Examiner tradutor Espanhol
54 parallel translation
The Herald Examiner, onlar o sırada piyasada idi, değil mi?
El Herald Examiner... todavía estaban operando, ¿ no?
Eski Herald Examiner'in dosyalarından elde ettim.
De los archivos del Herald Examiner.
Examiner! Herşeyi okuyun.
¡ Examiner.'¡ Entérese de todo!
Examiner'in hattı o.
- Es el teléfono del Examiner.
Examiner farkıyla.
Una exclusiva del Examiner.
Kesmek istemezdim ama Examiner'ın masası hangisi?
Lamento interrumpir, pero ¿ cuál es el escritorio del Examiner?
Examiner için infazı yazacağım.
Vengo a cubrir la ejecución para el Examiner.
Nerede? Examiner'de.
- En el Examiner.
Examiner.
Examiner.
Hatunum beni 15 dakika içinde alacak, sonra elveda Chicago elveda Examiner, ve elveda sen..
Mi chica me recogerá en 15 minutos, adiós a Chicago. adiós al Examiner, adiós a ti.
Examiner, Earl Williams ele geçirdi.
El Examiner captura a Earl Williams.
Bize özel röportajı alana kadar onu paketleyip Examiner'e götüreceğiz.
- hasta escribir la exclusiva.
Yarın ki Examiner'in baş sayfası için.
Es para el Examiner de mañana. Primera plana.
Examiner'den bahsetmedin mi?
¿ No mencionarás al Examiner?
"The Chicago Examiner dün gece şehir tarihinin en karanlık saatlerinin yaşanmasına engel oldu."
"The Chicago Examiner acudió una vez más al rescate de la ciudad anoche... " en su hora más oscura.
... masum şehri kuşatan... " ... kana susamış Bolşevik Earl Williams Examiner tarafından ele..."
" que saltó desde el cadalso hacia los flancos de la ciudad desprevenida...
Examiner'de makalelerin kutsal sayılacak.
En el Examiner su trabajo será sagrado.
Sen Examiner'in bir suçluya yardım ve yataklık ettiğini mi ima ediyorsun?
¿ Está insinuando que el Examiner ayudaría a un criminal?
Chicago'nun koruyucusu ve vicdanı The Examiner tek kollu Earl Williams'ı yakalayıp Şerif Bilmemkime teslim etti.
Duffy, apunta esto. El Examiner, guardián y conciencia de Chicago... habiendo capturado sin ayuda a Earl Williams... acaba de entregárselo al Alguacil No Sé Cuánto.
Sana söylüyorum, Hartman, Tanrı'nın ilahi adaleti Examiner'in üzerinde.
Te lo aseguro, Hartman, la divina providencia cuida al Examiner.
Örneğin, 9 Mayıs 1910 tarihli Los Angeles Examiner'ın başlıklarına bakın :
Por ejemplo, miren los titulares del Los Angeles Examiner del 9 de mayo de 1910 :
"Examiner" da resmimi gördüm.
Mi foto salió en el "Examiner".
Ben Şikago Examiner gazetesindenim.
Soy del Chicago Examiner.
Bu konuda bana yardım et, lütfen.
The Examiner "o" The Patriot ". ¿ Cuál? Ayúdame con este dato...
Merhaba. Ben M.J. Major, New York Examiner muhabiri.
Hola, soy MJ Major, periodista del New York Examiner.
Evet, Examiner'da köşe yazarlığı yapıyordu.
Escribía artículos para el "The Examiner".
İşte şifrenin parçası bu şifrenin diğer iki parçası San Fransisko günlüğü editörüne ve San Fransisko Müfettişine maillendi.
Aquí hay un código, las otras dos partes están siendo enviadas a los editores del "San Francisco Chronicle" y "San Francisco Examiner".
Morg'taki arkadaşımız Bevo Means'e teşekkür ederiz.
Agradece a nuestro amigo Bevo Means del diario Examiner.
Bay Palmer bunu gözden kaçıran adli tabibe ulaşmaya çalışıyor.
El Sr. Palmer, ahora se esfuerza por llegar a El M.E. que hizo ( Medical Examiner ( ndt ) ) tal grave descuido
Şifrenin diğer iki bölümü Vallejo Times ve S.F. Examiner editörlerine gönderildi.
"Las otras dos partes están en manos de los jefes de redacción " del Vallejo Times y del S.F. Examiner.
Examiner bile yayımlamıyorsa biz de haberi atlayabiliriz.
Si el Examiner no se atreve, tendremos la primicia.
Al, Examiner ile görüşüyor.
Al habla con el Examiner.
Examiner da ama baş sayfadan değil.
El Examinertambién, pero no en primera plana.
Bu ilan Detroit Examiner'da çıkacak.
Esto va a ir en "El examinador de Detroit"
O gece gururumu bir kenara bırakıp bir kontörlü hat ve bir kutu prezervatif aldım ve The Detroit Examiner dergisinin arka sayfasına bir ilan verdim.
Esa noche me tragué mi orgullo y puse un aviso en la última página del "Detroit Examiner."
- Üç gün öncesinin London Examiner'i. ( London examiner : dergi )
El "London Examiner", con fecha de hace sólo 3 días.
Bu ilan Detroit Examiner'da çıkacak.
Esto irá en "The Detroit Examiner".
Birisi, aşkın ona 10'uncu esin perisi olacağı konusunda dizilere döktüğü en muazzam sonesini isimsiz olarak Examiner'e yollamış.
Alguien ha enviado anónimamente al Examiner el más exquisito soneto... -... podría ser la décima musa. - ¡ Severn!
Dick Nolan. The Examiner gazetesinden.
Dick Nolan, de The Examiner.
Az önce Examiner'da çalışan bir muhabir ile konuştum.
Recientemente tuve una conversación con un reportero del "Examiner".
Dürüst olmak gerekirse, London Examiner için çalışıyorum.
Bueno, para ser honesto, trabajo para el London Examiner.
kendisi çikolata dünyasını tek başına alt üst eden bir kadın.
Es la mujer de quien el London Examiner dice que "sin ayuda cambió el mundo del chocolate".
Marisa Examiner'ı tercih ediyor.
Marisa prefiere el Examiner.
- Bunlar incelenmedi ama
¿ No cree que Mark Gannon pudo haberlo leído en el Examiner?
San Francisco Examiner'daki bir odada ise bu editörler Ohio'daki aynı bilgisayara bugünün gazetesini gönderiyor.
Mientras, al otro lado de la ciudad, en este trastero nada moderno... en The San Francisco Examiner... estos editores están programando la edición del periódico del día... en esa misma computadora de Ohio.
İki terminal arasındaki telefon bağlantısı kurulunca elektronik haberciliğin en yeni şekli Bay Halloran'ın televizyonunda karşısına çıkıyor.
Cuando se realiza la comunicación telefónica... entre ambas terminales... la forma más novedosa de periodismo electrónico... se enciende en la televisión del Sr. Halloran... con casi todo lo que The Examiner imprime en su edición habitual.
Examiner mi?
- ¿ El Examiner?
Problem değil.
Lo llevaremos al Examiner y lo esconderemos...
Examiner.
Del Examiner.
HILDY JOHNSON, Chicago'ya geri döndü ve akabinde Examiner'de yönetici editör oldu.
HILDY JOHNSON volvió a Chicago, y luego se convirtió en el Editor General del Examiner.
FRANK CASTLE ÖLDÜ
EL EXAMINER DE NUEVA YORK FRANK CASTLE MUERTO