Fayed tradutor Espanhol
417 parallel translation
Al Fayed Benim güzel sıfatım var.
Al Fayed lm got the nice face
Galler Prensesi Lady Di, bu gece hayatını bir trafik kazasında kaybetti. Yanında sevgilisi Dodi Al Fayed de vardı.
Lady Di, La princesa de Gales murió en un accidente de auto la noche anterior con su compañero Dodi Al-Fayed.
Adı Joseph Fayed, Green Üniversitesi'nde doçent.
Su nombre es Joseph Fayed, profesor asociado en la Universidad Green.
Muhtemelen haklısın, Jack, Fayed'i tutuklamanın haricinde ne yapabiliriz?
Probablemente tengas razón, Jack. Pero, ¿ qué podríamos hacer además de arrestar a Fayed?
Adı Joseph Fayed.
Su nombre es Joseph Fayed.
Fakat Fayed'i bulmamız için bize yardımcı olmazsan bu, hayatının sonuna kadar onu son görüşün olmuş olur.
Pero a menos que nos ayude a conseguir a Fayed sería la última vez que lo vea por el resto de su vida.
10 dakika içinde Fayed'in evinde olabilirler.
Pueden estar en lo de Fayed en diez minutos.
Fayed'e gidip Marwan'la konuşman gerektiğini söylemeni istiyorum.
Necesito que vaya con Fayed y le diga que necesita hablar con Marwan.
Dina Araz'la, bizim için gizli çalışması ve Fayed'e yaklaştırması için bir anlaşma yaptık.
Hemos logrado un trato con Dina Araz para que trabaje con nosotros en aproximarnos a Fayed.
Beni Fayed'e götürecek.
Ella me llevará a Fayed.
Peki ya Fayed bize inanmazsa?
¿ Qué pasará si Fayed no nos cree?
Ben Fayed.
Habla Fayed.
Fayed, Napier'e dönüyor.
Fayed está girando en Napier.
Fayed de.
También lo está Fayed.
Tamam, Fayed'in arabasının tünelin içinde olduğu sırada, üç araç çıkmış.
Bien, mientras el auto de Fayed está en el túnel, salen tres vehículos.
Fayed kendini şehit etti.
Fayed se ha suicidado como mártir.
Fayed'e gidip Marwan'la konuşman gerektiğini söylemeni istiyorum.
Quiero que vaya con Fayed y le diga que necesita hablar con Madwan.
Beni Joseph Fayed ismi üzerinden buldunuz, belki de bilmek istersin, kendini şehit etti.
Me localizaste a través de un hombre llamado Joseph Fayed quizás te interese saber que se martirizó por la causa.
Benle olan tek bağlantınızın Fayed olduğunu bilseydim, bu konuda yardımcı olabilirdim.
Me ayudaría saber si él era la única forma de ubicarme.
Prenses Diana, bugün Mohamed al-Fayed'e ait bir yatla Akdeniz'e yelken açtı. Al-Fayed'in oğlu ile birlikte!
La Princesa Diana navegó en el Mediterráneo... en uno de los yates de Mahoma Al-fayed... con su hijo.
Görünüşe göre, Dodi al-Fayed ölmüş.
Aparentemente, Dodi Fayed está muerto.
Bay Fayed dün gece gömülmüş.
Veo que el Sr. Fayed fue enterrado anoche.
Silah tüccarı Amir Fayed'in cinayet davasında 16. günde sürpriz yok ve Savcı Joshua Lindsey için kayda değer bir ilerleme olmadı.
Día 16 del juicio del asesinato del vendedor de armas Amir Fayed trajo pocas sorpresas Y no hay un progreso real para el fiscal joshua lindsey.
Fayed iş ortağı olan ve eskiden polis muhbiri olduğu ortaya çıkan Jack Toland'ı öldürmekle suçlanıyor
Fayed está acusado del asesinato de jack toland, un asociado que luego fue informante de la policía
Ancak savunma Fayed'in hayırsever, diplomat... ... ve en önemlisi masum olduğunu söylüyor.
