Gizli bilgi tradutor Espanhol
902 parallel translation
Bu sadece gerçek işiniz olan bu ülkenin düşmanlarına gizli bilgi aktarmanızı gizleme aracı.
Una tapadera. Para disimular su negocio de espionaje a favor de los enemigos de este país.
Benden gizli bilgi istiyorsunuz. En azından sizdekini söyleyin.
Si pregunta por mis confidencias,... lo menos que puede hacer es darme las suyas.
Gizli bilgi, gelecek hafta bu kentte kim olay yaratacak, biliyor musun? Dolly Kardeşler.
Confidencialmente, ¿ sabes quiénes serán la sensación la próxima semana?
Gizli bilgi.
Información secreta.
Gizli bilgi ise, sözlü olarak General Dratsenko'ya bildirilmiştir.
La información secreta se debe comunicar oralmente al general Dratsenko.
Binbaşı anlaşılan Boxer lideri hakkında gizli bilgi sahibisiniz.
Parece ser que Ud. posee información secreta sobre los líderes bóxer.
- Bunun gizli bilgi olduğunu ve bunu unutmasını.
Que era secreto y que lo olvidara.
Hiç şüphesiz gizli bilgi.
Es información secreta, sin duda.
Çarpım tablosu bu sene gizli bilgi statüsüne alınmadı, öyle değil mi?
Las tablas de multiplicar no es secreto de estado, ¿ no es asi?
Gizli bilgi mi?
¿ Información secreta?
"Gizli bilgi." Gizli bilgimizi sakliyciyz öyle mi, ha?
Sentado en el canapé, con panecillos y la información secreta...
Biz polisle işbirliği yapmak istiyoruz, fakat... Eğer gizli bilgi istiyorsanız, korkarım ki siz...
Nos gusta cooperar con la policía, pero si quiere información confidencial...
Aramızda herhangi bir gizli bilgi kalmamalı. Bütünü görmeliyiz. Düşünüyoruz ki...
Entre nosotros no debe haber secretos, lo contamos todo, hasta lo que pensamos de nuestros gobiernos.
Yandaşlarından biraz daha gizli bilgi mi alıyordun?
¿ Recibiendo más instrucciones secretas de la loca marginal?
Öyle birisini hiç duymadıklarını söylediler. Şu senin arkadaşın NASA'da çalışıyor, sana gizli bilgi veriyor, sonra kayboluyor.
Así que tu amigo que trabaja en la NASA te da un soplo y desaparece.
Gizli bilgi Chief, şu anda söyleyemem.
Es confidencial, Jefe. No puedo decirlo.
- Gizli bilgi.
- ¡ Secreto militar!
Gizli bilgi.
Es clasificado.
Hadi, tanrı aşkına. Bu gizli bilgi değil.
Por el amor de Dios, no es información secreta.
Sayın başbakanım, biri bilgisayardan gizli bilgi... sızdırmayı başardı.
Sr. Ministro, un individuo había conseguido arrancar a nuestro ordenador secretos concernientes a la defensa nacional.
- Bu gizli bilgi. - Hayır, efendim.
- Eso es información confidencial.
Gizli bilgi olduğunu bilmeniz gereken bir konuda soru sormanıza şaşırdım.
Me sorprende hablar de un asunto... -... que es confidencial.
Diği gibi bir ödül, ben biraz gizli bilgi sen vereceğim.
Como recompensa, te daré un poco de información secreta.
Uydunun içindeki küçük bir kapsülde pek çok gizli bilgi var ve bunların Rusların eline geçmesini istemiyoruz.
El satélite lleva una cápsula con muchos datos secretos que no queríamos que cayera en manos rusas.
Çok Gizli bilgi alma iznim var.
Tengo Acceso a la información Secreta.
Gizli bilgi ama poliçe tarihi 1974.
Es asunto clasificado, pero su póliza comienza en 1974.
Gizli bilgi.
