Dodo tradutor Espanhol
216 parallel translation
Dodo Köyü'ndeki Monji'den daha alçak biri olabilir mi acaba?
¿ Puede haber alguien más despreciable que Monji, de la aldea de Dodo?
Boris BYSTROV as Aladdin Dodo CHOGOVADZE as Boudour
Aladino : Boris BYSTROV La princesa Budur : Dodo CHOGOVADZE
Ben iki bin dil konuşabiliyorum. Buna tek boynuzlular dahil.
Yo hablo más de 2.000 idiomas, incluido el dodo y el unicornio.
Ekipmanları Dodo uçağıyla taşıyacağız.
- Transportaremos el equipo en la avioneta....
Dodo ABASHIDZE Sergey PARADZHANOV
Dodo ABASHIDZE y Serguéi PARADZHANOV
DODO ABASHIDZE
DODO ABASHIDZE
Dodo gibi.
Un idiota.
Dudù orada, kemancı hatırlıyor musun?
Está Dodo, ¿ te acuerdas? El violinista.
Ve sen bana, Sparky'nin ona "Dodo" diye seslendiğini de söylemedin.
Y tampoco me dijiste... Que Sparky la llamaba "Dodo".
Dodo mu?
¿ Dodo?
"Umarım Dodo'm başkasını bulmuştur."
"Espero que mi Dodo encuentre a alguien más".
Benim küçük Dodo'm mu?
¿ Mi pequeña Dodo?
Geçen gün bana söylediğin şeyi Dodo'ya da söyle.
Dile a Dodo lo que me dijiste... El otro día.
Dodo, karşına çıkan adamdan hoşlanıyorsan,..
Dodo, si encuentras a un hombre que te guste,
Gerçekçi bir durum ortaya çıkınca da dodo kuşu olurum.
En cuestiones prácticas, soy un desastre.
Şöyle demen lazım Baldrick, "bir dodo kuşu kadar"... Bir dodo kuşu kadar.
Baldrick, la expresión es "más muerto que vivo".
Dodo.
Dodo.
Dodo, harbi adisin!
Dodo, eres un idiota.
Dodo alem adammış.
Dodo es un antidisturbios.
Dodo ortama uymuş gibi, değil mi?
Dodo realmente se mimetiza.
Dodo İtalyan'ı yakaladı.
¡ Dodo tiene al moro!
Dodo, bir taksi size doğru geliyor.
Dodo. Un taxi... va hacia donde tú estas.
U-dönüşü yapacağım, sen Dodo'nun arkasında kal.
Haré un cambio de sentido y me pondré detrás de Dodo.
Dodo'nun oyununu bozmuşuz.
¡ Paramos la ofensiva de Dodo!
Dodo içeri giriyoruz diyor.
Dodo dice que entremos.
Bırak şunu, Dodo!
¡ Para, Dodo!
Muhbirlerimizi ispiyonladı. Müthiş, öyle değil mi Dodo?
Delatando... a nuestros confidentes.
Sanırım aradığınız kişi şurada.
Creo que el Burdy que está buscando es el dodo allí.
Hatırlarsın, dinozorlar, dodo kuşları ve..... madenciler.
Dinosaurios, dodós... mineros.
Bu Dodo.
Esta es Dodo. Tu cuñada.
Dodo gelmek zorunda olduğumu söyledi.
Dodo dijo que tenía que venir.
Dodo.
¿ Dodo?
Jan!
¡ Jan! ¡ Dodo!
Bess, ben Dodo.
Bess, soy Dodo.
Lütfen Dodo.
Por favor, Dodo.
Öldü Dodo.
Ha muerto, Dodo.
Hadi Dodo. Gidelim!
¡ Venga, Dodo, vámonos!
Biz hapisteyken iki tane Kemal tanırdık. Biri "Mustafa Kemal" öteki "Dodo Kemal".
En la cárcel, conocimos a dos Kemals, Mustafa Kemal y Dodo Kemal.
Dodo Kemal çocuk yaşta bir mahkumdu.
Dodo Kemal era un joven convicto.
Yıllarca af haberi aradı, sonunda bir aftan yararlanarak dışarı çıktı bir hafta sonra birisini öldürüp tekrar hapise düştü Dodo Kemal.
Años después, recibió el perdón y fue liberado. Una semana después, cometió un asesinato y volvió a la cárcel.
Hayır, onun bir dodo kuşu olduğunu söylüyorum.
No, estoy diciendo que es una "tontita".
Bu, Dünya'dan dodo.
Es un pájaro dodo de la Tierra.
Bir kase kadar parçalanmış buğday, buharda pişmiş tost ve dodo yumurtası.
Una sola rebanada de trigo trozado, una tostada al vapor y un huevo de dodo.
- Ama dodo'ların neslinin tükenmiş olması lazım.
- Pero creo que el dodo se extinguió. - ¡ Apúrate!
Aptal Donald Dodo!
¡ Estúpido Dodo Donald!
Dodo, Guguk ve Nene kuşlarını çoktan soyunu tükettiler ve Sümsük, Baştankara, Çulluk ve Serçe kuşları için kötü planları var.
Ya acabó con el dodo, el cuclillo y el barnacla y va a acabar con el bobo, el paro carbonero, la becada y el tucán.
Mauritius adasında bir zamanlar güven içinde olan dodo dev kanatsız bir kuşa evrimleşerek aç denizciler için kolay bir av oldu.
El dodo, un pichón que, de la isla santuario de Mauricio, también evoluciono en un gigante no volador, fue presa fácil para los marineros hambrientos.
Dodo.
¡ Dodo!
Dodo, bunu nasıl yapabilirsin?
¿ Cómo eres capaz?
Tut beni. Buradayım.
¡ Dodo!
Özür dilerim. Dodo.
Lo siento.