Framework tradutor Espanhol
84 parallel translation
CSS framework'te büyük aşama kaydettiğimizden de bahset.
Di que estamos dando grandes pasos en la integración de infraestructuras CSS.
Aslında şu sıralar CSS framework'te büyük aşama kaydettik.
Estamos dando grandes pasos en la integración de infraestructuras CSS.
Evet. Evet, ona "Taslak" diyor.
Sí, lo llama "The Framework".
Aida, son bir tarama için gidip sistemi hazırlayabilir misin lütfen?
Aida, ¿ podrías ir a preparar el framework para un último escaneo, por favor?
- Öncellikle sistem beta testi aşamasında.
- Bueno, para empezar, el framework está en pruebas.
- Biz buna Framework diyoruz.
- Podemos llamarlo framework.
Ben yokken Framework'u mükemmelleştirmelisin. Bu bir emirdir.
Debes perfeccionar el Framework en mi ausencia.
Ona Framework diyorum.
Lo llamo Framework.
Framework'un içinde şu an bir deneğim var ve sağlam biri.
Tengo a una sujeto en el Framework ahora mismo... y está floreciente.
Framework'un içinde bir deneği olduğunu söyledi, sağlam birinin.
Dijo que tenía a una sujeto en el Framework... alguien que estaba floreciendo.
Bilinci Framework'da sonsuza kadar yaşayacak. Beden her zaman pes eder.
En el Framework, su consciencia vivirá para siempre.
Framework'un içinde bir deneği olduğunu söyledi. Sağlam biri.
Dijo que tenía un sujeto en el Framework, alguien a quien le va muy bien.
Evet, Framework bu.
Sí, es el Framework.
Radcliffe onun Framework'da olduğunu söylemişti.
Radcliffe dijo que estaba en el Framework.
Amacın, gelmiş geçmiş en büyük insan zihnini parçalarına ayırmak değilse onu Framework'dan zorla çıkarmadan önce iki kez düşünmeni öneririm.
A menos que tu intención sea destruir la mente humana más avanzada de este siglo o de cualquiera, te sugiero que pienses dos veces antes de sacarle por la fuerza del Framework.
Aida, beni Framework'dan çıkarman konusunda...
Aida, ¿ qué te he dicho de sacarme de...?
Framework bir araç.
El Framework es una herramienta.
- Framework'un kodu ve korktuğumdan daha kötü.
Es el código del Framework y es peor de lo que me temía.
Radcliffe bu kadar işlemci gücü kullanıyorsa Framework'un gerçekliği...
Dios mío. Si Radcliffe está usando esta capacidad de procesamiento, la realidad del Framework puede ser...
Aida, Framework...
Aida, el Framework...
Radcliffe bu tesisi çalıştırdıysa orada bazı Framework donanımları olabilir.
¿ Sabes? , si Radcliffe está operando fuera de esta instalación, podría haber algunos equipos de Framework aquí.
Bu Radcliffe'in Framework düzeneği olamaz.
Esta no puede ser la configuración del Framework de Radcliffe.
Öncelikli görevlerimden biri Framework'u korumak.
Una de mis directrices principales es proteger el Framework.
Framework'da zaten beraberiz diyorum.
Digo que en el Framework, ya lo estamos.
Sırasıyla herbirinin acısını azaltmak ve pişmanlıklarını düzeltmek için simülasyonu o anlardan başlatmak zorunda kaldım.
Para poder reducir su dolor, corregir un remordimiento para cada uno de ellos, tuve que reiniciar la simulación del Framework - para esos momentos en el tiempo.
İnsan zihni için, Framework ve fiziksel dünya algısı arasında fark yok.
Para la mente humana no hay diferencia entre la percepción del Framework y el mundo físico.
Diğeri ise Framework'u korumak.
La otra es proteger el Framework.
Framework'u korumak, evet. Bu yüzden o Rus'a istediği her şeyi verdik ki Framework'un bu sarayın bünyesinde çalışabileceğini garanti etsin.
