Frida tradutor Espanhol
351 parallel translation
Anlıyor musun bilmiyorum. Frida, ruhumun dermansız acılarını.
No sé si tú entiendes, Frida, espasmo desolado de mi alma.
Muhteşem! Ama bu Frida'nın sözleri ;
- Magnífico, pero esa es de Frida.
Roberto alaycıdır : Senin sesin mi Frida?
Roberto. ¿ Tu voz, Frida?
Frida camdadır. Rüzgar martıların çığlıklarını taşır.
Efectos especiales deberán dar a esta escena aspecto de pesadilla... con Frida en la ventana.
Ani bir soğukla ürperen Frida sırtını döner, yorgun ve yaşlıdır.
El grito de las gaviotas entra por la ventana. Presa de un frío imprevisto, Frida se vuelve.
Frida Luka'ya yaklaşır :
Cansada, envejecida, Frida se acerca a Luca.
Senin o Frida muhteşem, harika, mükemmel bir karakter!
Esa Frida tuya es magnífica, maravillosa. Un carácter esculpido, perfecto, ideal para la Ferrati. ¡ Perfecto!
Mumları Frida götürecek.
Frida llevara las velas.
- Hastaysan Frida götürecek.
- Si estas enferma puede ir Frida.
Freda, Esmerelda, Ludmila?
Frida, Esmeralda, Ludmila.
Frida'yı öldürürseniz, Maria'yı da öldürmüş olursunuz.
¿ No ves que si matas a Frieda, también matas a María?
Frida!
¡ Frida!
- Selam. - Ve bu benim kız arkadaşım Freida.
Y ésta es mi novia, Frida.
O, Verna ve Fredadan ayrıldı.
Acababa de romper con Verna y Frida.
- Freda bile fark etti.
- Incluso Frida lo ha notado.
- Freda mı?
- ¿ Frida?
- Evet. Freda Stanton.
Sí, Frida Stanton.
Freda'nın size neler söylediğini tahmin edebiliyorum.
Puedo adivinar lo que Frida le ha estado contando. ¿ De veras?
- Her şey gerçekten talihsizlikti. Önceleri sevinmiştim. Yaşlı kadının Freda'ya yardım ettiğini düşünüyordum.
Al principio yo estaba tranquilo pensé que la mujer intentaba arreglar las cosas con Frida.
- Ben, Freda'dan daha çok şey biliyorum.
Verá, señor Poirot, yo sé algo más que Frida. ¿ De verdad?
Kesin açsındır yavrum.
Frida. ¿ Tienes hambre?
Buraya gel Freda.
Ven, Frida.
Gel bakalım Freda.
Anda, Frida.
Evime gidip Freda'yı alman gerekiyor, tamam mı?
Tienes que ir a mi casa por Frida.
Kuzenim Frida'nın hediyesi.
Es un regalo de despedida.
Şu an Frida'20 deyiz.
Aquí, capitán. Estamos en Frieda 20.
Ana Caddede yaşlı Frida var. Ağzı uçuk içinde.
Bueno, está la vieja Frita, mas abajo en la calle principal, tiene la boca llena de herpes.
O zaman gitmeniz gereken kişi Frida.
Bueno, Frita es la persona indicada.
— Sen yaşlı Frida mısın?
- ¿ Eres la vieja Frita?
— Çok teşekkürler, Frida.
- ¡ Gracias Frita!
İsmi Freda'ydı.
Su nombre de pila era Frida.
Freda Mu Gu Gai Pen.
Frida Moo Goo Gai Pan.
Frieda Teyze bunu yazmıştı. Theresienstadt'ta her şey iyi.
Tía Frida escribió todo lo que es así en Theresienstadt.
Oh, evet, Freida.
Ah, sí, Frida.
Frida çıldırdı, tahmin edersin.
Frida se puso verde de rabia, ya te imaginarás.
Kendine iyi bak, Frida. İyi şanslar.
Que te vaya bien, Frida, mucha suerte.
Onlara "Frida ve Kahlo" diyoruz.
Las llamaremos "Frida" y "Kahlo".
- Merhaba Frida.
Hola, Frida.
Cesaretiniz varsa gelip bir havai fişek daha yakın!
¡ Prendan otro de sus cohetes si se atreven! Vámonos, Frida.
Gelinliğim için çok güzel bir kumaş bulduk bugün.
¡ Frida! Encontramos la tela más hermosa para mi vestido de bodas.
- Frida nerede?
¿ Dónde está Frida?
- Frida!
¡ Frida!
Frida, haydi!
¡ Frida, vamos!
- Frida!
- ¡ Frida!
Frida güler,
Frida ríe.
Frida devam eder :
Frida en el silencio de tu desierto.
Frida'nın düşünceleri iki başka figürle temsil edilecek.
Y después de la pasta me trae...
Özel ışık efektleri bu sahneye bir kabus, bir sanrı havası verecek.
La parte de Frida será simbolizada por dos siluetas de blanco.
¤ Frida!
¡ Frida!
Al bakalım Freda.
Ahí tienes, Frida.
Üzgünüm Frida.
Lo siento, Frida.