Giyiniyor tradutor Espanhol
430 parallel translation
Giyiniyor.
Fue a vestirse.
- Roy giyiniyor.
- Roy se está vistiendo.
Ve kesinlikle eskisine göre daha iyi giyiniyor.
Y ciertamente se viste mejor. No se está vistiendo mejor.
- Madam yemek için mi giyiniyor.
¿ Se viste para la cena?
- Onu demek istemedi. Bana sorarsan, kitaplardaki kızlar gibi giyiniyor.
No lo dice en serio, creo que está fingiendo.
Matmazel evde. Fakat, uh, kendisi giyiniyor.
Sí está en casa, pero se está vistiendo.
Demek, büsbütün yanlız olduğunu düşündüğünde hanımefendi bir prenses gibi giyiniyor, ha?
La Señorita se viste como una princesa cuando cree que está sola, eh?
İçerde, giyiniyor.
Está vistiéndose.
Kötü insanlar iyi yiyor ve giyiniyor değil mi?
La gente mala come buena comida, viste bien.
- Giyiniyor.
- Está vistiéndose.
Erkek gibi giyiniyor, konuşuyor, ateş ediyorsun, ama kadın gibi düşünüyorsun!
Te vistes, hablas, escribes y disparas como un hombre, ¡ Pero piensas como mujer!
Modacılar genelde paçoz gibi giyiniyor.
Las modistas suelen vestir magníficamente.
Bir mahkûm gibi giyiniyor ve öyle yaşıyorsun. Hiç arkadaşın yok.
Vives y vistes como un preso.
Çok ºik giyiniyor.
Él viste tan elegante.
İyi giyiniyor ve para da yapıyorsun.
Vestida con ropa elegante, ganarás muchísimo dinero.
- Hala giyiniyor mu? - Bitmek üzere.
- ¿ Está vistiéndose?
Brick giyiniyor Koca Ana.
Brick se está vistiendo, mamá.
Hala giyiniyor.
Aún se está vistiendo.
Bayan Noonan giyiniyor.
Mi esposa se está vistiendo.
- Giyiniyor mu?
- ¿ Se está vistiendo?
Giyiniyor. - Tamam.
Está bien.
- Yukarıda, giyiniyor.
- Arriba, vistiéndose.
Giyiniyor, o kadar. Haydi, girin.
Sólo se está vistiendo.
Babam giyiniyor.
Mi padre se está vistiendo.
- Burada herkes böyle giyiniyor.
- caminas por ahí. ¡ Te miran!
Öte yandan Eğer bir çıplak jandarmayı görürse, hemen giyiniyor ve onun çıplak olduğu hiçbir şekilde kanıtlanamıyor.
Pero deja de poder probar que es policía. Por otro lado, si el desnudo ve a la policía, se viste y ya nada prueba que es nudista.
1,60 boyunda. 55 kilo. 36 beden giyiniyor.
1,65 de altura, 55 Kg de peso, una talla 36, ojos azules, pelo negro, ondulado,
- Ablan hala giyiniyor mudur?
- ¿ Aún se está vistiendo?
- Yukarıda, giyiniyor.
- Arriba, cambiándose.
O şu an- - Giyiniyor.
Ella está... Se está vistiendo.
Rahip gibi giyiniyor.
Viste como un clérigo.
Şeytanın kendisi gibi giyiniyor.
Se vistió con la ropa del diablo.
- Giyiniyor gibi davranıyorlar, efendim.
- Nos imitan vistiéndose. ¿ Qué dices?
Bir köylü şeytan gibi, diğerleri rahip gibi giyiniyor.
Una persona se disfraza del diablo, otras de sacerdotes.
Uyanıyor, yüzünü yıkıyor, tıraş oluyor, giyiniyor, dışarı çıkıyor.
se levanta, se lava, se afeita, se viste, se va.
- Tabi, mükemmel giyiniyor.
- Y se viste a la perfección.
Demek bugünlerde Berlin'de Gestapo böyle giyiniyor.
Así que los de la Gestapo se visten así ahora en Berlín.
- Giyiniyor.
- Se está vistiendo.
Karısı yokmuş. Fakat adam şık giyiniyor işte.
El no tiene mujer, pero siempre luce muy limpio.
- KızIar giyiniyor.
- Se están vistiendo.
Giyiniyor.
Se está vistiendo.
İnsanlar farklı giyiniyor, terliyor, kötü uyanıyor ve kendine gelmiyor.
La gente se viste distinta, suda más, se despierta mal y no se recupera.
Neden böyle giyiniyor ki?
- ¿ Por qué se ha vestido así?
Eğer bu Arlena'ysa bugünlerde Wollworth'dan giyiniyor olmalı!
Si esa es Arlena... Debe de vestirse en la feria.
Çok sıradan giyiniyor onlar.
Usan ropa muy seria.
Üstümü giyiniyor, çalışıyor ve uyuyordum.
Trabajaba, dormia.
Genç bayan giyiniyor.
La chica está vistiéndose.
Aslında bazıları yünlü giyiniyor.
Bueno, algunas las llevan de lana.
- Ayyaş gibi giyiniyor.
- Se viste como borracho.
Giyiniyor musun?
CASI NO OS VEO. - MENUDA HORA ES.
- Giyiniyor.
- Cambiarse.