Fase tradutor Espanhol
4,165 parallel translation
İkinci aşamadaki başarı oranı şu ana kadar müthiş.
La tasa de éxito de la fase 2 ha sido excepcional.
Üçüncü aşamayı bana mı veriyorsunuz?
¿ Me dará la fase 3?
Anal aşama çok mu uzun sürdü?
¿ Te quedaste en la fase anal demasiado tiempo?
Gereğinden düşük performans gösterene dek üçüncü evre, test aşamasına kadar gitti.
Llegó hasta la fase tres del ensayo, hasta que tuvo malos resultados.
"Yalnız kalmayı sevdiğim bir dönem" deyim zaten.
Ahora estoy en una fase de "me encanta ser soltera".
Bu sadece şu anda bulunduğu küçük kız evresinden dolayı.
No, es sólo parte de la fase de chica por la que está pasando ahora.
İkinci aşamaya geçin.
Acelera a la fase dos.
Şimdi Trask'i öldürdüğüme göre ikinci aşamanın ne olduğunu bulmadaki tek şansımız o.
Como maté a Trask, él es nuestra única forma de averiguar qué es la fase dos.
Olgunluk evresine girdiğini sanıyorum. Denemek istiyorsun limitlerini bilip, aşmak istiyorsun.
Creo que estás en una fase de la adolescencia, donde quieres experimentar... conocer tus límites, transgredirlos.
Ediyorum ve ikinci aşamaya geçmek üzereyim.
Seguiré adelante y estoy a punto de entrar en la segunda fase.
Seni çiftler aşaması için düşünüyoruz.
La fase para la que te estábamos considerando es de parejas.
Sonra orgazm, sanırım bunu zaten biliyoruz.
Luego la fase orgásmica... eso se explica solo, creo.
Vücudun fizyolojik reflekslerinin normale döndüğü çözülme evresiyle bitiriyoruz.
Terminando con la fase refractaria, los reflejos fisiológicos del cuerpo regresando a su estado normal.
Şükret ki prenses takıntısı geçti.
Alégrate que ya haya pasado su fase de princesa.
Seni düşündüğümüz aşama çiftleri içeriyor.
La fase para la que te estamos considerando es para parejas.
Birinci aşama.
Fase uno.
Plato aşamasına geçiyor.
Moviéndonos a la fase previa al orgasmo.
Orgazm aşaması.
Fase orgásmica.
Akciğer kanserinin son safhasındayım. İçtiğim sigaralar, doğmamışların küllerinden yapılıyor.
Fase terminal de cáncer de pulmón, los cigarrillos que fume...
Dördüncü seviyede.
Fase cuatro.
Denek F-096. Uyarılma safhası 49 saniye.
Sujeto F-096... 49 segundos en la fase de excitación.
Tamam bakın, sonraki safha ile devam edeceğim ama sadece başlarken Jane ile olursam.
Está bien, miren, continuaré con esta siguiente fase, pero solo si... puedo usar a Jane como mi referencia.
Asilik dönemleri.
Es su fase grunge.
Meğer Fosse'nin 3, seviyede beyin kanseri varmış,
Resulta que tenía cáncer cerebral en fase 4.
Erkek deneğin plato evresi 8 dakika 31 saniye sürdükten sonra orgazm ve tepkisizlik ile sonuca vardı.
La fase de meseta del sujeto masculino duró ocho minutos y 31 segundos, concluyendo con su orgasmo y resolución,
Araştırma yeni bir safhaya geçti.
La investigación ha entrado en una nueva fase.
Şu an öyle hissediyorsun ama bu Katherine nefret aşamasın atlatınca...
Sabes, como te sientes ahora pero cuando superes toda esta fase de odiar a Katherine- -
Muhtemelen bir dönemden geçiyordur.
Tal vez solo sea una fase.
- Öyleyse ilk aşamada tedavi edeceğiz.
Entonces los tratamos en la primera fase.
Aşkı adlandırdığımız birinci evrede nörotransmittere aşırı yük biner.
La fase uno de lo que llamamos amor es una sobrecarga de neurotransmisores.
Birinci evre bir yıldan az sürer.
La fase uno dura menos de un año.
- İkinci evre, oksitosin ve vazopressin üretimi içerir, özellikle orgazm sonrası.
En la fase dos hay producción de oxitocina y vasopresina sobre todo después del orgasmo.
- Lance ve ben, ikinci evreyi çok yaşadık.
- Lance y yo tuvimos mucha fase dos.
İkinci evre zamana yayıldıkça, sevgi veya dostluğa dönüşür ya da daha çok başarısızlıklar dolayı yeni bir sevgili ile başka bir birinci evre arayışına girilir.
La fase dos evoluciona en un apego duradero o, con más frecuencia, fracasos y el comienzo de una fase uno con... Un nuevo amante.
Elinizde, Booth'un neokorteks'inde yeni bir birinci evreye iten durumun kanıtı olduğunu seziyorum.
Siento que tienes evidencia de que la neocorteza de Booth lo está guiando hacia una nueva fase uno.
- Üçüncü aşama.
Fase tres.
- Üçüncü aşama ne?
¿ Cuál es la fase tres?
Tamamen bencil bir dönemden geçiyorum.
He estado completamente en esta fase de egoísmo.
Bu sadece planın birinci aşamasıydı.
Esta solo es la fase uno del plan.
İkinci aşama nedir?
¿ Cuál es la fase dos?
Belki sadece şanslı piçlerdir, şebekenin dışında kaldılar.
No lo sé. Tal vez están fuera de la fase ( electrica ) los bastardos...
Eğer şebekeden sıyrıldılarsa belki... O zaman mantıklı.
Eso tendría sentido si están fuera de la fase.
Şebeke mi geldi jenratör mü çalıştı?
¿ Esto es la fase o el generador?
Kraang istilası olarak bilinen şeyin son aşaması altı saat olarak bilinen zaman sonra başlayacak.
La fase final del plan conocido como la invasión de Kraang comenzará en la unidad de tiempo que es seis horas.
Bu Kraang istilasının son safhası.
Esta es la fase final de la invasión de los Kraang.
Karaciğerime sıçradı, o da 4. evrede şu an.
Ha avanzado hacia mi hígado, que está ahora en fase cuatro.
Ceset katılaşmaya yeni başlamış.
El cuerpo está en la primera fase de rigidez.
Hanımefendi birçok kez orgazm olurken plato evresinde kalabilirsiniz, değil mi?
Puedes mantener tu fase Pre Orgásmica durante múltiples episodios del orgasmo femenino, ¿ verdad?
Boşalma anındaki kalp atış hızını biliyoruz. Plato evresine ne kadar sürede geçtiğini biliyoruz.
Sabemos su ritmo cardiaco durante el clímax, cuán rápido ella llega a la fase pre-orgásmica,
Hayır, daha değil.
Está en una fase temprana.
[Başarının 40 Aşaması] Şu anda 26. aşamadayız :
Ahora estamos en la fase veintiséis :