English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ F ] / Fortitude

Fortitude tradutor Espanhol

64 parallel translation
Fortitude, zıplamanı yasaklıyorum.
¡ Fortitude, te prohíbo que saltes!
Operasyon metanet işi.
"Operación Fortitude."
Cesaret operasyonu sırasında sahte Sherman tankları kullanarak Almanları, Normandiya yerine Fransa'dan saldıracağımıza inandırdığımız gibi mi?
¿ Cómo la "Operación Fortitude" donde falsos tanques alemanes fueron usados para hacerles creer a los alemanes que la invasión de Francia, no sería por Normandía?
Diğer taraftan, istediğiyle eğlenebilir, ama Sebat'ı rahat bırakacak.
Además, puede reirse de ti todo lo que quiera pero deja Fortitude aparte.
Gördünüz mü? Fortitude-Sebat -.
Fortaleza.
Fortitude'e hoş geldin o zaman.
Bienvenido a Fortaleza.
Biliyorum evden uzun süre uzak kaldım, ama onun iş ortağıyım, Haley. Hem şirketin adı da "Fortitude" ( Sebat )
Sé que he estado fuera mucho tiempo, pero soy su socio, Haley, y la empresa se llama "Fortaleza".
Ve Fortitude'a hoş geldin.
Y bienvenido a Fortitude.
Fortitude'da olay hakkında seninle konuşan ya da öğrenmiş olabileceklerini düşünmene sebep olan bir şeyler oldu mu?
¿ Alguien en Fortitude le ha hablado del incidente o ha dado alguna muestra de que podría saber algo sobre el incidente?
- Fortitude'da hâlâ güvende hissedip hissetmediğini sormam gerekiyor.
Tengo que preguntarle si se siente segura en Fortitude. Sí.
- Fortitude'dan ayrılma gibi bir planın olup olmadığını sormam gerek.
Tengo que preguntarle si tiene planes de abandonar Fortitude. No.
Fortitude Polisi.
Policía de Fortitude.
Fortitude'da iki temel kural vardır.
En Fortitude, hay dos reglas fundamentales.
Anakarada ceza hukuku okuyup Fortitude'a geldim ve bir polisle evlendim.
Estudié derecho criminal en el continente, vine a Fortitude, y me casé con un policía.
- Fortitude'la ilgili anlamadığım tek şey insanların karanlık aylara nasıl katlandıkları. Demek istediğim birbaşınalık, soğuk, ıssızlık ve yalnızlık.
Sabe, lo único que no entiendo de Fortitude es cómo la gente de ahí soporta los meses oscuros, mira, el aislamiento, el frío, la desolación.
Aynı zamanda eğitimli bir hukukçu ve Fortitude Polis Şefiyim.
También soy abogada y la jefa de policía en Fortitude.
Bak, Fortitude polisine % 100 güvenim var ama Londra bu düzeyde yardım ve destek sunmak için yeterince kibarsa o zaman belli ki...
Mira, confío en el 100 % en la policía de Fortitude, pero si Londres es lo suficientemente amable para ofrecernos este nivel de asistencia y experiencia, entonces obviamente...
Fortitude'da böyle bir şey söz konusu değil.
No tenemos de eso en Fortitude.
Fortitude limanından ayrıldığından beri rotasını kolayca izleyebiliyorum.
Puedo seguir fácil su ruta desde que dejó el puerto de Fortitude.
Benim teorim birinin uzun zaman önce Fortitude'a bir torba çakılla gelip onları kahve çekirdeği sandığı.
Mi teoría es que alguien, hace mucho tiempo, en Fortitude se encontró con un saco de gravilla y la confundió con un saco de granos de café.
Fortitude Polisi'nden Şerif Anderssen konuşuyor.
Soy el sheriff Anderssen, de la policía de Fortitude.
- Fortitude'da ne yapıyorsunuz peki?
¿ Qué hace en Fortitude?
Burası Fortitude.
Estamos en Fortitude.
Alo, Fortitude Polisi.
Hola. Policía de Fortitude.
Fortitude Polisi'nden.
Ronnie, soy Ingrid, de la policía de Fortitude.
O hâlde Carrie'yi Fortitude'a geri getir de bunu çözüme kavuşturalım.
Entonces trae a Carrie a Fortitude... y solucionaremos esto.
Gerçekten Fortitude polislerini peşimden buraya getireceğimi mi sanıyorsun?
¿ De verdad crees que he traído... a la policía de Fortitude conmigo?
Mermi 375'lik av tüfeğinden gelmiş ve bu da Fortitude Polisi'nin standart malzemelerinden.
La bala es de un rifle de caza de calibre 375, el rifle reglamentario de la Policía de Fortitude.
Eric'i enselersem seni de Fortitude Polisi'nden kurtarmış olurum doğru mu?
Y te quitaré de encima a la Policía de Fortitude... si pillo a Eric, ¿ verdad?
İyi akşamlar Fortitude!
¡ Buena noches, Fortitude!
~ FORTITUDE ~
- Fortitude S01E06 -
1788'den beri Dumfries ve Galloway kıyılarında distile ediliyor ve burada, Fortitude'da bile var.
Destilado en las colinas de Dumfries y Galloway desde 1788. Y lo tienen aquí, en Fortitude.
~ FORTITUDE ~
- Fortitude S01E05 - - Episode Five -
Bunu Pettigrew'un öldürüldüğü yerde buldum. Fortitude Polisi'nin standart malzemelerinden.
He descubierto que cuando Pettigrew fue asesinado, hubo un problema estándar de la policía de Fortitude.
Görünüşe göre Ruslar Fortitude'un oldukça kokuşmuş bir şeyler olduğunu düşünüyor.
Los rusos parecen creer que hay algo bastante podrido en Fortitude.
- Kimi zaman Fortitude'ta mahsur kalmış hissediyor olmalısınız.
Debe sentirse desconectada en Fortitude a veces.
Fortitude'ta iki saldırı çok görünebilir.
Dos ataques pueden parecer mucho en Fortitude.
Fortitude bu değil!
Fortitude no es así.
Fortitude bu değil!
Esto no es Fortitude.
Nehir geldi bana... ~... doğruca kollarıma. ~
Fortitude S01E09 "Episodio 9" Una traducción de :
- Fortitude'danım ben.
Soy de Fortitude.
- Fortitude tuvalete gidiyor.
Fortitude se está yendo por el retrete.
Fortitude'a gelerek değerli bir şeyler arayan bir jeologtu. Hazine gibi bir şeyler.
Era un geólogo... que vino a Fortitude... en busca de algo valioso... algún tesoro.
~ FORTITUDE ~
- Fortitude S01E10 -
Yani şu ana kadar Fortitude'daki herkes enfekte olmuş olabilir.
Es decir que ahora mismo, todo Fortitude podría estar infectado.
~ FORTITUDE ~
- Fortitude S01E11 -
- Peki, Fortitude'dan ayrılma gibi bir planın var mı?
¿ Y tienes algún plan para abandonar Fortitude?
Fortitude yalnızca 100 yıldır iskân edildiği için.
Porque Fortitude está habitada desde hace solo cien años.
~ FORTITUDE ~ Keyifli Seyirler Çeviri ~ Nehirin twitter :
Dios, Jason, ¿ qué has hecho? Markus Huseklepp.
~ FORTITUDE ~
Fortitude - S01E07
~ FORTITUDE ~
- Fortitude S01E08 -

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]