Eczane tradutor Espanhol
521 parallel translation
Bu eski eczane, sahibinin bir parçası gibidir, onun küçüklüğünde babasının imbiğine ve ergitme kabına burnunu soktuğu anlara şahit olmuştu.
El viejo farmacéutico veía su botica como una parte de sí mismo, desde que siendo un niño, pegaba la nariz a las retortas y cazos de su padre.
Eczane
FARMACIA
ECZANE
FARMACIA
Evet, eczane büyük bir ipoteğin altında olmasaydı!
¡ Bueno, si la farmacia no estuviera tan fuertemente hipotecada...!
Eczane henüz açık artırma ile satılmayacak. Şu an ipotek senetleri bana ait.
La farmacia no será subastada después de todo.
- 1,5 kilometre ileride eczane var.
- Hay una farmacia cerca.
Eczane mi?
¿ Una farmacia?
Muhtemelen eczane işini de baştan aşağı biliyorsun.
Y conoces el negocio de las farmacias a fondo.
Beni azarlaman. Fakat bu sefer bir eczane kasası önünde azarlıyorsun.
Me regañas, pero esta vez, en el mostrador de una tienda.
- Son eczane son hapını.. .. satana kadar ölmeyeceksiniz.
- No hasta que la última farmacia haya vendido la última pastilla.
Bilmiyorum ama yakınlarda bir yerde eczane var.
Es muy urgente. - Aquí cerca hay una farmacia. - ¿ Dónde?
- Bay Shields onlar eczane için geldiler
Para la farmacia.
Bu yazdığım ilacı hazırlatmanız gerekecek. Ama korkarım, gecenin bu geç saatinde, açık eczane bulamazsınız.
Hay que preparar la medicina que necesito y me temo que no encontrará una farmacia abierta tan tarde.
Beni bir saat sonra eczane önünden alır mısın, lütfen?
¿ Querrás recogerme dentro de una hora, en la cafetería?
Eczane ile anlaşma yaptım.
Hice un trato con la tienda.
Git ve ona bir şişe daha al, tatlım. Eczane kapanmadan önce.
Compra otra antes que cierre Ia farmacia.
Adamlarından biri oldum. Şu eczane meselesinin de çözümü çok kolay.
Y solucionaré el problema con la farmacia enseguida.
İki şekilde işe yarayacak. Biz parayı alacağız. Sen de eczane olayını düzeltmiş olacaksın.
Nosotros nos llevamos la pasta y tú solucionas tu problema.
Alabileceğim 200'den fazla eczane var.
Hay más de 200 farmacias a mi disposición.
Ta eskiden okulu kırıp, boş boş gezindiğimiz o vakitler Hongo'da bir eczane vardı.
¿ Queda aún sake? - Sí. Confío en que su marido está bien, señora.
Var efendim. Eczane, bar tenis kortu.
¿ Es la mano que hizo el amor a Jayne Mansfield?
Altı saat içinde toprakta bir eczane zincirinden daha çok vitamin oluştu.
6 horas después, ese suelo tenía más vitaminas que una cadena de farmacias.
Burası eczane.
Ésta es la botica.
Hemen köşede gece boyu açık bir eczane var.
Hay una farmacia de guardia aquí al lado.
Doğru ama bazen ilaçlar aylarca eczane raflarında kalır ve etkilerini kaybederler.
Cierto. Pero suelen pasar mucho tiempo en las farmacias, y así pierden parte de su propiedad terapéutica.
- Eczane müfettişi.
- El inspector de farmacias.
Bu sokakta bir berber var, firin, eczane, sutçu, kimyaci, yeni bir dukkan, kitabevi, vb.
Reflexionar. Simplificar. En esta calle hay un peluquero, un panadero, un droguero... un lechero, un farmacéutico, un ferretero... un vendedor de periódicos, etc.
Ve eczane de açıktır.
Y una farmac ¡ a ab ¡ erta.
- Açık eczane var mı?
- ¿ Hay alguna farmac ¡ a ab ¡ erta?
- Nöbetçi eczane açıktır.
- Quizá una farmacia.
Evet. Biraz geç ama, bildiğiniz nöbetçi bir eczane var mı acaba?
¿ Habrá alguna farmacia abierta?
Nöbetçi bir eczane biliyor musunuz?
¿ Alguna farmacia?
Tam teşekküllü paket servis hizmetiyle ; restoranlar, tuhafiye, şarküteri, butik, eczane, kuru temizleme, hepsi size hizmet için buradalar.
Restaurante con servicio de entrega, bazar y alimentos fríos.. Boutique, farmacia, lavandería todo, para servirlo...
- Nöbetçi eczane var.
- Hay una tienda abierta 24 horas.
Siz en iyisi bu şovları bırakıp bir eczane açmalısınız.
Deberíais abandonar el programa y abrir una farmacia.
Yaşlı ördekler yarım eczane yollamışlar.
Las viejas han mandado media farmacia.
Son geldiğinde, süper market olmayacak. Eczane de.
Cuando llegue el final, no habrá supermercados ni tiendas.
Kızın banyosu eczane gibiymiş... kokain, yatıştırıcılar, Nembutal.
Hallaron una farmacia en su baño : cocaína, metacualona, nembutal.
- Ne diye bir eczane dolusu ilaç yuttun?
¿ Qué te tomaste, una farmacia entera?
Derhal eczane!
¡ A la farmacia, pronto!
Eczane nerde?
¿ Uh, dónde está la farmacia?
Bir eczane.
Una farmacia.
Senin içinse bu yanan bir eczane.
Usted ve una farmacia...
- Eczane neden yanmıştı?
- ¿ Por qué se quemó?
Eczane
DROGUERIA
Eskiden orada eczane vardı.
Antes había una farmacia en la esquina.
- Yıllardır eczane soymuyorum.
- No me he hecho una farmacia en años.
Neyse, şehirdeki bir eczane soygunundan sonra polis peşimizdeydi.
Una vez nos seguía la policía después de un palo en una farmacia de la ciudad.
Tanesi 10 dolardan bu 8400 dolar eder. Paranın alabileceği en iyi eczane uyuşturucusu.
A diez dólares la dosis, son unos 8.400 dólares de la mejor droga farmacéutica que se puede comprar con dinero.
Yalnızca eczane soygunlarını kastetmiyorum.
Y eso no sólo va por las farmacias.
Eczane.
Pero Ayako es una chica tan guapa.