English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ D ] / Duymak istemiyorum

Duymak istemiyorum tradutor Espanhol

3,028 parallel translation
Birinin bir derdi olursa Walter Ferris gidene kadar duymak istemiyorum. Anladınız mı?
Si hay algún problema, no quiero saberlo hasta que Walter Ferris se haya ido.
- Artık mazeret duymak istemiyorum!
No estoy interesada en excusas.
Senin bu saçmalıklarını duymak istemiyorum.
No quiero escuchar tus tonterías.
Bunun hakkında daha fazla şey duymak istemiyorum.
No quiero saber nada.
- Duymak istemiyorum.
- Quiero disculparme por eso...
Cidden, hiç duymak istemiyorum.
Está bien. Ya no quiero escuchar.
Janie öldü. Bahanelerini duymak istemiyorum artık.
No quiero que sigas buscando una explicación.
Sesini duymak istemiyorum.
No quiero oír tu voz.
Kuşları duymak istemiyorum.
No me interesan los pájaros.
Hey, artık kurtlar hakkında bir şey duymak istemiyorum. Yoksa her yerde onları görmeye başlarsınız.
Hey, no quiero escuchar nada más acerca de los malditos lobos... o comenzarás a verlos por todos lados.
Ona gülerlerken duymak istemiyorum.
Si se ríen, no quiero verlos.
Ben duymak istemiyorum.
Yo no quiero oírlo.
Bunu duymak istemiyorum.
Ya no lo quiero oír.
Tanrı korusun, ne kocandan, ne Gloria Akalitus'den ne de polisten, kötü durumda olduğunu duymak istemiyorum.
Sé que no quiero simplemente recibir la noticia de tu marido o de Gloria Akalitus, o de la policía, Dios no lo quiera de que te diste vuelta.
Şu an bunu duymak istemiyorum. Bahisler yazı-turayı kazan takım sonra final maçını 2.15'e 1 oranında kazandı diyor.
Las posibilidades de que el equipo gane el lanzamiento de moneda y que despues gane el Super Bowl son de 1 en 2.15.
- Bir kelime daha duymak istemiyorum. Gidiyorsunuz.
No quiero oir ni una palabra más.
Herkesin fikrini duymak istemiyorum.
No quiero oír la opinión de todo el mundo.
Şu an bu olaydan başka bir şey duymak istemiyorum.
Lo único que quiero que me diga son los hechos del caso.
Kendi kendine ne yaptığın umurumda değil ancak şu dakikadan itibaren, kanıtlar hakkında konuştuğumuz müddetçe burada bir daha dürüstçe bir şey duymak istemiyorum.
No me importa lo que haces en tu tiempo libre, pero de ahora en adelante, a menos que estemos hablando sobre las pruebas, no quiero escuchar ni una sola palabra honesta más en este laboratorio.
Çünkü suyunun geldiğini başkasında duymak istemiyorum.
Porqué no quiero escucharlo de otra persona que has roto aguas.
Beni ya da herhangi bir personeli ne kadar çok sevdiğinizi duymak istemiyorum.
No quiero oír cuánto me aman a mí, ni a otro miembro del equipo.
- Hayır, duymak istemiyorum.
- No, yo no quiero oir eso.
- Hadi cesaret kırıcı hiçbir şey duymak istemiyorum.
¡ No quiero oír nada desalentador!
Daha fazlasını duymak istemiyorum.
- No quiero escuchar más nada.
10 dakika boyunca sizden hiçbir zırva duymak istemiyorum.
Guarden sus estúpidos comentarios por 10 minutos, por favor.
Oh, duymak istemiyorum.
Oh, ¿ quiero oírlo?
Duymak istemiyorum.
No... no quiero saber.
Detayları duymak istemiyorum.
¡ No quiero detalles!
Bunun hakkında başka bir şey duymak istemiyorum.
Bueno, no sabría sobre esa mierda.
Bu konuda bir şey duymak istemiyorum.
No quiero oir sobre ello.
Tamam, bunları duymak istemiyorum Tina.
- Ok, Yo... - Tina, no quiero escucharlo.
- Bunları duymak istemiyorum.
- No quiero escuchar eso.
Hayır, hayır duymak istemiyorum.
De acuerdo. No, no, no. ¿ Sabes qué?
Ve ben de hiçbirini duymak istemiyorum.
Y yo no quiero oír ninguna.
Evlendikten sonra Patrick adını duymak istemiyorum.
- No me hables de Patrick.
Boks ve IRS falan da duymak istemiyorum.
No quiero pensar en el boxeo, ni en Hacienda.
Üçlü seks deneyimlerini duymak istemiyorum.
No quiero escuchar hablar de tus tríos.
- Bunu duymak istemiyorum!
- ¡ No quiero saberlo!
Kapa çeneni ve ne bulabileceğin bir bak. Ne düşündüğünü duymak istemiyorum.
Cállate y encuentra algo, no me interesa qué piensas.
Çünkü maçtan sonra, mazeret duymak istemiyorum.
Porque después de la pela no quiero oír ninguna excusa.
Duymak istemiyorum.
No quiero escucharlo.
Hey, Riley, testislerini duymak istemiyorum.
Oye, Riley, no quiero oírte quejándote.
Eğer ı da duymadıysanız, duymak istemiyorum.
No se oye, yo tampoco la escucho.
Bunu duymak istemiyorum.
No quiero... no quiero escuchar esto.
Duymak istemiyorum.
No quiero saberla.
Özellikle üniversiteye nasıl uyum sağladığınızı duymak istemiyorum. Veya son bir senede ne kadar büyüdüğünüzü.
Y sobre todo no quiero saber lo bien que les va en la universidad o lo mucho que han madurado en los últimos 12 meses.
- Daha fazla duymak istemiyorum.
- ¡ No quiero oír nada más!
- Hayır, duymak istemiyorum Rose.
No, no quiero oírlo, Rose.
Bunu duymak bile istemiyorum.
- Sí, no quiero ni oír hablar de eso.
Bunu duymak istemiyorum.
Perdón.
Senden başka bir söz daha duymak istemiyorum.
No quiero oír otra palabra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]