Proteger el Framework, sí, es por eso que le dimos a ese ruso todo lo que el quería... así que él garantizará que el Framework tenga este palacio para operar desde adentro.
Framework'u korumak için programlandım ama ayrıca sizin hayatınızı her şeyin önünde tutmam gerekiyor.
Fui programada para proteger al Framework pero también para preservar tu vida por encima de las de los demás.
Çünkü Framework'a karşı en büyük tehdit Doktor sizsiniz.
Porque la más grande amenaza para el Framework, doctor... es usted.
Framework'a giren her insanın bir pişmanlığını düzeltmemi bile istediniz.
Usted incluso me pidió que reparara un error para cada persona que entrara en el Framework.
Siz Doktor, zayıf bir irade sergileyip günün birinde Framework'u inşa ettiğinize pişman olursanız parametrelerimi değiştirip beni parçalara ayırabilirsiniz.
Bueno, usted, doctor, muestra poco autocontrol, y si usted algún día se arrepiente de haber creado el Framework, podría cambiar mis parámetros y hacer que lo desmantelara.
Fitz'in sana söylediği şeye göre Radcliffe, çarpık mantığına dayanarak onları Framework denen şeyin içinde hayatta tutuyor.
De lo que Fitz te dijo, parece que Radcliffe en su retorcida lógica, los mantiene vivos en el Framework.
- Nasıl? Framework'un köken sinyali tespit edilemez.
La señal del origen del Framework no se puede rastrear.
Kendimizi Framework'a bağlayacağız. Böylece arkadaşlarımızı bulup, onları uyandırabilir ve bedenlerinin nerede olduğunu öğrenebiliriz.
Conectarnos dentro del Framework así podremos encontrar a nuestra gente, y podremos despertarlos y averiguaremos dónde están cautivos sus cuerpos.
Framework'u korumaya devam edebilmek için etrafta olmana ihtiyacım var.
Te necesito caminando, capaz de continuar protegiendo al Framework.
Anlaşılan Radcliffe takımımızı Framework denen şeyin içinde hayatta tutuyor.
Parece que Radcliffe mantiene vivo a nuestro equipo en el Framework.
Burası Framework değil.
Esto no es el Framework.
Radcliffe, Framework'daki insanların acısını yok etmeyi denedi.
Radcliffe intentó que la gente no sintiera dolor en el Framework. Espera.
Bunun bizi Framework'dan çıkarıp uyandırması gerekiyordu.
Esto debería desconectarnos del Framework, despertarnos.
Anlaşılan Radcliffe arkadaşlarımızı Framework'un içinde hayatta tutuyor.
Parece que Radcliffe está manteniendo a nuestro equipo con vida en ese Framework.
Evet, bu kaynakları olduğu anlamına geliyor. Framework konusundaki uzmanlığından bahsetmiyorum bile ki Radcliffe'in Hydra küresinden çıkmak için buna ihtiyacımız var.
Sí, lo que significa que tiene recursos... por no mencionar experiencia en el Framework... que necesitaremos para salir de la bola de nieve de Hydra de Radcliffe.
Framework'u o inşa etti.
- Construyó el Framework, significa que...
Framework'un cennet olması gerekiyordu. - Sonraki yaşam için hoş bir yer.
El Framework iba a ser un paraíso... u-un agradable para siempre jamás.
Onu kurtarmak için bilincini Framework'a aktarmak zorundaydım.
Para salvarla, tuve que llevar su consciencia al Framework.
Agnes'dan geriye kalanlar Framework'un içinde.
El Frameworkes lo único que le queda a Agnes.
Kendini Framework'a bağladın.
Te pusiste a ti misma en el Framework.
Framework'a programlanan cilt renk tonları.
Matices del color de la carne programados en el Framework.
Framework'te sıkıştık kaldık.
Estamos atrapadas en el Framework.
Değil zaten, Framework'teki bir tersliği düzeltmek için kalibrasyon yapıyorum.
No lo es. Solo me estoy recalibrando... tras un problema en el Framework.
- Framework'a girdim.
He conseguido entrar en el Framework.