Guardia tradutor Espanhol
14,771 parallel translation
Bırakın onları!
¡ En guardia!
Gardiyan!
¡ Guardia!
Ama beni hazırlıksız yakaladı.
Pero tenía la guardia baja.
Havadan saldın bir muhafız olarak gönüllü oldu, ancak zorunlu askerlik için uygun değildi.
Es voluntario con la guardia de vigilancia antiaérea pero no era apto para la conscripción.
Sağ. Müdürün görevine gitmeliyim.
Bien, debo ir al puesto de guardia.
Die Hard'a giren ilk güvenlik görevlisi oldu.
El guardia de seguridad fue el primero en entrar en la jungla de cristal.
- Çocukları karşıdan karşıya geçiriyor.
Guardia de cruce.
Luis Roldán. İspanya polis şefi.
Luis Roldán, director general de la Guardia Civil.
Haftaya yeni bir Polis yetkilisi atayacaklar.
La semana que viene nombran un nuevo Director General de la Guardia Civil.
Eski polisin kaçışı, hükümette krize yol açtı.
La fuga del ex director de la Guardia Civil provoca una crisis en el Gobierno.
Ben Polis Şefi idim. Tabii ki ne olduğunu biliyorum.
He sido director general de la Guardia Civil, claro que sé lo que es.
Eski Polis Şefi kandırıldığını iddia ediyor.
- El exdirector general de la Guardia Civil afirma que le engañaron.
Amerika'ya geri döndüğümde muhtemelen, benim gibi sikik bir veteranla aynı evi paylaşıyor, ikinci el bir araba kullanıyor ve bir yerde özel güvenlik görevlisi olarak çalışıyor olurdum.
En EE.UU. quizá sería otro veterano maltratado viviendo en un apartamento con un auto usado, o sería un guardia de seguridad.
NEW ORLEANS SAHİL GÜVENLİK İSTASYONU
GUARDIA COSTERA, NUEVA ORLEARS
8. Bölge Sahil Güvenlik İstasyonu. Von Huene ile konuşmaktasınız.
Centro de control 8 de la Guardia Costera, habla Ensign Von Huene.
8. Bölge Sahil Güvenlik, ben Teğmen Degan, buyrun.
Guardia costera, habla el teniente Degan.
Burası Sahil Güvenlikten, Damon Bankston.
Damos Bankston a la Guardia Costera.
Sahil Güvenlik gelene kadar bekleyelim mi?
¿ Esperamos a que nos recoja la Guardia Costera, o...?
Sahil Güvenlik 1, alan temiz.
Guardia Costera 1, despejado.
Burası Sahil Güvenlik B17, kalkıyoruz. Deepwater Horizon acil durumu için yola çıktık.
Aquí Equipo de Rescate 6 de la Guardia Costera B17... en camino a atender la llamada de auxilio de la Deepwater Horizon.
Sahil Güvenliği aradım yangın olduğunu doğruladılar. Ama belki sen bir şey duymuşsundur diye merak ettim.
Llamé a la Guardia Costera y confirman que hay un incendio... pero quería saber so tú sabes algo.
Sahil Güvenlik ne dedi?
¿ Qué dijo la Guardia Costera?
Sahil güvenlik kuralı bu.
Son reglas de la Guardia Costera.
"4 sahil güvenlikçi de, kahramanlıklarından dolayı Altın Hayat-Kurtarış Madalyası ile ödüllendirildi."
Los cuatro miembros de la Guardia Costera recibieron la medalla de Oro salvavidas por sus acciones.
Ve şu andan itibaren hepiniz yemekhanede çalışacaksınız.
Y todos estarán de guardia en el comedor inmediatamente
24 adamı yemekhanede görevlendirmişsin.
Escuche que puso 24 hombres de guardia en el comedor por una semana.
Onkoloji, Pediatri Koroner yoğun bakım ünitesi, hatta psikiyatrist bile var.
Tenemos Oncología, Pediatría... Cuidados Coronarios, incluso hay un psiquiatra de guardia.
Sonra, tam gardlarını indirdikleri anda onları tutuklardım.
Y entonces, cuando bajen la guardia, los atraparía.
Bugün ekstra nöbetim ve sabah angaryam var.
Tengo guardia extra y por la mañana estoy en la cocina, así que...
Sonra gardiyanın biri Wollf'a, Francis'in çıktığından beri arayıp yazmamasının sebebini söylemiş.
Y un día, un guardia le dijo a Wolff, por qué Francis no había llamado o escrito desde que había salido.
Wolff çıldırıp gardiyana saldırmış.
Wolff se volvió loco y atacó al guardia.
Başkan Yardımcısı'nın yeni bir güncelleme aldık. Beyaz Saray'ın savaş odasına taşındı. Ve birkaç eyaletin Ulusal Muhafızlarını tetikte ve devreye sokmuştur.
Acabamos de recibir una actualización de que el Vicepresidente... se ha trasladado a la Sala de Guerra de la Casa Blanca... y ha puesto a la Guardia Nacional de varios Estados... en alerta y posiblemente los despliegue.
Sınır kontrol ve güvenlik güçleri alarma geçirildi.
La guardia fronteriza fue alertada.
Muhafız?
¿ Guardia?
Muhafızlar!
¡ Guardia!
Baban gardını indirdi.
Tu padre bajó la guardia.
Hani şu Jacksonville'deki güvenlik görevlisi.
¿ El guardia del banco? ¿ En Jacksonville?
Polisin açıkladığı habere göre Loomis Fargo'dan 20 milyon dolar çalmakla suçlanan güvenlik görevlisi tutuklandı.
"La policía ha reportado que Phillip Johnson un guardia de seguridad de Loomis Fargo acusado de robar 20 millones de dólares, ha sido arrestado."
Bölgesel bir bankadaki koca bir servet, onu korumakla görevlendirilen güvenlik görevlisiyle birlikte uçtu gitti.
"Una fortuna desapareció de un banco regional y también el guardia asignado a protegerla."
Onur Muhafızı!
¡ Guardia de honor!
Milli Muhafız Teşkilatı tüm ülkedeki yağmayı üçüncü gecede hâlâ engelleyemediği için, Başkan bütün gece sürecek sokağa çıkma yasağı ilan etti.
El Presidente declaró un toque de queda nocturno después de que la guardia nacional no pudo impedir una tercera noche de saqueo en el país.
Sen gardını indir istersen. Benim hiç niyetim yok.
Baja tu guardia si quieres, yo no la bajaré.
İIk nöbeti ben alırım.
Tomaré la primera guardia.
Muhafızlar onu tapınağın girişinde bulmuşlar.
El guardia la encontró en la puerta del templo.
Şimşek Yumruk'la muhafızlık yapıyor.
Hace guardia con Puño de Trueno.
Muhafız!
¡ Guardia!
Buradan trene biniyoruz. Fakat, bu tedbiri elden bırakacağımız anlamına gelmiyor.
Vinimos a entrenarnos, pero no por eso debemos bajar la guardia.
Claire içeri sızarken ve ben de arkasından puma gibi giderken güvenliğin dikkatini dağıtmalısın.
Mike, tienes que distraer al guardia... mientras Claire entra, y yo la sigo como un jaguar.
Mike, doğudan gelip, güvenliği çevirip dikkatini dağıtman gerekiyor. Böylece biz yaklaşınca, sen onun sikini yalarken, hemen yanından geçebiliriz.
Mike, debes distraer al guardia entrando por el este para que se dé vuelta... y mientras tú le das una chupada... nos colaremos.
Ellerini kaldır!
¡ Mantén la guardia!
8.
Guardia Costera.