Emekli tradutor Espanhol
6,174 parallel translation
Queens'teki yargıç emekli oluyormuş.
Un juez de Queens se retira, así que...
- Ama az önce Clarke'ın sana Darryl'in kardeşinin emekli maaşından çaldığını söylediğini duymuştum.
Pero escuché lo que Clarke te dijo sobre el hermano quedándose con la pensión de Darryl.
Lafayette Park'ındaki Sıcak Yahni standını işleten adam emekli oluyor. Yani, Pawnee'nin yeni iş bağlantısı : Tom öne çıktı ve Indiana Kardeşler Meşrubat Şirketi'ne limonata standı için kiralattı.
El sujeto del puesto "Hot Stew" del Parque Lafayette se retirará y el nuevo relacionista comercial, Tom, logró que la Empresa de Jugos de los Hermanos Indiana nos lo rentara para vender limonada.
Şimdi, Stu, emekli olmayı düşündüğünü biliyorum ve ben de bunu tekrar düşünmeni istiyorum.
LERPISS PARQUE DE OFICINAS Stu, sé que quieres retirarte.
İşte emekli olmaya hazır olan bir adam, ailesiyle zaman geçirmeye, seyahate.
Este hombre estaba listo para retirarse pasar tiempo con su familia, viajar.
Emekli akademisyen.
Un académico retirado.
Bir rahip emekli birinin bisikletini çalarak uzaklaşmış.
Un sacerdote se robó la bicicleta de un anciano.
Sen vizyoncu adamsın, ben de emekliyim ve emekli kalmak istiyorum.
Pero tú eres el tipo visionario y yo soy el jubilado y quiero seguir siéndolo.
Emekli Askerler Derneğindeki arkadaşları onu gözetiyorlar...
Sus amigos del RSL lo están cuidando, así que...
Emekli Askerler Derneğinin Wendouree şubesi.
La sucursal en Wendouree de la RSL.
Biliyorsun, bu emekli olmadan önceki son şansın.
Usted sabe que esta es su última oportunidad para ganar un título antes de retirarse.
Ama eminim ki, emekli olmasıyla bu savaş baltaları çoktan derinlere gömülmüş olmalı.
Seguro que todo quedó olvidado desde que se retiró.
Onlardan çoğu emekli olacak kadar uzun yaşamadı.
La mayoría de ellos no vivieron lo suficiente para retirarse.
- Neredeyse emekli olacağım ama!
Yo ya casi me jubilo.
Evet, eminim, artık emekli oldum.
Estoy retirado.
Emekli olduysan, arkadaşa ihtiyacın olacaktır.
Si estás retirado, necesitarás compañía.
Kız kardeşim babam emekli olmadan şirketi devralmak istiyor.
Mi hermana se está preparando para hacerse cargo de la empresa cuando mi padre se retire.
Ben de tam olarak şimdi emekli oldum.
Literalmente me acabo de jubilar.
Şimdi emekli olmuş.
Ahora está retirado.
Nicole Watkins'in okulundan. Emekli öğretmenin
Es la escuela de Nicole Watkins.
Emekli oldum.
Estoy retirado.
- Hayır, mesele para değil mesele tatil parası değil. Mesela babanın sürekli emekli olduktan sonra birlikte vakit geçireceğimizi söylemesi.
- No, no, esto no es por el dinero, no es por nuestros ahorros para las vacaciones... es el hecho de que tu padre siempre decía que cuando se retirase, sería nuestro momento.
Baban emekli olduğundan beri milyonlarca hobisi ve farklı ilgi alanları oldu.
Desde que tu padre se jubiló, ha tenido un millón de hobbies diferentes e intereses.
Emekli.
"Retirado".
Ah. Patronun haklı. Emekli olmalıymışım.
Tu jefe tiene razón, me he venido a los pastos.
Seneye emekli oluyorum.
Me retiro el año que viene,
Ofiste emekli olan bir kadın vardı ve millet de imzalayalım diye o büyük kartlardan dolaştırıyordu.
Bueno, hay una señora en nuestra oficina que se está jubilando y estaban pasando una de esas grandes tarjetas para que firmemos. - Bien.
Sağlam dövüştü, emekli olup esnaflığa soyundu.
Luchó tan duro, que se puso a trabajar en una tienda.
- Emekli oldu ve bir ada aldı.
- se retiró y se compró una isla.
Neden artık emekli olmuyorsunuz?
¿ Por qué no te retiras ahora?
Emekli bir Donanma Yedek Binbaşı'sı.
Es un capitán de la Marina en la reserva.
Emekli NIS güvenlik kartlarını bulmuşlar.
Encontraron sus antiguas credenciales del NIS.
- Emekli maaşına benzemiyor.
No es una pensión del gobierno.
Emekli mi olacaksın?
¿ Te vas a retirar?
Lanet olsun. Emekli olmuştum!
Quiero decir, demonios, ¡ estoy jubilado!
Ama artık emekli oldum.
Pero ya me retiré.
- Emekli gemi kaptanı demek istedi, değil mi?
- Quiso decir retirado, ¿ verdad?
Emekli maaşıyla geçinmeye çalış da görelim!
¡ No se puede vivir de la jubilación!
NYPD'den emekli olup onunla gitmemi istiyor.
Quiere que me retire de la NYPD y vaya con ella.
Emekli olmak mı?
¿ Retirarte?
Belki de emekli olup Kanada'ya gitmek istemediğine dair birkaç ipucu buldum.
Bien, percibo un par de pistas de que tal vez no te quieras retirar en Canadá.
Emekli olmamam ve Kanada'ya gitmemem gerektiğini söyle.Benim söylediğimi söyleme.
Solo dile a ella que no debería retirarme y mudarme a Canadá, pero no le digas que yo pienso eso.
Meslekten emekli olup, Vivian'la birlikte Ottawa'ya taşınmak istiyorum.
Quiero retirarme de la fuerza y mudarme a Ottawa con Vivian.
Frank emekli oldu. Size biri lazım.
Frank se ha jubilado, necesita a alguien.
Seni özlerdim, her an özlerdim seni ve emekli olduğunda zamanı birlikte geçireceğimizi düşünürdüm.
Pero te he echado de menos, te he echado de menos todo el tiempo, y en realidad pensé que cuando te jubilaras, sería otra vez nuestro momento.
Sana bunu hiç anlatmadım ama yıllardır 45 yaşında emekli olmayı planlıyordum anlayacağın rahatça Ballzheimers hastalığına çare bulmaya çalışabilirim diyordum.
Mira, nunca te dije esto, pero desde hace años, he planeado en retirarme a los 45 años para encontrar una cura para el mal de Bolazheimers.
Andini'yi emekli etmiştik. Kesinlikle bomba değil.
Retiramos a Andini.
- Hunt beni emekli olmaya zorluyor. - Ne?
- Hunt está intentando presionarme para que me jubile. - ¿ Qué?
Emekli olmayacağını söyledin değil mi?
Y le dijiste por dónde metérselo, ¿ no?
Üzgünüm Hunt ama emekli olmayacağım.
Mira, lo siento, Hunt, no me retiraré.
Emekli olmuş.
Se retiró.