Duck tradutor Espanhol
1,184 parallel translation
Şöyle bir tahminde bulunacağım Duck.
Haré una conjetura osada, doctor. Las introdujo al país de contrabando.
- Olay yerime başka ne yaptın?
- Duck, Te veré en la esena. - ¿ Qué más le ha hecho a mi cuerpo, hmm?
O Fransız polisini uçurumdan aşağı ittiğinden beri seni bu kadar sinirli görmedim Duck.
No estabas tan cabreado desde que tiraste a aquel otro por el acantilado, duck. ¿ Tiraste a un poli por un acantilado?
Duck bu olay yeri berbat halde. Cesedi oynatabilir miyiz?
Duck, esta escena es un desastre, ¿ Podemos mover el cuerpo?
Dokunabilir miyim Duck?
¿ Se puede tocar, Duck?
- Üstünde üniforma mı varmış Duck?
- ¿ Tenía uniforme de la armada, Doc?
- O kadar iyi olan ne buldun Duck?
Bueno, pues ¿ qué averiguaste, Doc?
- Ölüm saatini çıkarabilir misin Duck?
- ¿ Ya calculaste la hora de defunción?
Duck, dokunabilir miyim?
- Duck, ¿ puedo tocar?
- Duck, o sekiz yıl önceydi.
Duck, eso fue hace ocho años.
- Ne oldu dersin Duck?
- ¿ Qué crees que pasó, Duck?
Kıskanç bir koca karısını vurdu. Basin Caddesi'nin köşesindeki saatin - - Duck, bırak.
Un marido celoso mató a su mujer en un desfile de Mardi Gras justo bajo el reloj de la calle Basin y...
Kadının işi var.
Vamos, Duck, deja de hablar.
Ducky ve Abby bilgi verecek.
Ducky y Abby le darán más datos. ¿ Otro ataque, Duck?
Bayan XiXi Ling Yoon Dung Quon Puck Washington.
¿ Así que éste es Ling Yoon Duck Quon Poon Washington?
Donald Duck kaçtı zavallı Mickey Mouse boğulmak üzere
Donald ha dejado que Mickey se ahogue
Bekleme odasında oturur, Donald Duck okurdun.
Siempre estabas en las oficinas centrales, leyendo Pato Donald.
Onlara Donald Duck diyorlar çünkü kimse anlamıyor.
Los hombres los llaman Pato Donald porque no son fáciles de entender.
Yani ülkelerimizin kaderi Donald Duck denilen şeylere mi bağlı?
Entonces el destino de nuestras dos naciones depende de cosas llamadas LST y Patos Donald.
Ben Daffy Duck.
Soy el Pato Lucas.
Kül Kedisi, Duffy Duck, hepsi aynı şey.
Blanca Nieves, Cenicienta, Pato Lucas... da lo mismo.
En azından artık Duffy Duck olmak zorunda değilsin.
Al menos ya no tendrás que ser Pato Lucas.
- Mucky Duck'a mı?
- Mucky duck?
- Mucky Duck'a.
Mucky duck!
Soruşturma yapmamız lazım. Ne buldun, Duck?
Tenemos que investigar.
Yüzbaşı Johnson için büyük talihsizlik ama bu, nasıl görünüyorsa öyle.
¿ Qué tienes, Duck? Lamentablemente para Johnson, parece ser exactamente lo que parece.
Duck, gecenin bir yarısı burada ne arıyorsun?
Duck, ¿ qué haces aquí? Es muy tarde.
Seni görmek güzel, Duck.
Bueno, me da gusto verte, Duck.
Sorun değil, Duck.
No te preocupes, Duck.
- Herhalde İngiliz'dir Duck.
Hay varias. Supongo que la británica, doctor.
Özür dilerim Duck.Seninkileri de benim çekmeceme koymuşumdur.
Lo siento, doctor. Debo de haber puesto los suyos en mi cajón.
Özür dilerim Duck.
- Perdón, doctor.
Hayatta kalma suçluluğu.
¿ Otra vez la culpa del sobreviviente, Duck?
Öfke ya da ayin mi, Duck?
¿ Un ataque de rabia o un ritual, Duck?
Ölü adam konuşuyor, Duck.
Los muertos hablan, Duck.
Chris, raporu arşivden çıkarmış.
Chris tenía esta autopsia, Duck.
Otopsi raporunda hata mı buldun, Duck?
¿ Encontraste algo mal en la autopsia?
Yapamam, Duck.
- No puedo hacerlo, Duck.
DNA yalan söylemez, Duck.
- El ADN no miente, Duckman.
Duck, bu benim albay Ryan'la olan tek iletişim yolum.
Duck, éste es mi único eslabón con Ryan.
Bu benim anladığım şey anlamına mı geliyor Duck?
¿ Significa lo que creo, Duck?
İlginç bir şey buldun mu Duck?
¿ Ves algo interesante, Duck?
Bir yamyamlık olayıyla karşı karşıya olduğumuzu sanmıyorum Duck.
No creo que éste sea un caníbal, Duck.
Tedavi edilebilir. Elimizde ne var Duck?
- ¿ Qué tenemos, Duck?
- Bunlar tas Duck.
Son piedras, doctor.
Gitmeliyim Duck.
Debo irme, Duck.
Donald Duck'ın yeğeni o.
Es sobrino del Pato Donald.
Merhaba Duffy Duck!
Hola, Pato Lucas.
Duffy duck!
¡ Pato Lucas!
- Gerek yok, Duck.
- No es necesario, Duck.
Rica etmiyorum Duck.
No te demandaré, Duck.