Grape tradutor Espanhol
69 parallel translation
Grape!
Uva.
Beni ararsanız, ya May Tobin'de ya da The Grape'de olacağım.
Si me necesitáis estaré en May Tobin o en The Grapes.
Grape-Nuts gibi kokuyorlar.
Huelen como uvas.
Evet, Grape Caddesi'nden kaçalı bayağı oldu.
Si... desde que te patearon en la calle Grape....
Ablam, Grape adına bir şey ısmarmıştı.
Um, mi hermana hizo un pedido a nombre de Grape.
İlk midesini zımbalamadan önce öğrencine bir öğüdün var mı?
¿ Algún consejo sabio para tu alumno antes de que grape su primer estómago?
Ben "Üzümlü Fındık" tan gayet memnunum.
Yo disfruto Grape-Nuts.
Meg'e o çocukları legolarından spiral çizerlerinden, Moby Grape ve "Evimiz Hollywood" tadan uzaklaştıracak bir şey gerek.
Meg necesita algo que les llame la atención y los aleje de los muñecos de Star Trek, los Mecanos, los Beatles y Beverly Hills 90210.
Bayıldım.
Concord Grape.
Üç Newports'lu ve bir Grape Nehi. Daha önce mahkemeye çıkmış.
Tres Newports y un Grape Nehi, va a juicio.
"Grape Antler."
"Grape Antler."
Saygıdeğer rakibim Senatör Sarhoş Düzen den bir telefon aldım.
¡ Gracias! Acabo de recibir una llamada de mi oponente el senador Day Grape.
Grape Nuts nasıl?
¿ Qué te parece Grape-Nuts?
Grape-Nuts mı?
¿ Grape-Nuts?
Kahvaltıda buğday ile arpa gevreği yemek ve Duke adında bir adam.
El cereal Grape-Nuts y un tipo llamado Duke.
Buğday ve arpa gevreğinin atardamarlarını, Duke'nin ise bedeninin geri kalanını sağlıklı tuttuğunu söylerdi.
Decía que el Grape-Nuts le mantenía limpias las arterias y Duke ayudaba con lo demás.
Gilbert Grape'i yiyip bitiren şey ne?
¿ Y a este que le pasa?
- Zencinin adı, Jamani. Grape Sokağında kalıyor.
- Un negro llamado Jamani... que atiende en la calle Grape.
Grape Sokağında silah topladığını duyduk.
Sabemos que adulteras armas robadas, Jamani.
Silas, gel bana yardım et de şunu asayım.
Silas, ven aquí y sostén el cartel para que lo grape.
Grape Crush, White Russian, Blue Rhino,...
"Uva aplastada", "ruso blanco", "Rinoceronte azul",...
Her ne kadar Uzun Çoraplı Pipi ve Grape Ape On İki Belalı Adam için uygun adaylar olsalar da, Kırmızı Bereli'yi de yanımıza almak isteyebiliriz.
Bueno, él dice que aunque Pippi calzas largas y el maldito Simiolón son candidatos ideales para los doce del patíbulo sólo voy a decir que tal vez queramos llevar al Boina Roja.
Grape Barrel'da onu çok daha ucuza alabilirdin.
Lo podrías haber conseguido más barato en el Grape Barrel.
- Evlat, annen o kadar aptal ki Grape Nuts'ı cinsel yoldan bulaşan bir hastalık sanıyor.
Son, para tenerte, tus mamis deben ser tan estúpidas que piensan que Uvas Secas son una STD ( ETS ).
Şu kanamaya pens takın Bay Palmer.
Oh, grape ésta hemorragia, Sr. Palmer.
Sayın Yargıç, üzüm aromalıydı.
Su señoría, era un Goober Grape.
Onların yüz tane avukatı var ve siz bana zaten abonesi olduğum Grape Soda mecmuası aboneliği karşılığı rüşvet teklif ettiniz.
Ellos tienen cien abogados, y usted trató de sobornarme con una suscripción a "Gaseosa de Uva Hoy" la que ya tengo.
Sanırım içeride Gilbert Grape'in ne yediğini anlamaya çalışıyor.
Creo que está dentro, viendo "Qué come a Gilbert Grape"
- Bunlar "Grape-Fruits".
- Con la princesa de blanco?
Söyledim sana, bütçe yok.
La chica es miembro de la Grape Street.
Kızın Grape Sokağı'yla ilişkisi var.
¡ A quién le importa lo que sea!
Bu çocukları tanıyoruz, hepsi Grape Sokağı'ndan.
Conocemos a esos niños, están afiliados con el Grape Street.
Grape Sokağı'ndan çetecilerle, Rollin 60'lar, HCC, komşular, fahişeler, kimi bulursak.
Pandilleros del Grape Street Rollin 60's, HCC vecinos, prostitutas, a cualquiera que vemos.
Üzüm Sokağı'yla mı ilişkilisin?
¿ Perteneces al Grape Street?
Orada yaşayan bir erkek arkadaşın mı var?
¿ Tienes un novio en Grape Street?
Grape Sokağı'ndaki erkek arkadaşının... - adı ne? - Marquece.
El novio de Janila, aquél dentro de Grape Street.
Gelip oturmak ve bir kase grape-nuts yemek ister misin?
¿ Quieres venir y sentarte, y comer unos cereales?
Buralarda kalmak istemediğine emin misin? Bir kase grape-nuts yemek.
¿ Seguro que no quieres quedarte por aquí, comer unos cereales?
7 : 08'den 7 : 09'a kadar çılgın gibi Grape-Nuts yiyorum.
De 7 : 08 a 7 : 09, como Grape-Nuts frenéticamente.
Çünkü, onu sağsalim eve getirmezseniz, yarın kahvaltıda sizin taşaklarınızı yerim.
Sí. Porque si no le traes de vuelta sano y salvo, Me voy a comer tus pelotas para desayunar mañana con grape-nuts.
- Mor Üzüm'de bir tek atmak için dururuz.
Y hacemos escala en Blue Grape por un trago. O dos.
Sen de Grape Ape kısmını ekledin.
Y tú añadiste lo de Grape Ape.
Grape Ape'i çok severim.
Me encanta Grape Ape.
Blur, Stone Roses, Black Grape, Oasis.
Mira a Blur, Stone Roses, Black Grape, Oasis.
"Bayan Grape Harvest 1961" Belediye başkan adayı.
La señorita de la Vendimia 1961 los candidatos a la alcaldía.
"Gönül yarası salkımı" deniyor.
Se llama el "Heartbreak Grape".
Grape Street Lobos üzerinde kurt olan siyah tişört giyiyor.
¡ Lobo! Los Lobos de la calle Grape llevan camisetas negras con un lobo en ellas.
- Sorun nedir?
- Gilbert Grape.
- Gilbert Grape.
- La basura.
TALİH ÜZÜMLERİ
"Sour Grape" ( 1998 ) de Larry David
Gilbert'in üzümlerine dokunmaya çalışacağım.
Intentaré tocar las uvas de Gilbert Grape.