Geçici olarak tradutor Espanhol
1,723 parallel translation
Yazılı ve yeminli ifadem her şeyi açıklıyor. Karen'ı makamına tekrar getirmeye asla niyetim yoktu, sadece, geçici olarak görevlerini yerine getirmesine izin vermiştim. Bu nedenle 25. yasa değişikliği altında oy kullanmaya yetkisi yoktur.
Mi declaración explica todo, que nunca intenté reintegrar a Karen que solo permitía que desarrolle sus obligaciones temporalmente, entonces no tenía derecho a invocar la vigésimo quinta enmienda.
Sadece, geçici olarak görevini yerine getireceğine izin verdiğinize ardından, onunla konuşamadan Wayne'in bilincinin yerine geldiğine dair...
Pero que permitiría que desarrolle sus obligaciones en forma temporal. Entonces Wayne recuperó la conciencia antes que pudiera hablar con ella.
- Evet, geçici olarak.
- Sí. Pero es temporal.
Bizler burada geçici olarak Samarra'da kontrol noktaları ve... trafiği denetlemeye devam edeceğiz.
La compañía Alfa permanecerá aquí en Samarra al mando de los puestos de control para ordenar el tránsito.
Bu da bendenizin geçici olarak onlara ulaşmasını sağlar.
Y te dan un acceso temporal.
Amerika konusunda onu ikna ettiğimden dolayı değil geçici olarak cüzdanını ve pasaportunu arakladığım için.
No porque lo que dije lo convenció para darnos otra oportunidad, sino porque le había robado temporalmente su billetera y su pasaporte.
Uzun süre yalvardıktan sonra nihayet bu harika, güzel ve zeki kadını..... North Light Cafe'deki... havalı şirket işinden izin alıp geçici olarak babasına yardım etmeye ikna ettim.
Así que después de suplicarle, finalmente he convencido a esta maravillosa hermosa y brillante mujer, asuma el liderazgo, de nuestro extravagante, trabajo corporativo... en "Norther Coffe" y temporalmente venga a ayudar a su viejo padre.
Amirlerin, geçici olarak hizmetlerinden yararlanmamıza onay verdi.
Sus superiores acordaron prestarnos sus servicios momentáneamente.
Evet, fakat... Geçici olarak.
Sí, pero sólo temporalmente.
Dikkat dikkat, sayın yolcularımız, yoğun kar dolayısı ile, Ryouke hattı geçici olarak kapatılmıştır.
Atención, por favor. La línea de Ryouke acumula retrasos a causa del mal tiempo.
- Geçici olarak.
- Es sólo temporal.
Ama verilen yetersiz zamanda bir ekip oluşturamadık. Bu yüzden ben geçici olarak yasal DP adamı olmaya karar verdim. Hepsi bu.
Pero por la falta de tiempo, no pudimos reunir un equipo así que me ofrecí para hacer de sonidista director de fotografía, todo eso.
Geçici olarak işbirliği yapıyoruz.
La he traído de forma provisional.
Durumu geçici olarak da olsa tersine çevirmenin bir yolu var.
Pero hay una manera de cambiar las tornas... aunque sólo sea temporalmente.
Yalnızca sistemdeki bir piyon olduğunu, emirlere uyduğunu, geçici olarak
Y usted estará ahí sentado. Y dirá que fue sólo un peón en el sistema.
Geçici olarak.
¿ Locura temporal?
Bu yüzden sancağı geçici olarak Pegasus'a devrediyorum.
Por eso transferiré temporalmente mi bandera a Pegasus.
Geçici olarak Müfettiş Wong'un yerine atandım.
Voy a hacerme cargo de forma oficial de las funciones del Inspector Wong.
Sadece geçici olarak.
Probablemente solo algo temporal, eso creo.
Bileşim vampirizmin karakteristik özelliklerini geçici olarak maskeler.
El compuesto temporalmente ocultaba las características del vampirismo.
Bu düşmanını geçici olarak ekarte eder.
Temporalmente incapacitará a tu víctima.
Geçici olarak.
Puede ser temporalmente.
Geçici olarak bir başkan seçtim.
He seleccionado a una presidenta interina, Casey Cartwright.
- Geçici olarak geldim.
- Estoy de visita.
Geçici olarak tabii ki, sen geri döndüğünde ortalıkta olmayacak.
Algo temporal, claro. No se le ocurriría quedarse cuando vuelvas.
Büyükannen düştüğü için geçici olarak sakatlandı ve yolculuğa gelemedi. Bu yüzden büyükbaban ve ben yalnız geldik.
Tu abuela se encontraba herida a raíz de una caída y no pudo hacer el viaje,... así que tu abuelo y yo vinimos solos.
Arabaya geçici olarak el konulmuş, yarın sahibine geri götüreceğim.
El auto fue confiscado, se lo devolveré al dueño por la mañana.
Haneda'daki saldırıdan iki gün sonra tüm uçuşlar geçici olarak ertelendi.
