Duruyorum tradutor Espanhol
3,981 parallel translation
Dokunduğumda, her şeyin kana dönüştüğü rüyayı görüp duruyorum.
Sigo teniendo este sueño en el cual todo lo que toco se convierte en sangre.
- Çünkü tam arkanda duruyorum. Artık gizli olmayan gizli planlarını duydum.
Por que estoy parado detrás de ti y escuche tu plan secreto, entonces ya no es secreto.
Yahudi gibi mi duruyorum?
¿ Parezco judío?
- Çok salak duruyorum.
Parezco estúpida.
# Ben ise sadece duruyorum. #
# Pero yo me resisto #
- O pelerinin altında salak gibi duruyorum.
- Estaba como un imbécil bajo esa capa.
Sürekli git açık havada oyna deyip duruyorum.
Sigo diciéndole que salir en el aire fresco.
Sürekli para biriktirip duruyorum ama- - Onlara hiç böyle değerli bir şey alamayacağım...
He estado ahorrando y ahorrando nunca podría darte el precio entero por ello.
Söylediklerinize tamamen saygı duyuyorum ama ben 15 yaşından beri kendi ayaklarım üzerinde duruyorum ve fabrikada harika bir işim var. Size her açıdan kendimi kanıtlayabileceğimi düşünüyorum.
Totalmente los respeto gente... a su punto de vista, eh, pero siento que... que he estado por mi cuenta desde... que tenía 15 años, y tengo un gran trabajo en el aserradero, y sé que puedo proveer en todas las formas posibles.
Bunu düşünüp duruyorum.
Sigo pensando en esto.
Aklımda düşünüp duruyorum düşünüp duruyorum.
Lo pienso una y otra vez.
- Ne kadar kötü duruyorum?
- ¿ Se ve muy mal? - No te muevas.
Sürekli size rastlayıp duruyorum, Şerif Vogel.
Me lo cruzo por todos lados, sheriff Vogel.
Seni arayıp duruyorum ben de!
Te llamé sin cesar.
- Dik duruyorum.
- Eso hago.
Parasını ödeyemeyeceğim maldan uzak duruyorum. Hayır, hayır.
Mmm, no pruebo si no puedo pagarlo, ni sin saber qué es.
Bunu düşünüp duruyorum.
♪ Mascando encima
Bunu düşünüp duruyorum.
♪ Masticando encima
Sürekli söyleyip duruyorum. Dünyanın en büyük şehirlerinden birkaçı burada.
Siempre le digo que tenemos las ciudades más bellas del mundo.
Kocaman bir rulo pastasının ortasında duruyorum.
Estoy parada en el medio de un gigantesco mirador.
Bunu bilmiyormuş gibi mi duruyorum?
Font color = "# ffff80" Do I, uh, te parece un hombre que no sabe?
Karşında bir polis olarak konuşmuyorum. Sıradan bir insan olarak karşında duruyorum.
No te hablo como policía, sino como un tipo común y corriente.
Ben bunu sürekli söyleyip duruyorum.
Siempre digo lo mismo.
Kendi kendime Yeni Yıl'ı hatırlatıp, duruyorum...
Comienzo a recordar. El año nuevo.
Bir tane aldığımda, bütün gün yavaş yavaş bira içmiş gibi olduğumu farkettim tüm gün sabit duruyorum.
Descubrí que si tomo sorbos pequeños, continuos, de cerveza todo el día, me mantengo equilibrado.
Tanrıya şükür.Akşamdan kalma değilim ama 3 saat uykuyla duruyorum.
Tengo sólo tres horas sueño y todavía estoy totalmente con resaca.
Günlük olarak çok aşağılık kimseler ile uğraşıp duruyorum.
Mira, trato con porquerías a diario.
Sen yokken köşeme çekilip çalışıp duruyorum ve..
Desde que te fuiste me llené de trabajo...
Unutup duruyorum da.
Siempre la olvido.
Bir şeyler görüp duruyorum.
Estoy viendo cosas.
Riske atılacak çok şey var ama yeterince oyalandım çünkü zift yüzünden hâlâ merdivenlere yapışmış duruyorum.
♪ Hay mucho en juego Pero perdí mucho tiempo ♪ ♪ Porque sigo pegada Al mejunje de la escalera ♪
Yıllardan beri birileriyle çıkıp duruyorum. Geçtim artık böyle şeyleri.
Llevo décadas saliendo con tipos.
Son zamanlarda tuhaf rüyalar görüp duruyorum.
Estuve teniendo sueños extraños últimamente.
Annem gittiğinden beri bu rüyayı görüp duruyorum.
Tengo estos sueños desde que se fue mi mamá.
Karşınızda büyük acı ve ızdırapla duruyorum.
Me pongo a su lado en este, gran dolor y angustia.
Birinin yardımına ihtiyacım var gibi mi duruyorum?
Te parece que la necesite?
Gelince... senin kapına başım eğik duruyorum.
"Después de llegar a su puerta." "estoy aquí con la cabeza inclinada."
Eve, ben bu işten uzak duruyorum.
Sí, dejaré este negocio.
Anlamadan, düşünmeden, uğraşıp duruyorum..
Lo sigo intentando sin pensar ni entenderlo.
Birçok kez parfüm sıkıp duruyorum..
Gasto grandes botellas de colonia...
Kendimi süsleyip duruyorum, başkada birşey yapmıyorum..
Pasé el día arreglándome, sin hacer nada.
İşte karşında evlilik kurban edilme taşında duruyorum ve sen ara sıra eskilere doğru gidiyorsun.
Yo parado en el altar y tú huyendo con tu ex en cámara lenta.
"Limon Ağacı Geçidi" nin tam ortasında duruyorum ve hava da, kapkaranlık.
Estoy parado aqui en el medio del Lemon Tree Passage y esta practicamente oscuro
Pekala, "Limon Ağacı Geçidi" nin tam ortasında duruyorum...
Ok, estoy parado en el medio de Lemon Tree...
Mesela Michelle, her gün sporda görüyorum ve kendi kendime bir palyaço matador ile kaçabilecek bir kız değil diye düşünüp duruyorum.
Al igual que Michelle, la veo en el gimnasio, como que, todos los días... y pienso, hombre, ella no se parece a... el tipo de chica que huiría con un payaso de rodeo.
Kostümden sorumlu kişilere dikkat etmeleri için söyleyip duruyorum hep.
Les dije a los de vestuario que estuvieran atentos.
Ve şu anda bir ecnebi mahallesinde hapçıların evinde duruyorum.
Y estoy en un nido de crack de un barrio malo.
İşte orada duruyorum, çünkü anladığım günü hatırlıyorum. Hiçbir zaman önde olamayacağımı anladım.
Lo tolero porque recuerdo el día cuando supe que jamás estaría al frente.
- Waikiki kavşağında utangaç görünümlü duruyorum. - Utangaç görünümlü mü?
Así que estoy fuera de la usura viejo conjunta Waikiki.
Son 100 milyondur bunu söyleyip duruyorum.
Lo he dicho en el pasado 100 millones.
Köşede duruyorum.
Estoy en la esquina.