Grenada tradutor Espanhol
78 parallel translation
- Grenada Towers Oteli.
- Grenada Towers.
- Wilshire'da Grenada Towers Otelinde.
- En Wilshire, en Grenada Towers.
Şeyy, otelime dönüyorum. Grenada'dayım.
Regresaré a mi hotel, el Grenada.
Santa Marta'da olduğum sürece... St. Kitts, Barbados ve Grenada'ya gideceğim.
Cuando acabe aquí, en Santa Marta... iré a San Cristóbal, a Barbados y a Granada.
Bu çatışma Grenada'da yaşanmıştı.
El crimen tuvo lugar en Granada.
O Grenada'nın gizli bahçelerine ve rüzgarına aşıktı.
Amaba los jardines secretos de Granada, amaba el viento.
Grenada'da, onun Grenada'sında faşistler tarafından gözaltına alındı sorgulandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. Şair Federico Garcia Lorca, ertesi gün idam edildi.
En Granada, en su granada, fue detenido, juzgado, condenado a muerte, ejecutado al día siguiente Federico García Lorca.
Tunus'ta yaşıyoruz, ama atalarımızın inançlarına hala bağlı akrabalarımızın olduğu Grenada'dan geliyoruz.
Vivimos en Túnez, pero somos de Granada, donde nuestros parientes todavía veneran la fe de sus antepasados.
Sanırım o zamanlar binbaşıydı. Vietnam'da üç operasyon, Panama, Grenada, Çöl Fırtınası.
Combatió en Vietnam Sanamá, Granada, Irak.
Hükümetin Grenada'ya karışamayacağı açık.
Obviamente, este gabinete no se puede involucrar en otra Granada.
Grenada adasındaki Amerikan vatandaşlarının kurtarılmasına yardımcı olacağız.
Vamos a ayudar al rescate de ciudadanos americanos en la Isla de Granada.
Burası Grenada değil Dr. Alan.
Esto no es Granada, Dr. Alan.
Annem, Grenada'lıydı.
Ella es de Grenada, sabes.
Grenada.
Grenada.
Seni sevdim köylü. Grenada!
Me gusta usted, provinciano. Grenada!
Grenada çok ilginç bir yer çünkü 1983'de 9000 Amerikan tarafindan isgal edilmis küçük bir ada ülkesi.
Es muy interesante porque... Era una nación en una isla invadida por el Gobierno Americano. En 1933.
Sizin dosyaniz efendim Grenada olarak biliniyor.
Usted señor... Está perdido. Como lo estuvo Granada.
Irak, Panama, Grenada, Libya, ülkenizde bayağı kahverengi tenliler var, söyleyin onlara götlerini kollasınlar yoksa onları bombalarız!
Irak, Panamá, Granada, Libia... ¡ Si tenéis gente morena en vuestro país, decidles que se anden con cuidado! ¡ O les bombardearemos!
O * * * tan Grenada saldırısında, önceden tahmin edilebilirdi diye düşünmüştüm.
Cuando la... se desató en Grenada, yo vi cómo todo sucumbió en Grenada.
- Grenada, Belfast,
Granada, Belfast,
Grenada'daki gibi, 1983, havadan gelen ayrımın gecenin düşmesini beklemesi gibi.
Como en Granada, 1983, la división aérea a la espera de la señal.
Öyle ki mezun olduğu üniversite bile Grenada mı?
Se graduó en la Universidad de Granada!
Ve Kolomb Amerika'yı asla keşfedemeyebilir insanoğlu Ay'a asla ayak basamayabilir ABD Grenada'yı asla işgal edemeyebilir.
Y entonces Colón nunca descubre América, el hombre no va a la luna, EE.UU. nunca invade Granada.
Panama ve Grenada çatışmalarında görev.
Combatió en Panamá, Granada.
Vietnam'da üç operasyon, Panama, Grenada, Çöl Fırtınası.
Tres tours en Vietnam, Panama, Granada, Tormenta del Desierto.
Evet, Gabe'in Grenada haberi hakkında ne demiştin?
Sí, ¿ qué habías dicho sobre sus informes sobre Grenada?
Hepinizi Grenada'dan evlerinize yollayabilirim.
Puedo enviaros de vuelta en avión.
- Grenada'da iyi vakit geçirdin mi?
Lo pasaste bien en Granada.
Pasaportunu Grenada'da unuttu. Panama tarafından postalanacak.
Se lo envían por correo a Panamá.
24 saat içinde, Grenada'yı kuşattık.
24 horas después, invadimos Granada.
Zaire, Grenada'daymışsın.
Estuvo en Granada, Zaire.
Grenada'da gördüm.
Lo vi en Granada, ¿ vale?
- O yüzden Grenada'ya gittim.
- Así que fui a Granada.
Muhtemelen Yüksek Divan jürin Grenada'da bir gün ya da Kuveyt'te iki gün geçirmiş insanlardan oluşacak.
Tu tribunal va a estar compuesto por gente que ha pasado un día en Granada, o un par de ellos en Kuwait ; chicos playeros que no han estado en un combate.
Grenada'yı işgalimizle ilgili okuma anlama kompozisyonu.
"Comprensión de texto, De acuerdo con nuestra invasión de Granada"?
Duran Duran dinlediğim dönemde amcam, Reagan'ın Grenada'ya gönderdiği askerlerden biriydi.
Bueno, cuando yo todavía escuchaba a Duran Duran cada día mi tío era uno de los Marines que Reagan envío a Granada.
Sektördeki herkesin bütün yıl boyunca beklediği büyük gece sonunda geldi. Grenada Sahili'nin Xanadu'nun sansürlü haline dönüştüğü an.
Esta es la noche de las noches, que todo el mundo de la industria espera durante años, desde que la "Posada de Granada" fué transformada en el "Xanadú-X".
Grenada!
¡ Granada!
Panama, Grenada, Beyrut'ta ülkeme hizmet ettim.
Serví a mi país en Panamá, Granada, Beirut, etc.
Grenada ve Panama'da yoktum ama iki çocuk annesiyim.
No habré servido en Granada, pero soy madre de dos hijos pequeños.
Panama ve Grenada'daydın ha?
Frank, estuviste en Panamá y Granada, ¿ no?
Grenada
Grenada,
Grenada, Libya,
Grenada, Líbia,
Muhtemelen Grenada'daki bir tıp fakültesine gitmiştir.
Es probable que hiciera la carrera en Granada.
Ronald Reagan 1983'te Grenada'yı işgal etmiştir.
Ronald Reagan invadió Granada en 1983.
Grenada fethi büyük bir zaferdi.
Excelente victoria en la toma de Granada.
- Grenada. - Ne yapmamı istiyorsun?
- Qué quieres que haga?
Stan neden Steve dâhil herkesin sevdiği o heyecan verici Grenada hikâyelerinden birini anlatmıyorsun?
¿ Por qué no cuentas tus historias de Granada que todos adoran entre ellos, Steve?
- Grenada'ya mı gitmiştin?
- ¿ Estuvo en Granada?
Grenada.
Granada.
- Bu terim Grenada.
El termino es Granada.