Las operaciones se han pospuesto indefinidamente, después que Haneda fuera atacada hace 2 días. La amenaza terrorista ha puesto a el país en un estado de emergencia.
Geçici olarak uzaklaşacağım. Seni terk etmiyorum.
Tú quisiste que nos casáramos.
Böylece geçici olarak yoksulluk, din dolayısıyla evlenmeme, itaat yeminleri ettim.
Así que tomé temporalmente votos de pobreza, celibato y obediencia.
Bugün geçici olarak çalışıyorum.
Estoy haciendo una sustitución hoy.
Prodüktörler sadece geçici olarak diziden uzaklaştırdılar.
Los productores sólo lo han apartado temporalmente de la serie.
- Geçici olarak.
- Temporalmente.
Geçici olarak dönüştürdüğü.
Bueno, convertido temporalmente.
Nerede öldüğünü ve geçici olarak nerede tutulduğunu bilmemiz gerek.
Tenemos que saber cuando murió y donde estuvo mientras tanto.
Matthew, ben yedi olarak başladım ama birkaç yüz dolarlık ürünle ve bir daha geri getiremeceğim hayatımın üç saati ile geçici olarak dokuz oldum.
Matthew, empecé como un siete pero luego de unos cientos de dólares en productos y 3 horas de mi vida, que nunca recuperaré me convertí en un nueve temporario.
Hutt hala Skywalker'ın elinde. Beni geçici olarak atlattı ama sistemden sağ olarak kaçamayacak.
Skywalker sigue en posesión del Hutt y logró evadirme temporalmente, pero no escapará del sistema con vida.
Sadece geçici olarak ordaydım.
Sólo estuve cedido.
Nöromüsküler uyuşturucular geçici olarak kasları uyuşturur, ama insan uyanık kalır.
Los bloqueadores neuromusculares paralizan los músculos temporalmente mientras permaneces bien despierto.
Kim bilir, geçici olarak onlarla işbirliği yapmamız gerekiyor.
Quién sabe, necesitamos mantenerlos de nuestro lado, temporalmente.
Geçici eleman olarak.
Ocasionalmente.
Geçici önlem olarak, % 30'dan daha az yer işgal etmek için... yeterli giyim eşyanı, onun dolabından çıkartabilirsin.
Como substituto, usted debería de quitar la suficiente ropa de su ropero hasta llegar a ocupar menos del 30 por ciento del espacio.
Gayriresmi geçici terapistin olarak, biriyle görüşmen çok iyi olur diyorum.
- Como tu terapista no oficial ocasional, creo que realmente... sería una buena idea que vieras a alguien.
Bu, sitemizin uygun olarak çalıştığını göstermek için uyguladığımız geçici bir çözüm.
Es una medida temporal para aumentar la legitimidad del sitio.
İlk olarak şunu deme izin verin, geçici başkan olarak, ZBZ'nin bu karışıklıkta olan rolünün sorumluluğunu kabul ediyorum.
Primero déjenme decirles como presidenta interina, voy a tomar la responsabilidad que tienen las ZBZ en este desastre.
Kafaya alınan bir darbe ve eş zamanlı olarak omuzdaki yara yüzünden oluşan kan kaybı geçici hafıza kaybına sebep olabilir, evet.
- No lo sé. El trauma en la cabeza aunado con la pérdida de sangre por la herida de su hombro... pudo causar la pérdida de memoria. Sí.
OTOMATİK TEMİZLEME ÇALIŞIYOR... ve geçici dosyaları günlük olarak silmeye ayarlı.
LIMPIEZA AUTOMATIZADA EN CURSO... y los archivos temporales a diario.
"Eğer size bir geçici adli serbestlik belgesi verirsem bunun kaçmayacağınız ya da saklanmayacağınız veya bu konuyla ilgili olarak daha sonraki adli işlemleri önleme girişiminde bulunmayacağınız esasına dayanmasını kabul ediyor musunuz?" - "Evet."
"Si doy una orden dándole libertad temporal,... estaría condicionada a que usted no intente huir o esconderse para evitar futuros procedimientos legales relacionados a este asunto." "Si."
Neden Doktor Shirley Turner'a genellikle kefalet olarak bilinen geçici adli serbestlik hakkı tanındı?
¿ Por qué se le otorgo a la Dra. Shirley Turner libertad temporal bajo fianza?
Laura'nin hayatinin merkezindeki adam oldugunu ve sana kinaye yapmak için baska bir adamla çiktigini fark etmen mi yoksa basit, geçici bir hevesten sonra seni tekrar terapisti olarak görmesi mi?
¿ Si te hubieses dado cuenta de que eras el centro de la vida de Laura, y que ella salía con otro hombre para llegar a ti, o bien si la transferencia se hubiese simplemente apagado y ella te volviera a ver como a un terapeuta,...
Yıllarca geçici bir işçi olarak çalıştım. Bir ofiste, gözlerim bağlı yolumu bulabilirim.
Al haber trabajado como temporal durante años puedo encontrar lo que busque con una venda en los ojos.