Farklıydı tradutor Espanhol
2,629 parallel translation
Zaten her zaman kocalar ilk ve son şüphelidir,... fakat bu seferki olay farklıydı.
El esposo es siempre el primer sospechoso, y generalmente el último pero no esta vez.
Farklıydı.
Era diferente.
Tamamen farklıydı
- Con el bebé. Mi bebé.
Ama bu yılki, 2010 salgınından daha farklıydı.
Pero este año fue diferente que la plaga de 2010.
Ama farklıydı.
Pero fue diferente.
Neil buradayken çok mu farklıydı sanki?
Pues, ¿ hay alguna diferencia cuando Neil está?
Ama sen farklıydın.
Pero tú eras diferente.
Tabi o günlerde her şey farklıydı.
Claro que eran otros tiempos.
O zaman farklıydı.
Bueno, era otra época.
Zaman farklıydı.
Era otra época.
Yani, benden daha güzel söyledi ama bir hafta sonra, baktık ki buradaki ortam farklıydı.
Bueno, lo dijo mejor que yo, pero la semana después de eso pude sentir que el estado de animo aquí era diferente.
O zaman... farklıydım.
Era distinta.
Benimkilerin büyüklükleri farklıydı.
Los míos tienen tamaños distintos.
Yeniydi, farklıydı.
Y él era nuevo y diferente.
Benimki biraz daha farklıydı.
El mío fue un poco diferente.
Hepsi de farklıydı.
Todos son diferentes.
Dorsey biraz daha farklıydı.
Dorsey es un poco... Era un poco diferente.
- Daha farklıydı.
- Era otra cosa.
Kardeşler kendilerini düşündü, hepsi birbirinden farklıydı
Los dos hermanos se querían, aunque de niños eran muy diferentes.
Benim zamanımda daha farklıydı.
En mi época era diferente.
Beklediğimden daha farklıydı.
Eso fue diferente de lo que esperaba.
Farklıydı.
Es diferente. - Hola.
Biz hep farklıydık.
Siempre hemos sido distintos.
Farklıydı.
Era muy propia, diferente.
- Siren'e çarpan araba, farklıydı.
- Siren fue atropellada por otro auto.
Her bir kapsülün rengi ve etiketi farklıydı.
Cada uno era de diferente color. Sin etiqueta.
Ama o zamanlar durum farklıydı.
Eran otros tiempos, Lynn. Fue durante la Gran Depresión.
Benim rüyamda dağlar farklıydı.
Las cumbres eran diferentes en mi sueño.
Ama, Mac farklıydı.
Pero tuve a Mac.
O, benden büyüktü ve bu yüzden farklıydı.
Parecía mayor y tan diferente.
- Farklıydı?
- ¿ Diferente?
Haklısın ama bu farklıydı.
Sí, pero esto fue diferente.
Mirza farklıydı.
Mirza era diferente.
Sen bilirsin, o farklıydı.
Ya sabes, era diferente.
Ama tüm bunlar için kurduğum düşünce tamamen farklıydı.
La idea de que de alguna manera yo planeé todo esto es incorrecta.
Elbette ki ayrıntılı olarak bakıldığında çok farklıydılar.
Pero observando los detalles, eran muy diferentes.
Bana verdiği numara bundan farklıydı.
Es diferente del que me dio a mí.
Kendini beğenmiş gibi olmak istemem ama Bölge yarışması için elinizde ne varsa ortaya koyun çünkü az evvel prova etiğimiz parça öyle farklıydı ki, zarar verebilir.
Ahora, no quiero sonar arrogante o algo así pero empiecen a mejorar su juego o no habrá regionales porque el número que preparamos está fuera de ligas. es peligroso.
O zamana kadar gördüğüm her şeyden farklıydı.
Fue, como, diferente a cualquier cosa que había visto.
Bunun farkında olduklarını da sanmıyorum. Benim için ise farklıydı ; kızıma bakıp onu ne kadar çok sevdiğimi anladım ve daima yanında olmak, desteklemek istedim. O daha küçükken her şeyi bıraktım.
No creo que ellos lo supieran... y yo por otro lado tengo esta niña que amo tanto, y yo quería estar ahí por ella en todo momento y estar ahí, cuando ella era chica paré de hacer todo.
Ailesinin baş etme şekli biraz farklıydı.
Y se metió un poco en problemas con su familia porque ellos no... Lo manejaron de otro modo.
Görmeye başladığımız şey güney hareketinin kuzey hareketiyle birleşip dünyaya farklı bir gözle bakan ve şiddetten uzak durmayı olmazsa olmaz olarak görmeyen bir genç insanlar grubu oluşturmasıydı.
En aquel momento empezamos a ver... la unión del movimiento del Sur con el movimiento del Norte... para formar un grupo de gente joven que mirara al mundo... desde una perspectiva no necesariamente de no violencia.
Davranışlarında değişiklik fark etmiş miydiniz? Hayatında farklılıklar var mıydı?
¿ Notaste algún cambio en su comportamiento o algo inusual sucediendo en su vida?
Farklıydı.
Estaba diferente.
Peki "Seni korumak için ölürüm." derken durum farklı mıydı?
¿ Qué diferencia hay cuando tú dices que harías cualquier cosa para protegerme?
Sen farklı bir çağın parçasıydın Walter.
Bueno, formabas parte de una época diferentes, Walter.
Bu patlamayı Theralılar'ın daha önce yaşadıklarından farklı kılan iki ayrı magmanın etkileşerek katastrofik kimyasal bir reaksiyon yaratmasıydı.
Lo que diferenciaba esta erupción de otras que habían experimentado los Theranos, era la interacción de dos clases de magma, disparando una reacción química catastrófica.
Farklı seçimler yapar mıydınız?
¿ Harían elecciones diferentes?
Bir farklılık var mıydı?
¿ Se notaba diferente en alguna forma?
Bu profili nasıl inşa ettiğini anlamam gerekiyor. Benim farklı yapabileceğim şeyler var mıydı, onu görmem gerekiyor.
Tengo que entender cómo... hizo este perfil, ver si hay algo que hubiera podido hacer de forma distinta.
karısı oğluna sarılırken üzerine damlayan kralın kanıydı yeni farklı bölge adına ben hala kraldım
Su muerte no fue en vano Su esposa llevaba su hijo y es la sangre del rey que trajo la paz duradera para sus descendiente y para los hijos e hijas de su pais, y esa sangre aun fluye en las venas de 7 generaciones hasta que yo el rey actual el Sultan Mulsafa