Dilerseniz tradutor Espanhol
285 parallel translation
"Dileyin benden ne dilerseniz, efendim"
"¿ Cuál es tu orden? , Oh Amo"
Dilerseniz kompartımanımızda kalabilirsiniz.
Puede quedarse en este compartimento, si lo desea.
Dilerseniz kayıtsız kalabilirsiniz efendim ama köylüler ayaklanmış durumda.
Puede estar indiferente si lo desea, su excelencia, pero los campesinos se rebelan.
Dilerseniz, randevu defterime bakabilirim.
Si quiere, puedo fijarme en mi cuaderno de visitas.
Dilerseniz diğer odada kalın.
Puede quedarse en otra habitación.
Dilerseniz benim saçımı kesin...
Puede cortar el mío tanto como quiera, por favor.
Nasıl dilerseniz.
Como quiera.
Nasıl dilerseniz.
Como desee.
- Dilerseniz...
- Si quiere...
Dilerseniz Debby'i eve götürürüm.
Si quiere, llevaré a casa a Debby.
Dilerseniz sizi Mexico City'e kadar götürürüm.
Si quieren, los llevo hasta Ciudad de México.
- Dilerseniz limitsiz.
- Hasta el infinito, si quiere.
Nasıl dilerseniz Bayan Muir.
Como quiera, Sra. Muir.
Dilerseniz beni evinizden men edebilirsiniz.
Puede echarme de su casa si lo desea.
Adamlarım ve şahsım emrinizdedir, bu yolda bizim size katılmamızı dilerseniz eğer.
Con mucho gusto nos pondremos bajo sus órdenes si nos invita a unírnosle en la persecución.
Şimdi dilerseniz portrenize bakabilirsiniz.
Ya puede mirar, si quiere.
Dilerseniz, aynı saatte Alman Konsolosluğu'na gelmenizi tercih ederiz. Hayır.
Preferimos que venga al Consulado a la misma hora, si quiere.
Elbette, dilerseniz daha teknik bir dille, "jüponunuza" diyelim.
Por supuesto, si desea que sea preciso, debajo de su enagua.
Dilerseniz anahtarı çocukla yollayabilirim.
Puedo decirle al chico que traiga la llave, si quiere.
Dilerseniz kocanızı ikimiz arayabiliriz.
Si quiere, nosotros dos encontraremos a su marido.
- Eğer dilerseniz, hemen.
- Ahora mismo, si lo desea.
Eğer dilerseniz yemin altında ifade verebilirsiniz.
Si lo desea, puede declarar sin prestar juramento.
Size evin geri kalanını göstereyim şimdi, dilerseniz.
Les enseñaré el resto de la casa, si quieren.
Tam şuraya, dilerseniz, Bay Farnham.
Justo allí, si quiere, Sr Farnham.
Hasta şu anda dinleniyor, dilerseniz, Dr. Thissbaum'un izniyle tekrar gelebilirsiniz.
El paciente está descansando ahora, regrese con el permiso del Dr. Thissbaum, si es tan amable.
Sadece bırakın ya da dilerseniz, efendim, kuvvetle yere atın.
Solamente déjelo caer o si usted prefiere, señor, puede echarlo con fuerza al suelo.
Dilerseniz, Bay Keller, savunma tarafından iddia edildiği şekilde kanıt olan tabancanın hiçbir şekilde ateş almayacağını Mehkemeye ve jüriye gösterin.
Si quiere, señor Keller, demostrar a la Corte y al jurado que la prueba del Estado "B" posiblemente no podría disparar en la forma que asegura la parte demandada.
Diğer delikanlıyı da. Ama dilerseniz...
Pero si quiere podría...
Dilerseniz araştırın. Hayatım boyunca kanunlara karşı gelmedim.
Verá que yo he cooperado siempre con la justicia.
Ben giderim... dilerseniz.
Iré yo, si le parece.
- Dilerseniz süt de var.
- Si quieres algo, tengo leche.
Ne dilerseniz dileyin sonuçlarına hazırlıklı olmalısınız.
No importa lo que usted pida,... debe estar preparado para las consecuencias.
Ne dilerseniz dileyin, sonuçların tehlikesini göze almak zorundasınız.
Corre el riesgo de las consecuencias no importa lo que pida.
Nasıl dilerseniz Bay Castle.
Como usted quiera, Sr. Castle.
Dilerseniz, paltolarınızı çıkartabilirsiniz.
Si quieren, pueden quitarse sus abrigos.
Dilerseniz deneyebilirsiniz.
Inténtenlo si les es posible.
Dilerseniz size...
Si Ud. quisiera, yo...
Yada dilerseniz Godfried.
- Govert. Godfried, si lo prefiere.
Dilerseniz şu an aracı durdurur ve hiçbir şey demeden gitmenize izin veririm.
Si así lo desea, detendré el coche, le dejaré ir y el tema quedará zanjado.
Gördünüz mü? Ne dilerseniz, ama beni Londra'ya götüreceksiniz.
Ya lo ven, lo que quieran si me llevan a Londres.
- Seans da ayarlarız dilerseniz - Maxence siz yok musunuz!
¡ Maxence, no me asombre!
Ne zaman dilerseniz.
Cuando quiera.
Zamanınızın trajedisiyse, arkadaşlar, ne dilerseniz sahip olabilmenizdir.
La tragedia de su tiempo, amigos, es que pueden conseguir lo que deseen.
Size hizmet edeceğim, ne dilerseniz.
Estaré junto a vos, por si necesitáis algo. ¿ Ah, sí?
Dilerseniz çığlık da atabilirsiniz.
Gritad si os apetece. ¡ Gritad! ¡ Con ganas!
- Dilerseniz kalabilirsiniz.
- Puede quedarse, si quiere.
Dilerseniz, size gerçeğin ne olduğu hakkındaki düşüncemi söyleyeyim : O topraklardan uzakta bu postun hiçbir anlamı yok.
Y, además, si quieres que te diga lo que según mi parecer es la verdad, este vellocino, lejos de su país, ya no tiene ningún significado
Bakın dilerseniz kesinleştirmek için aşağıya inip kendim bakacağım ve endişeye gerek yok eminim.
Si quiere, iré yo mismo, pero seguro que no hay problema.
Dilerseniz önce bir içki vereyim mi?
¿ Una bebida mientras?
Dilerseniz evlerinize dönebilirsiniz.
Quienquiera, que vuelva a su pueblo.
- Dilerseniz ben koyayım?
- ¿ Se lo sirvo yo?