Flexible tradutor Espanhol
916 parallel translation
Bay Cody merhametine ihtiyaç duyulan durumlarda devlet biraz da olsa esnemeyi bilir.
Sr. Cody, en asuntos que involucran a sus afinidades... se sabe que el gobierno es un poco flexible.
Bak, böyle tasarlarsak, dalïs elbisesi ilkesine göre buralarda esnek eklemlerle, ama oksijen tutabilecek sekilde sanïrïm ise yarayabilir. Bak.
Si lo diseñamos así, como un traje de buceo flexible, pero capaz de guardar oxígeno creo que tendremos algo.
O büyük, kenarları sarkık sarı şapkalardan giymiştin ve kolunda da bir sepet vardı.
Tenías un gran sombrero flexible amarillo y una canasta en el brazo.
Sen çok akıllı değilsin.
No eres muy flexible.
- Gayet esnek.
- Es flexible.
Tahtadan vücudu yumuşak ve sıcak olmuştu.
Y el cuerpo de madera se puso blando flexible y cálido.
Zaman biraz esnektir. Sizin dünyadakine benzemez.
Aquí el tiempo es muy flexible, no como en la Tierra.
Belki alelacele verdiğiniz bir kararı yeniden gözden geçirmeyecek kadar katı değilsinizdir!
¿ Es lo suficientemente flexible como para reconsiderar una opinión formada, tal vez, apresuradamente?
Eğer diz çökmezseniz, parçalanırsınız.
Si no eres flexible, te quiebras.
Mecbur kalınca insanın nasıl esnek olabileceğine şaşarsın.
Ya verás lo flexible que se vuelve uno cuando es preciso.
Manyetik veya iç manyetik bir alanla birbirine bağlanmış bükülebilir bir metal olduğunu söylemeliyim. Ve kurbanını, eğer o da metalse, kendine çekme yeteneği olabilir.
Diría que originalmente estaba hecho de un metal flexible unido por un campo magnético exterior o interior, y puede que tuviera la habilidad de atraer a sus víctimas si eran de metal.
Nefis İngiliz derisi, sağlam ve esnek.
Viejo Cuero inglés fino. Fuerte y aún flexible.
Hafif, esnek, sağlam, mükemmel dengelenmiş
Es ligera, flexible, resistente y totalmente equilibrada.
Gözleri hareketli, geniş kamera lensleri gibi.
Su ojo es flexible, como la lente de una gran cámara.
İnsan vücudu dünyadaki en esnek alettir.
El cuerpo humano es el instrumento más flexible del mundo.
Bileğini.. Biraz daha esnet.
La muñeca, no bastante flexible.
" Geleceğin Alman gençleri, ince ve narin olmalı! .. Av köpeği gibi keskin gözlü!
"¡ La juventud alemana debe ser fuerte, elástica, flexible, veloz como un sabueso y resistente como el acero de Krupp!"
Tabii ödeme kolaylığı sağlarım.
Por supuesto que soy flexible.
Belki de onun kadar kuşkucu olmayan birisini kullansaydık daha iyi olurdu.
Si se eligiera alguien más flexible, menos sospechoso...
Daha esnek birine ihtiyacımız olduğunu farkettim.
Pero se me ocurre que necesitamos a alguien más flexible.
Beni tutup dışarı fırlattı! Sokağa!
Flexible y feroz como un tigre.
Çevik ve vahşi.
Flexible y feroz como un tigre.
Adamlarım kamyoneti durduramadı ama arka kasaya bir adam atladı, kaplan gibi çevik ve vahşi.
No pudimos parar al motocarro. Pero un hombre saltó sobre la plataforma de detrás como un tigre, flexible y ágil como un tigre.
Bununla birlikte, yeni öğrenme durumlarında, oldukça esnek ve yumuşak bir tepki oldukça belirgin.
Sin embargo, se remarca una reacción altamente flexible y maleable ante nuevas situaciones de aprendizaje.
Bu ülkelerde oturan insanlar yakışıklı, uysal, duygulu konuşma ve tavırlarında zarif olurlar.
La gente allí es bella, flexible, fácil a la sensibilidad. Su lenguaje es fino y sus movimiento gráciles ;
O çekerken sırt kasları çalışıyor. Böylece sırt da esnek ve güçlü hale geliyor.
