Falconer tradutor Espanhol
44 parallel translation
HEMŞİRE SHARON FALCONER SİZİ KURTARABİLİR
LA HERMANA SHARON FALCONER PUEDE SALVARLE
- Hemşire Falconer!
- Hermana Falconer.
Nasıl yani, Hemşire Falconer.
¿ Cómo, hermana Falconer?
Hemşire Falconer'den mi?
¿ De la hermana Falconer?
Hemşire Falconer'in yanındaki bey.
El señor que está con la hermana.
Ama Hemşire Falconer gülmedi.
Pero la hermana Falconer no se rió.
Billy Sunday, Peder Biederwolf, Gypsy Smith, iki kere de Hemşire Falconer tarafından.
Billy Sunday, el reverendo Biederwolf, Gypsy Smith, y dos veces la hermana.
Söylesene, bütün bu zaman boyunca... Sarah ve benim... Hemşire Falconer ve benim...
Todo lo que Shara y yo, lo que la hermana Falconer y yo...
Hemşire Falconer'le pişman olun!
¡ Con la hermana Falconer!
Sharon Falconer Ekspresi'nde, doğrudan en tepeye!
Directos a la cima en el Expreso Falconer.
Hemşire Falconer kiliselerinizi doldurabilir.
La hermana Falconer puede llenarlas.
Hemşire Falconer "İsa için tokalaşın" dediğinde, koro şarkı söylemeye başlıyor.
Cuando diga : "Daos la mano por Jesús", el coro empezará a cantar.
Altı yıllık taşra başarısından sonra, Hemşire Sharon Falconer F-A-L-C-O-N-E-R huysuz ve coşkulu metropol halkıyla karşı karşıya geldi.
Tras seis años de éxito en los pueblos, la hermana Sharon Falconer, F - A-L-C-O-N-E-R, se enfrentó en la metrópoli a una muchedumbre agitada.
"Nebraska'yı kurtaran baba, oğul ve kutsal ruhu izledim :..." "... Falconer, Gantry, Morgan "
"Vi cómo esta trinidad profana salvaba a Nebraska".
Ona Hemşire Sharon Falconer deyin.
Dígale que es la hermana Sharon Falconer.
Sahip olduğum tek üst tabaka şey Falconer adı.
La única clase que tengo está en mi apellido, Falconer.
Ben artık Sharon Falconer'im.
Soy Sharon Falconer.
Birazdan Hemşire Sharon Falconer'in sesini duyacaksınız, ama korkarım Elmer Gantry'ninkini değil.
En cualquier momento oirán la voz de la hermana Sharon Falconer, aunque no la de Elmer Gantry.
Falconer.
Falconer.
Binbaşı Falconer.
Comandante Falconer.
- Binbaşı bir savaş çığırtkanı.
- Falconer es un belicista.
- Binbaşı Falconer ve düşes.
- El comandante Falconer y la duquesa.
Falconer, Nazi ordusunu burada durdurmayı deneyecektir bu bir şatoya mal olsa bile.
Falconer tratará de detener al Ejército nazi aquí mismo aunque le cueste un castillo.
Binbaşı Falconer deli.
El comandante Falconer está loco.
Savaş Binbaşı Falconer'ın tarafında.
Falconer tiene la guerra de su parte.
Binbaşı Falconer, kıçı çiçekli bir şövalye falan mı? Üzgünüm rahip.
Se nos ocurrió llevar al comandante un tanque alemán como escudo.
O bir asker. Bir bizona benziyor.
¿ Es el comandante Falconer un caballero con una flor en el culo?
Bir tank kullanmak neden bu kadar zor?
Subiremos este tanque por el puente levadizo del comandante Falconer.
Şimdi de Falconer'a savaşı nasıl kazanacağını anlatmalıyım.
Tranquilo, teniente. Yo me encargo de todo.
Şatoya dönsen iyi olur.
Ahora enseñaré a Falconer a ganar una guerra.
John Cheever'ın, Şahinci kitabı.
The Falconer, de John Cheever.
Bay George Falconer'ı arıyordum.
Estoy llamando al señor George Falconer.
- Profesör Falconer?
- ¿ Profesor Falconer?
Merhaba, Falconer.
Hola, señor Falconer.
Buyurun, Bay Falconer?
¿ Sí, señor Falconer?
Hayatım, neden Bay Falconer'i rahatsız ediyorsun bakayım?
Cariño, ¿ qué haces molestando al señor Falconer?
Jennifer, bırakalım da Bay Falconer bankadaki işini halletsin.
Jennifer, dejemos que el señor Falconer vuelva con sus asuntos bancarios.
16. yüzyıldan Falconer el yazmalarıdır.
Es el manuscrito Falconer del siglo XVI
Falconer'i hatırlıyor musun?
¿ Recuerdas a la halconera?
İki Falconer'le de çıktın mı? Evet, Beth.
- ¿ Saliste con dos halconeras?
Evet. Binbaşı Falconer nerede?
Quería salvar el castillo.
Çalı çitin üzerinden atlarlarken dişlerini dağıtıyordur.
¿ Y el comandante Falconer?
Binbaşı Falconer?
- Estoy seguro, señor.
- Hoşça kalın, Bay Falconer.
Adiós, señor Falconer.