Esrar tradutor Espanhol
3,213 parallel translation
Sen aşçılık okuluna giden esrar bağımlısı bir serserisin.
Eres un pobre drogadicto que estudia cocina.
Baksanıza. Bob, ona esrar mı verdin?
¿ Lo drogaste?
Herhalde daha önce hiç esrar kullanmadın.
Supongo que nunca antes te drogaste.
Kaliforniya'daki esrar içen doktorlarını siktir et.
Que chinguen a su madre los doctores estos mariguanos de California.
Şişede esrar.
Marihuana embotellada.
Bilirsin işte, uyanıyordum, içiyordum, esrar çekiyordum, didiniyordum, sevişiyordum, kendimden geçiyordum, çalkalanıyordum, tekrar ediyordum.
Me despertaba, bebía conseguía drogas, las tomaba, tenía sexo me desmayaba, enjuáguese y repita.
10 bin dolar ya da esrarımı geri ver.
Diez de los grandes o te rompo el culo.
- Ya para ya da esrar?
- ¿ El dinero o te rompo el culo?
Esrar içtiğimde çok azıyorum.
Me caliento mucho cuando fumo hierba.
Hayır, Eddie esrar satar.
No, Eddie vende hierba.
Keş herif esrar ararken eceli onu burada bulmuş.
Otro yonqui sin techo buscando meterse el chute.
Bir sürü hippi etrafta koşuştururdu. Hem de çıplak. Esrar da kullanırlardı.
Un montón de hippies corriendo por ahí desnudos y drogados a morir.
Sen ne çektin, esrar mı yoksa eroin mi?
- ¿ Qué eres? ¿ un viejo estúpido? - Oye, ¿ qué dijo?
Alkol ve esrar alınca işte, bir de kendisinin şekeri var.
Es sólo que el alcohol y la hierba no se mezclan bien con la diabetes.
Esrar mı?
¡ ¿ Hierba? !
Hayır, parkta seni beklerken esrar çekiyor.
Él todavía está en el parque, fumando un porro, esperándote.
Yarım gram esrar yüzünden bir şeydi.
15 gramos de marihuana.
Aslında...'96 daki konser turumuzdaki esrar olayını hatırlıyormusun?
Actualmente... perdona. ¿ Recuerdas esa marihuana que tú nos conseguiste... por allá en el tour del'96?
Hani, Los angeles havaalanında içinde esrar varken salak gibi x-ray makinesine koymuştum çantayı.
A ver, aeropuerto de Los Angeles. - Yo tenía algo de hierba en mi maleta. - Dios...
Üzerinde yakaladıkları 100 gramlık esrar yüzünden geçtiğimiz 15 yıl boyunca seni her an sınır dışı etme hakkına sahiplermiş.
Resulta ser tu viejo arresto por drogas. Te descubrieron portando 80 gramos de marihuana. Resulta ser que pudieron haberte deportado en cualquier momento en los últimos 15 años.
Burası daha çok esrar yetiştirme yeri.
Hay más de una escotilla.
Dur bir dakika. Bize esrar bulabilecek bir adam tanıyorum. Ted.
Conozco a alguien que puede vendernos marihuana.
Aynı piposu vücuduna tutturulmuşken esrarı bırakmaya çalışmak gibi.
Es como tratar de dejar el crack, mientras la pipa está en tu cuerpo.
Esrar ve haşhaş içiyorum.
Mira, fumo hierba, hachís...
Esrar.
Marihuana.
Esrar mı?
¿ Marihuana?
Esrar bulduk.
Encontramos droga.
O kıza bana esrar vermesi için para verdin ve onunla dışarıda olduğumu polise bildirdin. Çünkü beni herkesin karşısında aşağılamak istedin.
Pagaste a esa chica para que me diera un porro y avisaste a la policía que estaba afuera con ello porque querías humillarme a los ojos del mundo.
İşte medikal esrarın olumsuz sonuçları, millet.
Las contraindicaciones de la marihuana médica, amigos.
- Esrar satmamız lazım. - Her zaman satmıyor muyuz zaten?
Podemos necesitar vender algo de maría.
Hatunlar esrar çeken yaşlı herifleri sever. Olur.
La chicas adoran a un viejo con gran hierba.
Artık aşk yok, dostum. Sadece göt ve esrar.
Ya no hay más amor, tío, solo mierda y hierba.
Galiba esrarın kafa yaptı.
Creo que ya me puse "feliz" con tu marihuana.
Esrarımı geri ver.
Dame mi "mala hierba".
Az önce esrar içtim. Belli oluyor mu? Evet, oluyor.
- Sólo fumé un poco de hierba, ¿ de acuerdo?
Çünkü onu gözetlemeden gerekiyordu ama sen esrar tüttürdün diye herif boğuldu!
¡ Se suponía que lo vigilarías, pero estabas fumando marihuana y se ahogó!
Esrar piposu mu?
Una pipa de marihuana?
Çünkü kamyonunun alt kısmına altı kilo esrar koydum.
Bueno, principalmente porque oculte seis kilos de droga en la parte trasera de tu camioneta.
Esrar, ketamin...
Como drogado, kuh-tah-mine
İki : herkes eşleşecek, içki, sıra ve esrar konusunda.
Número dos, vamos todos al mismo ritmo. Bebida a bebida, raya a raya, calada a calada.
Eskiden olsa, kafam güzel olsun diye bir sürü esrar çekmem gerekirdi.
Solía tener que fumar marihuana durante tanto tiempo para drogarme,
Esrar içmekten nefret ederim.
Odio fumar marihuana.
Esrar mı?
¿ Es pot?
- Annesi esrar kullandığı için tutuklandı.
- Su madre fue levantada por Vice anoche. Vamos.
En kötü düşmanımla esrar içerken bile.
.. incluso me fumo un porro con mi mayor enemigo.
- Neler oluyor? - Esrarın üstüne sifon çekmek için benden kaçtığını söylemiştin.
- Dijiste que huiste de mi para tirar maría.
- Delikanlı siz yaklaştığınız sırada esrar bulunduruyor muydu?
¿ Estaba este chico en posesión de la marihuana - cuando se acercó?
Açık açık esrar içen beyaz bir erkeğin yanına yaklaştım.
Me acerqué a un varón blanco por fumar marihuana públicamente.
Ona esrarı söndürmesini ve bana kimlik göstermesini istedim. O noktada adam silahıma elini attı.
Le dije al sujeto que lo dejara y me mostrara una identificación, en ese momento el sujeto trató de agarrar mi pistola, señor.
Parklarda genelde esrar satılırdı. Uzun binalar güneş ışığını kapatır.
El parque era el sitio al que ibas a comprar marihuana, y los edificios altos bloqueaban toda la luz del sol.
Esrar kokuyor bazen. Reçeteli sanırım.
Igual tiene una prescripción médica.