Fan tradutor Espanhol
4,003 parallel translation
Haz gün ışığını pek sevmez.
El hedonismo no es un gran fan de la luz del sol.
Sana Air Supply sever gibi mi göründüm?
¿ Te parezco fan de Air Supply?
Ben senin hayranın değilim.
No soy un fan tuyo.
Anlaşılan, George senin en büyük hayranın değilmiş.
Resulta que George no es exactamente tu mayor fan.
Animasyona bayılıyorum.
Soy fan de la animación.
Bu hafta Doctor Who bölümümle ilgili bir fan kulüp gösterimi var.
Tengo que lucir bien.
En iyi halimle görünmeliyim.
Tengo una emisión de un fan club de mi episodio en Doctor Who, esta semana.
Bu bir bilim-kurgu fan kulüp etkinliği.
Es un evento de ciencia ficción.
Büyük hayranınızım.
Soy un gran fan.
Kesinlikle Jo hayranıydı.
Bueno, era un fan declarado de Jo.
Açıkçası, çok beğenmedim.
Honestamente, no soy una gran fan.
# Büyük hayran.
Muy fan. "
Patronun kule fotoğraflarını mı seviyor?
Tu jefe debe ser un gran fan de la Torre.
Fan, tamam.
Dispérsense.
Cubs taraftarı olun.
Intenta ser un fan de los Cubs.
White Sox'ı tutuyor belli ki.
Definitivamente es una blanca fan de los Sox.
Higgins'i ben de severdim.
Era un gran fan de Higgins.
Dar alanları pek sevmem de.
No soy un gran fan de los lugares pequeños.
- Golf hayranısınız. Oynuyor musunuz?
- ¿ Fan del golf, eh?
Ama "The Medium" un hayranıyım ve...
Pero yo soy un fan de el medio, así que...
Onun her zaman hayranıydım.
Bien por... ya sabes, siempre he sido fan suyo.
Bir tane kağıt, bir tane kalem, dört tane de bira lazım, Ayrıca bilgisayar fanı ve vahiy gibi ilham inmesi lazım.
Necesito un trozo de papel, necesito un boli, necesito cuatro cervezas más, necesito un ventilador de ordenador, necesito un relámpago de inspiración.
Bilgisayar fanı niye lazım?
¿ Para qué necesitas un ventilador de ordenador?
Bazen bilgisayar kullanınca, ısınır, ve fan onu soğutur.
A veces, cuando usas un ordenador, se calienta, y el ventilador lo enfría.
Gidip şunu soruyorsun : "Shridevi fanı mısın, Madhuri fanı mı?"
Ve y pregúntale, "¿ Eres fan de Shridevi o de Madhuri?"
Shridevi fanıysa, kesinlikle eşcinseldir.
Si él es fan de Shridevi entonces es definitivamente homosexual.
Bu arada, büyük bir Shridevi fanı.
Por cierto, gran fan de Shridevi.
Büyük bir Bachchan fanıyım. İnsanlara onu anlatmak için geziyorum.
¡ Yo soy un gran fan de Bachchan y voy por todas partes para hablarle a la gente sobre él!
Koyu bir "Curious George" hayranıydım.
- Era fan de "Curious George".
Birçok şey var, güneş enerjisi ile çalışan bir fan, pusula, kamuflaj gözlüğü, yılan ısırığına karşı çanta.
Tengo una herramienta multiuso, un ventilador solar... gafas con camuflaje, brújula, kit para mordedura de serpientes...
Big Bruins hayranıyımdır.
Soy gran fan de Big Bruins.
- Country müzik hayranı değilsin sanırım.
- ¿ No eres fan de la música country?
Peki, burada Willow hayranı var mı?
Así que, ¿ quién es un fan de Willow?
Büyük bir hayranı değil ama yine de izlemiş.
No es un gran fan, pero la ha visto.
Kötü haber ; buzdolabının fanı bozulmuş.
Tengo malas noticias. El ventilador de tu refrigerador, está muerto.
Vay, gerçek bir hayransınız.
- Realmente eres un fan.
Görünüşe göre, dönen fanın savurma kuvvetiyle fırladı.
Parece que fue despedido por la fuerza centrífuga del ventilador.
Bu fanın ağırlığı 544kg.
El ventilador pesa 600 kg.
Dr. Prentiss'in sıkı bir modern dans hayranı olduğunu bilmediğine eminim.
Bend. Apuesto a que no sabías que el Dr. Prentiss es un gran fan de la danza moderna.
Buradaki kasap bana bayılır. O yüzden hep indirim yapar.
La carnicera es fan mía, así que me da descuento.
Tam bir markalaşma hayranısın.
Eres toda una fan de la marca,
Daniel, hadi ama. Bak, devleti çok sevmediğini biliyorum. Ya da insan içine çıkmayı, birçok şeyi sevmiyorsun aslında ama burada bahsettiğimiz adam gerçekten çok kötü biri.
Daniel venga, sé que no eres un gran fan del gobierno federal, o de aparecer en público, o de muchas cosas, pero...
- Hala hayranınım.
- Sigo siendo un fan.
- Bonnie Wheeler, büyük hayranınız.
- Bonnie Wheeler, gran fan.
Danny'nin çekimi bittiğinde, özel efekt bölümü yeşil arka planı 10,000 tane çığlık atan fan yapacak.
Cuando acabemos de grabar a Danny, el departamento de efectos especiales llenará la pantalla verde con 10.000 fans gritando.
Başkasıyla çalışmaya karşıyım.
No soy un fan de la subcontratación.
Dürüst olmak gerekirse, büyük bir hayranınım.
Soy un gran fan, honestamente.
Sürüye katılan tanımlaması Jazz taraftarı için geçerlidir Jordan hala ligdeyken bir ünvan kazanabileceklerini düşünüyorlar.
Delirante es la palabra que describe un fan del Jazz que piensa que puede ganar un título mientras Jordan todavía sigue en la liga.
Islahevlerini sevdiğim söylenemez.
No soy gran fan de las penitenciarías
Hayranlardan biriyim.
Soy sólo una fan
Senin büyük hayranın ama.
Es una gran fan tuya.