Grima tradutor Espanhol
38 parallel translation
Daha yukarıları amaçlayamaz mısınız neden genişlik ve kalınlığa bakarsınız sanki tek sahip olduğum şey onlar
Para ti sólo soy carne, da grima, para ti ésa es mi materia prima
Böyle devam edemez ; korkunç görünüyorsun
Pues así no puedes seguir, que da grima verte.
Ateşinin başında bile üşüyor... herşeyi yeni bakanının ellerine teslim etmiş. Bakanın adı Grima Solucandil.
Ahora tiembla junto al fuego y lo deja todo en manos de su nuevo ministro, Grima Lengua de Gusano.
Solucandil bu yüzden ona hain ve asi diyor. Theoden diyor ki...
Así que, Grima Lengua de Gusano lo llama traidor y renegado y Theoden cree...
Artık... kralın danışmanlığını ben yapıyorum.
Soy yo quien aconseja al Rey ahora. - Ya no te escucha más. - No, Grima Lengua de Gusano.
Şurası doğru ki... Grima bana sık sık Saruman'ı rahat bırakmamı tavsiye ediyor...
Es cierto que Grima me aconseja a menudo que deje en paz a Saruman.
Ne kadar oldu Grima Solucandil?
¿ Cuánto tiempo ha pasado, Grima Lengua de Gusano?
Grima sık sık... İsengard'a gider.
Grima va a menudo a Isengard.
Grima... bu doğru mu?
Grima ¿ es así?
Sana zarar vermeyeceğim Grima.
No te haré daño, Grima.
Beni korkutuyorsunuz.
Me dais grima.
Ne yazık, öyle değil mi?
Da un poco de grima, ¿ no?
Açıkçası düşüncesi bile içimi ürpertiyor.
Francamente, me da grima, alcalde.
Sen olsan ağlamaz mısın?
Juro que grima da.
"Öğk" ü hissediyorum.
- Me da grima.
Biliyorum. Ama "öğk" ü hissediyorum. Ve o benim patronum olduğundan, sırf "öğk" e çarpılmak için onunla çıkmak istemiyorum.
Como es mi jefe, no quiero salir y que me dé grima.
Renee ve ben buna "öğk" diyoruz.
- Renee lo llama "grima".
- Lafını bil!
- Porque me dá grima verte.
Düşünceler, zorla gülen film yapımcıları gibi kahkaha atmalarına sebep oluyor.
Los pensamientos les dan grima, como las risas forzadas.
İğrenç!
¡ Oh, que grima!
Sende ne var bilmiyorum ama konuştukça daha çok tepemi attırıyorsun.
No sé qué me pasa contigo pero cuanto más hablas, más grima me das.
Bence ürkütücü bir şey.
Da un poco de grima.
Onlardan çok korkuyorum.
Me dan grima. - ¿ Qué?
İlk başta, mor ben küçük bir kızken dinozor gibi bir şey vardı ve beni çok korkuturdu o da mordu.
Cuando era pequeña, había un dinosaurio, y me daba mucha grima, y era violeta.
Yani, dünyanın bir ucundan harika bir kız kapı komşumuz oluyor ve bom!
Una chica bonita viene de la otra punta del mundo se muda a la casa de al lado, no le doy grima y ¡ booom!
Sauron'un gözü, Grima Wormtongue'a bakıyor.
El ojo de Sauron tiene a Grima Lengua de Serpiente a la vista.
Biliyorsun atlar beni korkutuyor.
Sabes, los caballos me dan grima.
Ama sadece gulyabanilerin olduğu bir festival kulağa birazcık korkutucu geliyor.
Pero eso de que esté lleno de espíritus me da un poco de grima...
Kafiyeli konuşma, suç değildir ama.
A quién da grima una rima.
Eğer o gelmek istemiyorsa beni götürebilirsin.
- Si no quiere ir, puedes llevarme a mí. Eso da grima.
Bu ürkütücü. Hergün biraz daha ürkütücü oluyorsun.
Cada día das más grima.
Bu adam da Rodney Tanner olmalı pedofili seks suçlusu, pisliğin teki hala Chino hapishanesinde kalıyor.
Ese es Rodney Tanner, un pedófilo y alguien que da mucha grima. Actualmente reside en la prisión estatal de Chino.
Vince hoşlanmadığı şeyleri söylüyor ama bu müşterinin yapacağı bir şey.
Vince me da grima, pero es un buen cliente.
Peki, nedir... Grima, senin tat anın nedir?
Garima, ¿ qué recuerdo tienes del gusto?
Tek kaş Karima.
La de las cejas que dan grima.
- Bu kulağa korkunç geliyor doğrusu.
Da grima de pensarlo.
Yani eğlenceli adam ama biraz ürkütücü.
Siempre te está desnudando con la mirada. Me refiero a que es majo, pero da un poco de grima.
Çıksam iyi olur.
- Más y más grima. - Mejor me voy.