Frederic tradutor Espanhol
526 parallel translation
imza Frederic.
Federico ".
Bu çok güzeldi Frederic... sevgilim... endişelenmemelisin aşkım.
Eso ha sido adorable... Federico cariño... No debes preocuparte, cariño no voy a morir.
Frederic Chopin... Sevdiği bir kadın için.
La compuso Frederic Chopin para la mujer que amaba.
Harika ve tanınmış Richard Wagner daha da harika ve ünlü olan Frederic Chopin onun önünde diz çöktüler.
El gran y famoso Richard Wagner, el celebre Frédéric Chopin, caen a sus pies.
- Frederic ve Marianne.
Frederic y Marianne.
- Ama Frederic, Marianne'den ayrılmıştı.
Pero si Frederic dejó a Marianne.
Tamam o zaman sadece Frederic'i çağırırız.
Pues entonces Frederic sin Marianne.
Detektif Çavuş Frederic Wilson.
Sargento detective Frederic Wilson.
Frederic kamerayı yerleştir, şimdi renkli çekim yapıyoruz.
Está bien, Kitty. ¿ Frederic?
Frederic, babanı yoruyorsun.
No canses a tu padre.
Frederic'le dün Küba üzerine bahse girmiştik.
Frederic perdió una apuesta sobre Cuba.
Frederic, bardağım boşalmış.
mi vaso está vacío.
- Frederic, bekliyorum.
estoy esperando.
Bu gerçekten gerekli mi Frederic?
Frédéric?
Merhaba, Frederic.
Frédéric.
Frederic, babana ve bana çok fazla acı vermiş olan... kadını özgür bırakmanı engellemek için buradayım.
estoy aquí para que no liberes a la mujer que provocó tanto dolor a tu padre y a mí.
Ben Frederic'i sevdiğim için evlendim.
Yo me casé porque quería a Frédéric.
Frederic'e ilk görüşte aşık oldum.
Sentí un flechazo por Frédéric desde el momento en que le vi. Un flechazo.
Frederic ile başlangıçta evliliği asla düşünmedik.
Al principio Frédéric y yo no pensábamos en casarnos.
Frederic Forrest, Chef'i, ve 14 yaşındaki Larry Fishburne, Mr. Clean'ı oynayacak.
Frederic Forrest a Chef, y Larry Fishburne, de 14 años, interpretará al Sr. Clean.
Yeni dünya şampiyonu Frederic Tatum.
¡ Tatum es el nuevo campeón mundial!
Frederic ile Odile inmiyor mu bugün?
¿ Frédéric y Odile no van a bajar hoy?
Öküz Frederic Chopin.
Frederic Chopin, carajo.
Yani zavallı Frederic herşeye başka birisiyle yeniden başlamak zorunda.
Así que el pobre Frederick tendrá que empezar, una vez más, con otra persona.
Ben de oyuncu ve yazar arkadaşım Frederic Kimball'dan ve meslektaşlarımız Michael Hadge'den ve James Bulleit'ten bana katılmalarını istedim.
Así que pedí a mi amigo Frederic Kimball, actor y escritor y a nuestros colegas Michael Hadge y James Bulleit, que me siguieran.
Ama asıl sorun şu ki...
- Pero el problema, Frederic...
Ben burada yürümek istiyorum.
- Me gustaría caminar... ¿ Frederic?
Frederic, öbür ucundan tutar mısın?
¿ Te pones al otro lado? Me gustaría... Hola, ¿ cómo estás?
Garson Frèdèric ile çalışırlardı. Uzun boylu, esmer ve bir öküz kadar kuvvetliydi.
El camarero era un mozo llamado Frédéric, muy moreno, muy joven y fuerte como un toro.
Frèdèric, Bay Tourneveau için on şişe şampanya.
¡ Frédéric, diez botellas de champagne para el sr. Tourneveau!
Frèdèric, her taraf çiçeklerle dolsun istiyorum.
¡ Frédéric, más flores por todas partes!
- Merhaba. - Frédéric...
- Hola, Frédéric...
Nihayet!
Frédéric Anvers.
Seni Frédéric'le tanıştırayım.
Te presento a Frédéric.
- Günaydın Frédéric. - Size de.
- ¿ Qué tal?
Daha tezimin başlığını bile bilmez.
- Frédéric no sabe de qué va mi tesis.
Benim eşim doktordur. Frédéric'in eşiyse öğretmen.
Además, mi mujer es médico y la de Frédéric, profesora.
- Frédéric?
- ¿ Frédéric?
Frédéric'in eski arkadaşları içinden gördüğüm tek kişidir.
Es el único de los antiguos amigos de Frédéric que conozco un poco.
Frédéric, sana gelmiş.
Frédéric, es para ti.
Frédéric le Grand'ın gözlerine her baktığımda ve çektiği zorlukları düşündüğümde, mistik bir heyecan duyarım.
Cuando observo a Federico el Grande y pienso en lo que él sufrió, es como una experiencia religiosa.
Frederic yok mu?
- ¿ No ha venido Frédéric?
Antoine'nin Alman dadısını... hatırlıyor musun Frédéric?
¿ Te acuerdas, Frédéric, de aquella alemana que tuvimos con Antoine?
Kadının adı neydi Frédéric?
¿ Cómo se llamaba aquella mujer? Frédéric, ¿ cómo se llamaba?
Frédéric!
No. Frédéric!
Büyük olan, Savunma Bakanlığı'nda görevli.
El hijo mayor trabaja en el Ministerio de la Defensa... Frédéric.
Frédéric.
Vive encima de nuestra casa.
Frédéric ile Guy bütün gün tenis oynardı.
Guy se pasaba el día jugando al tenis.
Frédéric'i alıp geleyim.
Ven aquí. Entra. Voy a llamar a Frédéric.
Frédéric olmalı.
Quizá es Frédéric.
Annem, Frédéric ve ben uzun uzun tartıştık.
Hemos hablado mucho... sobre esto.. .mamá, Frédéric y yo.