Pero la defensa ha planteado un cuadro pintando a Fayed como un diplomático filantropista, y lo más importante, un hombre inocente.
Amir Fayed'in kızının dadısıydı.
Era la niñera de la hija de Amir Fayed.
Fayed'in adamlarından birini, Jack Toland'ı öldürdüğünü gördü.
Ella vio como Fayed asesinaba a uno de sus tiipos, Jack Toland.
Fayed'in öldürmekle suçlandığı adamın mı?
El tipo de Fayed por el cual lo acusaron de asesinato?
Dün gece 10 : 30'da Memur Richard Colden Amir Fayed adına kayıtlı bir cep telefonunu aramış
Anoche las 10 : 30, el oficial Richard Colden llamó por celular a otra línea de Fayed.
Eee, Fayed için ne yapıyordun?
Entonces, por qué estabas trabajando para Fayed, de todas maneras?
Bay Fayed'in Jack'in polise konuştuğunu keşfettiği geceydi.
Fue esa noche que el sr. Fayed descubrió que Jack estaba hablando con los policías.
Fayed kendini kaybetti.
Sólo lo perdió.
Kapıdaki bekçi Bay Fayed'in evde olmadığını size söylemiş olmalı.
La guardia en la puerta debería haberle dicho que el Sr. Fayed no estaba en casa.
- Çünkü az önce Fayed adına kayıtlı numaralardan birini aradın.
- Porque parece como si marcaras uno de los nros. que pagó Faeyed
Ayrıca, Fayed'e iki polis memurunun güvenlik evinde katledilmeleriyle ilgili suçlamalar da yöneltildi.
Los cargos de los asesinatos en la casa segura, también fueron imputados contra Fayed
Abu Fayed.
Se trata de Fayed.
Fayed ismindeki bir adamla 4 gün önce temasa geçtik.
Fuimos contactados hace cuatro días por un hombre llamado Fayed.
- Fayed'in abisi, 1999'da Lübnan'daki büyükelçimizin kaçırılma olayına karışmıştı.
El hermano de Fayed fue parte del atentado en la embajada en el sur del Líbano en 1999.
Jack'in sorgulaması sırasında Fayed'in abisi öldü.
El hermano de Fayed murió mientras Jack lo interrogaba.
Neden Fayed, Assad'ın yerini söylediğinde Jack'i kurtarmak için bir plan yapmıyoruz?
¿ Pero por qué no estamos organizando un rescate? No podremos tener a Jack una vez que Fayed nos de la ubicación de Assad.
Fayed'in, bizim takip kanallarımızı ortaya çıkaracak kaynakları var.
Fayed tiene los recursos para detectar nuestra vigilancia.
Anlaşmaya göre Fayed'e uydu yayınımızı, telsiz frekansımızı ve hava sahamızı izleme olanağı tanıyoruz.
Como parte del trato le dimos a Fayed acceso al monitoreo de nuestra cobertura satelital frecuencias de radio y rutas aéreas.
Fayed'den yerini öğrenir öğrenmez harekete geçeceğiz.
Lo buscaremos en cuanto obtengamos su ubicación por parte de Fayed.
Fayed, ben geri dönmeden ararsa beni bilgilendirin.
Si Fayed llama antes de que vuelva, conéctame.
- Sana söylemiştim. Fayed gözlem protokollerimize sahip.
Te dije, Fayed tiene nuestros protocolos de vigilancia.
Fayed arıyor.
Fayed está en línea.
Fayed yayını öğrenmiş.
No, Fayed hackeó su transmisión.
Al Fayed
Al Fayed
Na, na, na-na-na nünnetsiz Al Fayed
Al Fayed
Da ra-ra-ra Yes, yes, yes, yes. Al Fayed, Mohamed, Ali!
Al Fayed, Mohamed, Ali!
Bizi Joseph Fayed üzerinden doğruca Marwan'a götürmesini ümit ediyoruz.
Joseph Fayed.