prima, prima mi hermosa y pequeña prima que no sabías cuán profundamente comprendo que estoy enamorada.
İlk olarak şunu söylemeliyim ki bu trajedi yüreklerimizi derinden yaraladı.
Permítanme expresar nuestras condolencias a todos los afectados por esta tragedia.
Ama yine de, Bay Wilberforce, başka koşullar altında karşılaşmış olsaydık şu tuhaf Parlamentomuza köle ticaretini kaldırtmak için göstermiş olduğunuz çabalardan dolayı size ne kadar derinden hayran olduğumu söylerdim.
Sin embargo, Señor Wilberforce, si nos hubiésemos conocido en otras circunstancias, Le hubiese dicho como admiro sus sus incansable esfuerzos para forzar a nuestro ridículo parlamento a abolir el comercio de esclavos.
Benim köyümde... bir adamın karısını çaldığında... seni bir ağaca götürüp, kendi derinden asarlar.
En mi aldea... cuando robas la esposa de un hombre... te llevan a un árbol y te cuelgan por tu propia piel.
Daha derinden bebeğim, derinden.
Más adentro, nena. Más, más.
En derinden.
Al fondo mismo.
İsteyip de kabul etmediğini görünce, savaş alanını derinden keşfe çıktım. - Hadi be.
Al encontrar sólo una resistencia simbólica hice un reconocimiento del terreno hasta llegar al lugar.
İkincisi biraz daha derinden, sanki fısıldar gibi.
La segunda, algo más profunda. Como si susurraras.
Vaay, vay hacivat çelebü, Biz Moğol derinden davul itti diye bilürdük,
Si no es el buen Hacivat, yo mismo. Escuché que te había desollado el mongol.
Bu vahşice cinayetle derinden sarsıldık.
Nos indigna este brutal asesinato.
Derinden hasar vermek daha iyidir.
El daño más profundo es el mejor.
Geçen günkü sözleri beni derinden etkiledi.
Lo que me dijo el otro día, me llegó muy hondo.
Gerçekten çok derinden.
Muy profundo en realidad.
Ki, bazen bütün şansımız tükenir... Yeri daha derinden kazmayı arzu etmemiz gerekebilir...
Así que cuando se acaba la suerte, hay que estar dispuesto a cavar hondo.
Biraz daha derinden yapayım.
Cortaré más profundo.
derin 50
derine 26
derinlik 26
derin bir nefes al 74
derin nefes 16
derin nefes al 140
derin uzay dokuz 20
derin nefes alın 33
derine 26
derinlik 26
derin bir nefes al 74
derin nefes 16
derin nefes al 140
derin uzay dokuz 20
derin nefes alın 33