Gideon tradutor Espanhol
1,740 parallel translation
O çok zeki, Gideon.
Es muy inteligente.
Gideon kalktı.
Gideon ya se levantó.
Bunu yapmayacağım, Gideon.
No lo haré, Gideon.
Gitmek zorundayım, Gideon.
Me tengo que ir, Gideon.
Gideon!
Gideon...
- Gideon çok üzgündür eminim.
Gideon estará muy triste. Así es.
Gideon'a onunla beraber itfaiye binasına gideceğime söz verdim.
Prometí acompañar a Gideon a la estación de bomberos.
Ida! Gideon! Benimle birlikte hastaneye gelmeniz lazım.
Ida, Gideon, acompáñenme al hospital.
Catchpole onu asmayı becerememiş.
Gideon Catchpole estropeó el ahorcamiento.
- 4,500 Gideon, efendim.
Mmm... son 4,500 Gideones señor.
4,500 Gideon'luk borç aldınız ve Küçük Bayan Noel de benim güvencem.
Tomó un préstamo de 4,500 guineas... y la señorita Navidad es mi garantía.
Gideon ayrıldığında, kendimi fazla sorumluluk almış olarak buldum.
Cuando Guideon dejó la UAC, empecé a tomar demasiadas responsabilidades.
Gideon diye bir adamdan bahsedip duruyor.
Siempre menciona a un tal Gideon.
Toronto'nun büyük şehirlerden biri olduğunu söylerdi.
Conseguí este trabajo, y Gideon siempre decía... que Toronto era una de las mejores ciudades, así que...
Gideon erkek arkadaşın mı?
¿ Gideon es tu novio?
Gideon için Kaos Tiyatrosu'nda çaldım.
Toqué en el Teatro Caos, para Gideon.
Gideon sana sahip olamazsa kimse olamaz.
Si no eres de Gideon, no serás de nadie.
O zaman Gideon atıp tutacağına buraya gelsin çünkü seni döve döve Kanada'dan atmak üzereyim.
Será mejor que Gideon muestre la cara aquí... porque estoy a punto de hacer trizas la tuya.
Seni Gideon'a bin parça halinde göndereceğim kaltak!
¡ Te enviaré de regreso a Gideon en mil pedacitos, escoria!
Gideon Graves'in önünde sıçtık. İşimiz bitti!
Metimos la pata frente a Gideon Graves. ¡ Estamos acabados!
Gideon burada mı?
¿ Gideon está aquí?
Gideon o mu?
¿ Ese es Gideon?
G - Man, Gideon mı?
¿ Gideon es G-Man?
Sebep Gideon.
Es Gideon.
O Gideon'la birlikte.
Está con Gideon.
- Gideon ile beraber partiye gideceğiz.
- Gedeón y yo vamos de rumba esta noche.
Gideon, onun için ne yapmak istediğini bilmek istiyor.
Gedeón quiere saber lo que estás dispuesta a hacer por él.
Gideon, adamım.
Mi pana Gedeón.
Gideon buraya gel.
Gedeón, ven aquí.
Nina, bu Gideon Allen, birlikte çalışıyoruz ve Anne.
Nina, él es Gideon Allen, compañero de trabajo. Y ella es Anne.
Gideon ve Anne'ydi.
Ésos eran Gideon y Anne.
Gideon Vandaleur.
Gideon Vandaleur.
Rahip Gideon Vandaleur.
Padre Gideon Vandaleur.
Gideon Vandaleur altı aydır ölü.
Gideon Vandaleur lleva muerto 6 meses.
Gideon İncili.
La Biblia de Gideon.
Belki de Gideon haklıydı. Belki... Belki buna değmiyor.
Tal vez Gideon tenía razón, sabes, tal vez tal vez simplemente no vale la pena.
Gideon, Emery, canlarım,... bu sözleşmeye karşı bazı şüpheler olduğunu görüyorum.
Gideon, Emery, queridos, Parece que hay alguna confusión con este contrato.
Gideon, Emery, burası biraz sıcak olmaya başladı.
Gideon, Emery, hace algo de calor aquí dentro.
Gideon ayrılmıştı.
Gideon se fue.
Ah, Gideon.
- Ah, Gedeón.
Gideon, ondan kurtul.
Gedeón, sácalo de aquí.
Gideon, buraya gel.
Gideon, entra ahí.
gizli kimliğinle ilgili bir sorun mu var, Gideon?
¿ Hay algo malo con tu tapadera, Gideon?
Neden bir gizli kimlik hazırlamıyorsun, Gideon?
¿ Por qué no te inventas una tapadera, Gideon?
- Gideon, altından kalkacaksın.
Vas a hacerlo bien, Gideon.
Gideon, yerime sen gidebilirmisin?
Gideon, ¿ puedes saltar el siguiente?
Gideon Phillips.
Gideon Phillips. ¿ Poner una estrella dorada en ese certificado, Oakley?
Gideon, sen bir doktora adayısın.
Gideon, eres un candidato a Doctorado.
Agnes ve Gideon Fields.
-... Agnes y Gideon Fields.
Dinle, Gideon.
Escucha, Gideon.
Burada bir işe girdim ve Gideon hep
- Sí.