Fleming tradutor Espanhol
781 parallel translation
- Fleming'in yerini bulduk.
- Localizamos a Fleming.
Fleming Salt Lake'deymiş. Milner haberi tegrafla gönderiyor.
Milner encontró a Fleming en Salt Lake.
- Fleming'i hatırlattım.
- Le recordaba a Fleming.
Kapağı değiştirmek için çok geç ama her sayıya bir bant koyup üzerine büyük harflerle "Fleming Bulundu" yazacağız.
Es demasiado tarde para la portada... pero le pondremos una banda de papel de siete centímetros... a cada ejemplar que diga : "Fleming Encontrado".
- Fleming'le birlikte bu sene üç etti.
Fleming es el tercero de este año.
Fleming, Cipriani, Bn. Dewhurst... polisten evvel bulman...
Fleming, Cipriani, la Sra. Dewhurst... antes que la policía, ¿ cómo lo logra?
- Fleming olayını nasıl çözdük dersiniz?
- Nunca adivinará... lo que resolvió el caso de Fleming.
- Fleming onu çalacak mıydı?
- ¿ Fleming iba a robarla?
Şimdi bu... Fleming hikâyesi iyi yürütülürse tirajımızı % 10 arttırır.
Ahora, este reportaje de Fleming... con un buen seguimiento, aumentará la circulación un 10 %.
Fleming'de daha az ipucu vardı.
Sabía menos de Fleming.
Ahh, sizi sayabilirim : Lubitsch, Fleming, Van Dyke ve La Cava.
Oh, puedo nombrarle a Lubitsch y a Fleming y a Van Dyke y a La Cava
FLEMING : Onunla evlenecekti.
Quería casarse con ella.
Fleming, ilham veren bir kaza sonucunda penisilini buldu.
Fleming descubrió la penicilina por puro accidente.
Ben vardım ve... Ve Jack Browning vardı ve... George Flemming ve...
Pues yo, Jack Browning George Fleming y Johnny North.
George Flemming ise sizlere ömür.
George Fleming ha muerto.
Bayan Alexander Fleming'i de.
E hice de Srta. Alexander Fleming en un surco.
İstenmeyen bir mantarın steril bir kapta kazara büyümesi şeklindeki ender bir başlangıç sayesinde Sör Alexander Fleming dünyaya penisilini kazandırmıştı.
Fue con un hongo no deseado que creció en una placa estéril... lo que hizo que Sir Alexander Fleming diera la penicilina al mundo.
Duyduğuma göre Yargıç Fleming'e yumruk atmışsın. Doğru mu bu?
Creo que le has dado un golpe al juez Fleming. ¿ Es cierto?
Evet, Fleming sıkı heriftir.
Sí, Fleming es un tipo duro.
Fleming beni delirtiyor.
Fleming me volvió loco.
Adam suçsuz. Fleming'se kanıtlara bile bakmıyor.
McCullaugh es inocente y Fleming no aceptará la prueba.
Bu sabah Fleming'leyim.
Voy a ver a Fleming esta mañana.
Fleming'in en çok sevdiği renk.
Es el color preferido de Fleming.
Davanın yargıcı Henry T. Fleming.
Preside el honorable Henry T. Fleming.
- Yargıç da kabul ediyor, değil mi?
- Y el juez Fleming está de acuerdo, ¿ verdad?
Ama Fleming kanunları harfiyen uygular.
Pero Fleming sigue la ley a rajatabla.
Yargıç Fleming.
¡ Juez Fleming!
- Yargıç Fleming'e yumruk atmışsın.
- Sí. Pegaste al juez Fleming.
Onun yerine Fleming gelir.
Fleming aparece en su lugar.
Fleming'in anlaşmadan haberi yoktur.
Fleming no sabe nada sobre el trato.
Fleming ona beş yıl verir.
Fleming sentencia a Jeff a 5 años de prisión.
Ve kanıtladım. Bütün delilleri Fleming'e getirdim. Ama o fırlatıp attı.
Las he llevado a la sala de Fleming y las ha rechazado.
İnanılmaz değil, sadece Fleming.
No es increíble. Es Fleming.
Yasalar açısından Fleming'i suçlayamazsın.
No puedes culpar a Fleming legalmente.
Bu çok saçma gelebilir, ama Yargıç Fleming'i götürdüler.
Puede que suene a locura pero han quitado al juez Fleming.
- Yargıç Fleming mi?
- ¿ AI juez Fleming?
- Yargıç Fleming.
- Al juez Fleming.
Yargıç Fleming.
El juez Fleming.
Fleming'in tecavüzden sabıkası var.
Fleming ha sido fichado por violación.
Bay Fleming onu temsil etmeni istiyormuş.
El Sr. Fleming quiere que lo representes.
Bay Kirkland, sizin de bildiğinizden eminim... Yargıç Fleming genç bir bayana cinsel saldırıda bulunmakla suçlanıyor. Tabii bu doğru değil.
Sr. Kirkland, como sin duda sabe el juez Fleming ha sido acusado, falsamente debo añadir de asaltar sexualmente a una jovencita.
Fleming meselesine dönelim.
Volvamos con Fleming.
Ahlaklı ve dürüst olduğum için beni istiyorlar.
Quieren que defienda a Fleming dada mi integridad moral.
Bak, Fleming'le konuştum.
Escucha, he hablado con Fleming.
Fleming'in yalan makinesine girdiği doğru mu?
¿ Es cierto que Fleming ha pasado la prueba del polígrafo?
Fleming davasındaki bütün fotoğraflar bunlar.
Son todas las fotos del caso Fleming.
Ya Yargıç Fleming hakkındaki haberleri?
¿ Los periódicos sobre el juez Fleming?
- Fleming yalan testini geçti.
- Fleming ha pasado el polígrafo.
Bu Fleming işini çöpe mi atayım yani?
¿ Quieres que lance todo el caso Fleming por la borda?
Bunu mahvedemezsin. Fleming'i elime geçirince çarmıha gereceğim.
No lo estropees. ¡ Cuando acabe con Fleming voy a crucificarlo!
- Fleming.
- Fleming.