Donna tradutor Espanhol
6,582 parallel translation
Donna ile kahve dükkanında ve Emma ile spor salonunda tanışmış. Lynn ile de sahte bir profil yaratıp evli insanlar için çöpçatanlık sitesinde tanışmış.
Por ellos he sabido que conoció a Mary en un sitio de anuncios, a Donna en una cafetería y a Emma en el gimnasio, y a Lynn... conoció a Lynn usando un perfil falso en un sitio muy discreto de citas para gente casada.
Donna, bunu konuşmuştuk.
Donna, hablamos sobre esto.
Donna, affedersin.
Cuidado. Donna, perdona.
Donna, kocan arıyor.
Donna, es tu marido.
- Hayır, Donna'yı arayıp bunu söylemeliyim.
No, debo llamar a Donna y decirle esto.
- Selam, Donna nerede?
- Hola. ¿ Dónde está Donna?
Ben aynı zamanda Berkeley'den mezun bilgisayar mühendisiyim. Penisini büzüştürecek, Donna'nın da gittiği, onur belgesi ve en iyi notla mezun olduğum yer. Belki biraz susarsan bir şeyler öğrenebilirsin.
También soy licenciado en computación por Berkeley, en donde fue Donna... con honores y notas que harían encoger tu pene... así que si te callaras, podrías aprender algo.
Donna'yı bulun.
Chicos, busquen a Donna.
- Hayır Donna, belki vardır.
Ya, no, pero, Donna, quizá hay una.
Donna, bunu senin için yapıyorum farkındasın değil mi?
Donna, sabes que estoy haciendo esto por tí, ¿ Sabes?
Merhaba Gordon, Donna.
Hey, Gordon y Donna.
- Biri Donna'yı arayabilir mi?
- ¿ Alguien puede llamar a Donna?
Donna'yla görüşebilir miyim? Ne?
Hola, ¿ Puedo hablar con Donna?
Donna'yla hemen konuşmam gerekiyor!
¡ Necesito hablar con Donna ahora mismo!
- Donna ciddi bir mesele mi?
Oh, Donna, ¿ Es serio?
Ceza almadıysanız bunun tek sebebi Donna'dır!
¿ Sabes? Donna es la razón por la cual no te has condenado!
- Donna.
- Donna.
Donna bu senin işin ama benim hayatım.
Este es tu trabajo Donna, pero es mi vida.
Bu arada Donna.
Oh, y, Donna.
Ona benzemeyeceğim Donna.
Ese no voy a ser yo, Donna.
Donna, Teğmen Casey...
Donna, el teniente Casey esta en...
Donna'ya destek ol.
Apoyar a Donna.
Donna'ya daha söylemedim.
Aún no se lo he contado a Donna.
- Hey, Donna.
- Hola, Donna.
Korkarım ki başka seçeneğim yok Donna.
Tengo miedo, no tengo eleccion Donna.
Hey, Donna, şu an biraz meşgulüm.
Oye, Donna, estoy un poco ocupado de momento.
Bildiğim şey patronunun Joan Walsh'ı etkilemek için gereken tek şeyin Donna'nın şaşaalı bir yerde rezervasyon yapması olduğunu düşündüğü ama onu o kadar fazla hukuki hakimiyetle etkileyeceğim ki gecenin sonunda söyleyebileceği tek şey
Verás, lo que sé es... que tu jefe parece creer... que todo lo que se necesita para impresionar a Joan Walsh... es hacer que Donna haga una reserva para cenar elegante, pero voy a impresionarla con tanta dominación legal... que para el final de la noche,
- J.J., Donna Berman'ı gördün mü?
Oye, J.J., ¿ viste a Donna Berman?
Herkesin benimle Donna Berman'ın sevgili olduğumuzu bilmesi gibi.
Es como si lo compararas con que todo el mundo sabe que Donna Berman y yo somos novios.
- Senle Donna mı?
- ¿ Tú y Donna?
- Donna Berman mı?
- ¿ Esa Donna Berman?
Gözeneksiz cildi olan Donna mı?
... que pareciera no tener poros?
- Merhaba Donna!
- ¡ Hola, Donna!
- Hoş geldin Donna!
- ¡ Hola, Donna!
Gözlerime inanamıyorum.
Dios mío. ¡ Donna!
Donna! Gelmişsin!
¡ Llegaste!
Bak Donna, sana söylemek istediğim bir şey var...
Escucha, Donna, hay algo que quiero decirte...
Donna!
- ¡ Hola, Donna!
Donna gelmiş!
- ¡ Llegó!
Geçen sene şu Donna isimli kızla konuşmaktan korkuyordum ama kampın son günü onunla konuştum ve şimdi sevgiliyiz.
El año pasado tenía terror de hablarle a una chica, Donna, pero el último día de campamento, fui a hablarle, y ahora es mi novia.
Şu sevgilim Donna! Merhaba Donna!
¡ Esa es mi novia, Donna!
Ben Gerald Cooperberg. Donna'nın erkek arkadaşıyım.
Soy Gerald Cooperberg, el novio de Donna.
- Evet, saba... ba. Donna, sigara içtiğine inanamıyorum.
Donna, no puedo creer que fumes ahora.
- Donna!
- ¡ Donna!
Donna! Ne oluyor?
¿ Qué pasa?
- Öptüm Donna.
- Adiós, Donna.
Aynen, ben de "inanamıyorum" Donna!
Eso mismo digo yo, Donna.
Eşyalarını boşalttığını göremiyorum Donna.
No te veo desempacando, Donna.
Erkeklerin de hisleri vardır Donna ve bunu itiraf etmekten utanmıyorum.
Los hombres tenemos sentimientos. No me avergüenza admitirlo.
-... suçlu hissettiğin ya da ona acıdığın için mahvetme. - Donna, o kalıyor.
Donna, él se queda.
Benden ne istiyorsun, Donna?
¿ Qué quieres de mí, Donna?