Evraklar tradutor Espanhol
3,507 parallel translation
Bak, ben bütün evrakları doldururum.
Mira, me aseguraré de que se termine el papeleo.
- Evrakları avukatı doldurdu.
Su abogado rellenó todo el papeleo.
- Evraklarımı almak için uğramıştım.
iba a mi oficina - a conseguir unos papeles.
Eserler için yaptığınız tamirlerin neden evrakları yok?
¿ Por qué no hay ningún documento sobre el icono que estaba restaurando?
Hakikaten evrakların anasını ağlatmışsın.
Realmente has dado una patada en el culo al papeleo.
April burada sık sık resmi evraklar hazırlıyor. Hem de üçlü olarak.
En cambió April hace documentos legales a veces... por tres.
Boşanma evrakları elimde, tamam mı?
Recibí los papeles del divorcio. ¿ Está bien?
Şimdi de bu lanet evrakları alınca, aklımı tümüyle yitiririm.
Ahora recibo esos malditos papeles y me vuelvo completamente loco.
Önce her şeyi bir incelemeliyim. Bu yüzden siz evraklarınızı buraya bırakın.
Primero necesito mirarlo todo, así que por qué no me dan los papeles.
Resmi evraklar değil.
Sin documentos oficiales.
Yarına kadar sana yeni bir kimlik ve tüm evraklarını hazırlayacak.
Te tendrá una identidad nueva y todo el papeleo para mañana.
Sigorta ödemeleriyle ilgili evraklar orada.
Las facturas de los seguros ahí.
Yani, cidden evrakların anasını ağlatmışsın. Dur.
O sea, te las has apañado de miedo.
- Evrakları aldın.
Conseguiste el papeleo.
Avukatımıza yasal yollardan evraklarımızı hazırlatarak bizim sahip olduğumuz % 49'u sana geri satacağım.
Haré que nuestro abogado redacte los papeles, legalmente vendiéndote de nuevo el 49 % que poseemos.
Evrakları yere atan sensin.
Se te cayeron los papeles a ti.
Polis evraklarını kontrol etti. Her şey tamam.
La policía comprobó todos su papeles.
Boşanma evraklarını dişlerini fırçaladığın Rite Aid adresine gönderirim.
Te enviaré los papeles del divorcio a esa farmacia donde te lavas los dientes.
Jon'un dediğine göre çok acil lazımmış bu yüzden evrakları getirdim.
Entendí a Jon que hay urgencias. Son los datos bancarios y una tarjeta.
İlaçları almamda ve randevuları takip etmemde bana yardımcı oldu. Evraklarımın kopyasını çıkarmamda yardım etti.
Me ayudaba a controlar la medicación y las citas, guardaba copias de mi papeleo.
Evraklarıyla ilgili belgeleri sunduk.
Hemos entregado los registros y los documentos de compra.
Müvekkilin şu evrakları imzalasın yoksa cidden yaparım dediklerimi.
Haz que tu cliente firme estos papeles ahora mismo, o lo haré de verdad.
Organ bağışı evraklarını doldurdu.
Ella ya ha rellenado los papeles de donante.
Evraklarımı gösterdim onlara.
Le mostré'em mis papeles.
İmzasının olduğu tüm evraklar da hükümsüz olacak.
Y todos los documentos serán anulados.
Ama elbette boşanma evraklarını imzalamayacaktı ve düğün ertelenecekti.
Pero entonces probablemente no firmaría los papeles del divorcio y la boda se postpondría.
Evraklarını tamamlamadan önce çocuğu buraya getiriyorlar.
Lo estamos trasladando aquí antes de que hagan el papeleo.
Mesken'deki evrakları çekmeni istiyorum.
Necesito que fotografíes documentos en la Rezidentura.
Evrakları gördüm.
He visto los papeles.
Mesken'deki evrakları çekmeni istiyorum.
Necesito que fotografíes documentos de la Rezidentura.
Gümrük evrakları geldi.
Eso es todo lo de impuestos.
Çocuğun evraklarına ve pasaporta ihtiyacı var. Kaldıkları yeri bulmamız gerek.
Tienen que conseguirle al chico papeles y un pasaporte, y nosotros tenemos que encontrar su área de ensayo.
Stefan'ın şuan yeni evrakları var. Nereye gidebileceğine dair birkaç fikrim var.
Ahora que Stefan tiene nuevos papeles, yo... tengo algunas ideas sobre dónde ir.
Hey... evrakları imzaladın mı?
Oye, ¿ has firmado los papeles?
Bana öyle bakmayın. AnnaBeth, daha önce de tartıştığımız gibi, işte resmi evraklar resmi olarak ortaklığımızı bitirmek için.
A mí no me mires. AnnaBeth, como hemos discutido, aquí están los papeles para disolver oficialmente nuestro negocio.
Yani eğer boşanma evraklarını imzalarsam Emmett'i şovda görünmeye ikna mı edeceksin?
Así que ¿ si firmo los papeles del divorcio, me ayudarás a convencer a Emmett para que aparezca en mi reality show?
Boşanma evraklarımın son sayfası. İmzalanmış.
La última página de los papeles del divorcio, firmada.
Dusarque'ın madalyonumu ve sürüş belgelerimi sağlaması için tüm evrakları düzgün.
Dusarque tiene todo el papeleo correcto apropiándose de mi medallón y mi registro de pasajes.
Evrakları sonra doldururuz.
Podemos acabar el papeleo de la exposición más tarde.
- İstersen evrakları gösterebilirim.
- ¡ Lárgate!
Yani evraklar hâlâ fotokopi makinesindedir.
Lo que significa que es probable que sea aún en la máquina de copia en estos momentos.
Missy'nin evrakları fotokopi makinesinde bırakacak hâli yok.
Missy no va a dejar los documentos sentado en la fotocopiadora.
- Resmî evraklarım yok üzerimde.
- No he venido con nada oficial.
Gerçek şu ; hâkimler evraklara boğulmuş durumda. Bu nedenle sadece kendileriyle ilgili evrakları incelerler.
Bueno, la realidad es que los jueces están ahogados en papeles, por lo que sólo leen los documentos que son relevantes para ellos.
Bana o evrakları yollamadan size cesedi gösteremem.
A menos que pueda conseguirme ese formulario, no puedo darles acceso al cuerpo.
Malloy'un duruşmasındaki mahkeme evraklarını kontrol ettim.
Revisé los archivos del juicio de Malloy.
Evraklarına baktık.
Chequeamos sus registros.
Vergi evraklarına baktım ve diğerlerinden hariç bir ortak daha var.
Miré en el papeleo de impuestos y hay un socio que fue dejado afuera de la lista pública.
Evraklar hazırlanıyor.
Están procesando el papeleo.
Resmi evrakları ele geçirmeye çalışıyoruz.
Nete está hablando con Asuntos Sociales.
- O buldu bile. Katrina Missy Dietler'e fotokopi çektirmesi için evrakları verdi.
Ella ya lo ha encontrado.