English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Espanhol / [ G ] / Glüten

Glüten tradutor Espanhol

94 parallel translation
Mmm, eğer içinde ceviz, glüten, süt, yumurta, ve ya soya yoksa, hoşuma gidecektir.
Si no hay nueces, gluten, lácteos, huevos o soja en esto, voy a amarlo.
- Evde içinde glüten ya da şeker olan her şeyi atıyorum.
Me deshago de todo lo que tenga gluten o azúcar en la casa.
- Glüten özü.
- Extracto de gluten.
Yalnızca glütensiz yemek yiyor bense glüten nedir bilmiyorum ama glütene bayıldığımı biliyorum.
Ella solo comía comida sin gluten, y yo no sé que es el gluten. pero se que me encanta.
- Senin de mi glüten'e alerjin var? - Hem de hayatım boyunca.
¿ También eres alérgica al gluten?
- Ben glüten yemem Paul.
- No como gluten, Paul.
Glüten.
¡ Gluten!
Artık glüten yemeyeceğini söylemiştin. - Nerede McGee?
Dijiste que no consumirías gluten.
... cep telefonlarında yapmacık bayağı boşboğazlık edersiniz beleş glüten kuruyemiş satın alırsınız henüz karbon ayak izinizin anlayışı yok!
Hablan de sus preciosas banalidades por celular. Compran tentempiés libres de gluten. ¡ No comprenden sus huellas de carbono!
Ya da diş eti iltihabı ya da şiddetli glüten alerjisi.
O gingivitis o alergia aguda al gluten.
- Evet. - Glüten de aynı şeyi yapıyor.
A mí también me sale eso por el gluten.
Asitsiz üzüm suyumuz ev yapımı, organik, glüten içermeyen hormonsuz dolma biber kekleri.
Nosotros tenemos jugo de uvas libre de sulfato y hecho en casa, orgánico y sin gluten ( Tipo de Proteina ) y pasteles de calabazin libres de impuestos
Sağlıklı da. Yağ yok, glüten yok.
Y saludable, sin mantequilla ni gluten.
Ya glüten intoleransı * varsa?
¿ Qué pasa si es celíaco?
Glüten ne?
¿ Qué es gluten?
Yemek sorumlunuza buğday, sütlü ürün,... çerez, glüten, deniz ürünü, badem ezmesi olmayacak dedim. Bunun nesi bu kadar zor ki?
Le dije al catering, sin trigo, sin lácteos, sin nueces, sin gluten, pescados y mariscos, sin mazapán. ¿ Qué hay de difícil en eso?
Fıstık, glüten, çilek.
Cacahuetes, gluten, fresas.
Çilek, fıstık glüten ve tavuk hariç.
Excepto fresas, cacahuates, gluten y pollo.
Bu arada, raviolide glüten olabilir.
Puede que haya un poco de gluten en los ravioli.
Max, benim bölümdeki kadının biri glüten * siz neyimiz olduğunu bilmek istiyor. Ona ne söyleyeyim?
Max, una mujer de mi sección quiere saber si tenemos algo sin gluten. ¿ Qué le digo?
Tedavi öncesi hastada glüten alerjisi olduğundan emin olmak istedim.
Luego de que reaccionó quería confirmar que eran de gluten antes de dárselos.
Katkı maddesi yok, glüten yok, sodyum yok.
Sin glutamato monosódico, sin gluten y sin sodio.
Glüten gibi kokuyor.
Ella huele a grasa.
Glüten ve çiğ süt içmeyi kafana takmaya başlamadan Silver Lake'den ayrılmalısın.
Precisas irte de Silver Lake antes que te preocupe el gluten y bebas leche sin pasteurizar.
Bende glüten alerjisi var.
Tengo una gran alergia al gluten.
Glüten, mısır şurubu, bu zehir.
Gluten, sirope de maíz, este veneno.
- Bayan Westen bir şey daha var. Bir daha doktor muayenehanesinde buluşma ayarladığında daha basit şeyler kullan, mesela glüten alerjisi.