Es secreto.
- Gizli bilgi. Sıradaki.
- Confidencial. ¿ Siguiente?
Gizli bilgi. Sıradaki soru.
- Confidencial. ¿ Siguiente?
Bu gizli bir bilgi.
Es información confidencial.
Artık sen ve Storm'un gizli ilişkiniz hakkında herkese bilgi vermeniz çok akıllıca olacaktı.
Storm y tú teníais mucho que perder contando vuestro romance secreto.
Bu gizli bir bilgi.
- Es información confidencial.
Bu gizli bir bilgi mi, yoksa korkmadan tekrarlayabilir miyim?
¿ Ésa es una opinión confidencial o puedo repetirla?
- Kim aldı? Bu gizli bir bilgi Reis.
Eso es alto secreto, patrón.
General Scott'ınızın atlara olan merakı, gizli bir bilgi değil, Albay.
La afición por los caballos del general no es asunto secreto.
Pekâla, gizli bir bilgi vereyim.
Bueno, tengo información confidencial para él.
Kuafördeki bir dostum bana Miami'den gizli bir bilgi verdi.
Un sujeto de la peluquería me habló de una potra de Miami.
Ülkemizin zor zamanlarında sık sık Başsavcı olarak gizli polis ile birlikte çalışarak bilgi edinmek ve kanıt toplamak için elimden geleni yaptım.
En tiempos difíciles para nuestro país, como los actuales a menudo es necesario que el fiscal del Estado trabaje con la policía de seguridad para obtener información y pruebas de cualquier forma posible.
Korkarım bu gizli bilgi.
Pero entonces... ¿ Por qué vino aquí si no fue por usted? Me temo que eso es información clasificada.
Beni saat üçte tekrar ara, hem unutma, bu çok gizli bir bilgi.
Llámame a las 15 : 00, y recuerda que es confidencial.
Bilgi babadan oğula gizli tutmak kaydıyla miras bırakıldı.
La información ha sido recopilada, de padres a hijos, bajo un voto secreto.
Bilgi sızdıracağına, senin gizli dosyalara bakmana izin verdi.
En lugar de hacer eso, te hace cotillear informes gubernamentales.
GİZLİ BİLGİ TALEBİ.
PREGUNTA CONFIDENCIAL.
Washington ne dedi? Gizli bir bilgi bu.
Es confidencial.
Bunu sana gizli ve özel bir bilgi olarak verdi, tıpkı bana olduğu gibi.
Te lo dijo como secreto, lo mismo que a mí.
Bu bilgi gizli.
Es confidencial.
GÖNDEREN : RTX BİLGİ TÜRÜ : GİZLİ BÜTÜN ÜLKEYE SAYONARA.
COMIENZA LA CUENTA ATRÀS.
Yadsınamaz aklına karşın, Yüzbaşı von Bayerling birliklerin hareketleri ve bazı küçük makinalı silahların ateşleme hızı ile ilgili bilgi toplama konusunda gizli servisin kendisini sınırlandırması gerektiğine inanıyor.
A pesar de su innegable intelecto, el capitán von Bayerling piensa que el servicio de inteligencia debería limitarse a buscar información sobre los movimientos de tropas, o la potencia de fuego de alguna pequeña ametralladora.
Bu gizli bir bilgi.
Eso es secreto.
Üzgünüm, bu gizli bir bilgi.
Disculpa, eso es confidencial.
- Gizli bilgi.
- Clasificado.
bilgi 96
bilgisayar 1153
bilgin olsun 36
bilgisayarlar 16
bilgin olsun diye söylüyorum 26
gizli 71
gizli dosyalar 24
gizlice 35
gizli mi 21
gizli servis 50
bilgisayar 1153
bilgin olsun 36
bilgisayarlar 16
bilgin olsun diye söylüyorum 26
gizli 71
gizli dosyalar 24
gizlice 35
gizli mi 21
gizli servis 50