Al jalarlas, los músculos de la espalda entran en acción... de manera que la mantienen fuerte y flexible.
Bilimsel adı, Yunancada "esnek" veya "eğilen" demek olan "campro" ile "sürüngen" demek olan "saurus" kelimelerinin birleşimidir.
Su nombre científico procede del griego "campto", que significa flexible, y "saurus", que significa lagarto.
Bu yüzden ona genelde "Esnek sürüngen" denir.
Su nombre genérico es por lo tanto "lagarto flexible".
Amplifikatörler ve cayroskop bozulup... bağlantı kablosunu çıkarmak mümkün olmayınca... pilotlardan biri korkudan bayıldı ve pike uçuşu yapmaya başladık.
Los amplificadores y el giroscopio fallaron... y la válvula flexible no se desconectaba, un piloto se desmayó de miedo e hicimos un picado con motor.
Şimdi onları bağlamaya bir şey lazım.
Necesitamos algo flexible con que atarlos.
- Hep çok esnek biriydi.
Yo también lo creo. Siempre ha sido muy flexible.
Bu çekingenliğinizi üzerinizden atıp... çalışmalarınızda daha esnek olmanızı sağlayacak.
Esto servirá para liberarlas a ustedes de sus inhibiciones a ser más flexible en su servicio.
İlişkimizin özgürce olması senin fikrindi, hatırlıyor musun?
Querías que nuestra relación fuera flexible, ¿ recuerdas? Palabras textuales.
"Görkemli ol, rüzgardan önceki söğüt gibi"
"Se flexible como un sauce ante el viento"
Biraz esnek olabilirsiniz.
Que podría ser flexible.
Çok yumuşak ve esnek.
Tan suave y flexible.
Bir insan yeni doğduğunda, zayıf ve esnektir.
Cuando un hombre nace, es débil y flexible.
Bu canlılara insanların tüy kalemlerle yazdıkları dönemde deniz kalemi adı verilmiş. İskeletlerinin esnek ve boynuzlu olması sebebiyle bu isim uygun bulunmuş olmalı.
Se les dio el nombre de lapiceras de mar cuando la gente escribía con plumas, y debe haber parecido apropiado ya que el esqueleto es flexible y cartilaginoso.
Yani, yönergeler çatısı altında Şeffaf Hükümet'i bir kenara koyarak daha esnek bir duruş mu benimsemeliyiz?
¿ Quiere decir que dentro del marco de las directrices de un gobierno abierto que usted ha trazado, deberíamos adoptar una postura más flexible?
Hayatta kalmak için biraz rahat, biraz esnek olmak gerekir.
Creo que para sobrevivir, hay que ser abierto y flexible.
Köşeye sıkıştırıldığımda geriler ve kendimi toparlarım. Hiç acı çekmeden.
Y por eso me hago flexible y negocio... sin resentimientos.
Katlanılabilir olsaydı kendisini sevebilirdi.
Podía ser flexible, se hacía querer.
Fränze'ın yufka bir yüreği vardı. Ne var ki şu ana kadar tümüyle bundan habersizdi.
Fränze tenía un corazón muy flexible... aunque por ahora lo ignoraba totalmente.
Yarım akıllı bir hırsız bile bu kilidi kart veya esnek bir cetvelle açabilir de ondan.
Cualquier ladrón puede abrir esta cerradura con una tarjeta o regla flexible.
Şartlara birazcık bile uyum sağlamazsa, kilise asla gelişmeyecektir.
La Iglesia no llegará a ninguna parte si no es un poco flexible.
Kafa esnek sol kollar merkeze.
¡ La cabeza flexible, el brazo izquierdo por el centro!
Mesai saatlerim esnek.
Tengo un horario flexible.
"Esnek olmalıyım ve işi oluruna bırakmalıyım."
Debo mantenerme flexible e improvisar ".
Bence o genç yumuşak çiçekler, kesinlikle bizi arzuluyor, Normie.
Yo diría que las jóvenes flexible petunias Definitivamente nos quieren.
Elbette ki Whit geniş görüşlü biridir.
- Claro, Whit es flexible.
- Biraz destek ol!
- Sea flexible.