Oh, y, Sra. Westen, una cosa... la próxima vez que me concierte una reunión... con alguien en la consulta del médico... sólo hágalo con algo sencillo...
Bir sabah uyanıp içinde süt ürünü ve glüten olmayan lazanya yap diye tutturmayacaksın, değil mi?
No vas a levantarte un día de repente y pedirme que te haga lasaña sin lácteos ni gluten, ¿ verdad?
Çünkü eğer vücuduma glüten girerse, benimle uğraşmak... -... hiç hoşuna gitmez.
Porque no quieres lidiar conmigo si tengo gluten en mi sistema.
Onu programıma çağırmaya çalışırken, Kristen Stewart'a düzenleyeceğim yemek partisi için bu hamur buzluktaydı, sonra öğrendim, glüten kullanmıyormuş ve eğlenmiyormuş.
cuando estaba intentando enamorarla en mi programa, pero después descubrí que no toma gluten... y es una sosa.
Bende glüten intoleransı var, yani yediğim şeylere çok dikkat etmem gerekiyor.
Tengo intolerancia al gluten, por lo que tengo que tener mucho cuidado con lo que como.
Hayatının çok da mükemmel olmadığını kanıtlamak için kendini glüten intoleransın varmış gibi kandırman daha beter bir şey.
Convencerte a ti misma de que tienes intolerancia al gluten porque de lo contrario tu vida es demasiado perfecta es peor.
Glüten ve süt yok.
Sin gluten ni lactosa.
- Ben almayayım, glüten yemiyorum.
Tengo que pasar. No como gluten.
- Glüten neyin nesi?
¿ Qué demonios es gluten?
Onda glüten yok bence.
Estoy bastante seguro de que no hay nada de gluten aquí.
Glüten, sıfır kalori, tuz?
¿ Gluten, muchas calorías, sal?
Benim de glüten alerjim var.
Y yo soy alérgico al gluten.
Glüten ile bir sorunun mu var?
- Sí, es verdad.
Evet, babacım, glüten ile sorunum var.
- No tomo gluten. Está teniendo muchos problemas con el gluten, con...
Ayrıca et, balık, kümes hayvanı, glüten, şeker ya da süt ürünleri yemediğinden emin olmalısın.
Ah, y asegúrate que no coma carne, pescado, aves, gluten, azúcar, o lácteos.
Sanki birinde glüten alerjisi var ama bu beynindeymiş gibi.
Es como si alguien tuviera alergia al gluten pero ya sabes, en el cerebro.
- Ve ayrıca, şu anda glüten yapmıyorum, yani ben...
Y además, ahora mismo no como gluten, así que... Palmer.
- Glüten var mı onda?
- ¿ Tiene gluten?
Tanrım! Anladık Marla. Glüten.
Ya lo entendimos, Marla, es gluten.
Hepinizin donut yediğinden dolayı durup kendi başıma kahvaltı yapmam gerekti. Çünkü glüten kullanmıyorum bu yüzden donut yiyemem, çaktınız mı.
Tuve que parar para hacer mi propio desayuno ya que todos comerían donas pero ahora soy libre de gluten, asi que no puedo comer donas, mkay.
Evet Bay Mackey. Hepimiz sizin glüten kullanmadığınızın farkındayız.
- Si, señor Mackey estamos al tanto de que ahora es libre de gluten
- Glüten yemiyor.
- ¿ No?
İçinde glüten olmasın.
No tiene gluten.
80'lerde cadılar bayramı denince akla çabuk yanan kostümler, glüten kaynağı şekerler gelirdi.
En los ochenta el Halloween era un tiempo donde los disfraces era altamente inflamables el dulce estaba lleno de gluten, y no tenías que firmar una renuncia legal para entrar en una casa embrujada.
Pizzanın glütensiz olduğunu söylediler ama ben glüten tattığımdan kesinlikle eminim.
Sé que dijeron que esa pizza no tenía gluten pero definitivamente saboreé el gluten.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]