Gökkusağı tradutor Espanhol
1,338 parallel translation
- Öyle mi? Gökkuşağına benzedin.
Pareces un arco iris.
- Gökkuşağı!
- ¡ Arco iris!
Aşk için, hayatlarımızı bir gökkuşağı haline getireceğim, bize yardım et
Por amor. Yo haré por ella de nuestras vidas un arco iris en el cielo. Ayúdennos.
"Gökkuşağı neden gözlemci güneşi arkasına alınca görülür?"
"¿ Cómo pueden ser vistos los arco iris?" "¿ Sólo cuando el sol está detrás del observador?"
Aslında mermi yolu gökkuşağı gibi kavislidir.
El camino real de una bala es una curva, como un arco iris.
Gökkuşağının her bir renginden protein içeren.
Proteínas de todos los colores del arco iris.
.. çıkmak için gökkuşağı halkasından geçip Altın Maymuna ulaş.
Giras la Rueda Mágica para subir la Escalera luego pasas a la Cabaña donde tocas la alarma y llegas con el Mono.
Bir gökkuşağı yapmak çok renk ister.
Se necesitan muchos colores para formar un arco iris.
Ben... Ben gökkuşağını çok severim.
Me gustan los arcos iris.
"Eğer gökkuşağını istiyorsanız, yağmur yağarken hazırlanmalısınız."
Si quieres ver el arco iris, tienes que prepararte para la lluvia.
Gökkuşağı çocuğum!
¡ Mi bebé del arco iris!
Gökkuşağı flamaları.
Arcoíris. Camisetas.
Yerçekiminin Gökkuşağı'nı mı okuyorsun?
ARCO IRIS DE LA GRAVEDAD ¿ Estás leyendo Arco iris de la gravedad?
Farklı ırk ve inançtaki insanlar bir gökkuşağının altında el ele tutuşuyorlar.
Personas diferentes tomados de las manos bajo un arcoíris.
Kusura bakmayın. Bugün ailemin evlilik yıldönümleri ve Gökkuşağı Odası'na onlar gitmeden önce gitmek istiyorum ama arkadaşım Grace biraz yavaş geliyor.
Es el aniversario de mis padres, y quiero llegar al salón arcoiris, antes que ellos.
Ama Gökkuşağı Odası'na bir tek bu şekilde gidiliyor.
Pero si es el único que va al salón arcoiris.
Tıpkı yağmurdan sonra çıkan gökkuşağı gibi
Ome agari de niji de yo ni
Gökkuşağı Koalisyonuna çek göndermiştin.
Enviaste cheques a su coalición.
Son gün oradan ayrıIırken gemimizin kıç tarafında beyaz bir gökkuşağı belirdi.
En el último día, cuando nos fuimos... en la popa del barco había un arco iris blanco.
Gökkuşağını kim çoraba sarabilir Güneşle ıslatıp, Güzel bir limonlu kek yapabilir
¿ Quién puede tomar un arco iris, envolverlo en una media, empaparlo en el sol y hacer una estupenda torta de limón?
Orada yine bir gökkuşağı var.
Hay un arco iris allí otra vez.
Gece gökkuşağı.
Mira. El arco iris nocturno.
Gökkuşağı bana hep hazinenin yerini gösterir.
El arco iris siempre apunta a mi tesoro.
Gökkuşağının ötesine geçmeye niyetli anlaşılan.
¡ Chica! Ella va en busca del arco iris.
Bir gün, Evliya ona gökkuşağının altından geçerse kız olacağını söylemiş.
Un día El Sabio le dijo... que si cruzaba el arco iris se convertiría en una muchacha.
"Gökkuşağı nedir?" diye sormuş oğlan.
"¿ Qué es el arco iris?", preguntó.
Gökkuşağının altından geçerse, kız olacakmış.
Si cruzaba el arco iris, se convertiría en una mujer.
Gökkuşağının ne olduğunu sormuş.
Preguntó que era un arco iris.
Evliya demiş ki : "İlahi gökkuşağı yağmurdan doğar."
El Sabio le dijo, "Los arco iris se forman por la lluvia"
Kan lekeleri var. Dokuması gökkuşağı renginde. Kasadaki parça gibi.
Manchas de sangre... tela coloreada... la caja de seguridad.
Şimdi gökkuşağı olduğunu.
Ahora es mi arco iris.
Ben bir gökkuşağı yapmak için bu şeyi nasıl bilseydim.
Ojalá supiera cómo conseguir que esto hiciera un arco iris.
Evet, biraz çukur gökkuşağının üzerinde bir yerde durdurmak zorunda kaldı.
Hemos tenido que hacer una parada viniendo por el arco iris.
Tabii. Düşündüm de kazandıktan sonra, hepimiz balkona çıkar... ... üzerinde cinlerin oynadığı gece gökkuşağına bakarız dedim.
Pensé que después de que ganen, todos saldremos al balcón a ver un arco iris, con "gremlins" cantando encima de él.
Bugün, Balthazar bize gökkuşağı ötesindeki topraklardaki küresel ısınmayı anlatacak.
Hoy, Baltazar hablará del calentamiento global más allá del arcoíris.
Kendimi - kendimi bir gökkuşağı gibi hissediyorum.
Me siento, me siento como un arco iris.
Kendini gökkuşağı gibi hisseden yok mu?
Cualquier persona se siente como un arco iris?
Altı yıl önce, o gün kalbimde bir gökkuşağı belirdi.
Aquel día, hace seis años... un arco iris apareció en mi corazón.
Yağmurdan sonraki bir gökkuşağı gibi mi?
¿ Son cómo un arco iris después de la lluvia?
Yoksa o gökkuşağı çoktan kayboldu mu?
O... ¿ ese arco iris hace tiempo que desapareció?
Anılar Gökkuşağına ne dersin?
¿ Qué te parece "Arco iris de Recuerdos"?
Bir gökkuşağından aşağıya kayıp Mississippi'ye dalabilirim.
Puedo deslizarme por un arco iris y cruzar el Mississippi de un salto ".
İşte gökkuşağı koalisyonumuz.
Nuestra coalicion del arco iris.
Gökkuşağının üzerinde olmalıyız.
Estamos sobre el arco iris.
Şuna bak! Gördüğüm en güzel gökkuşağı!
Mira, es el arco iris más glorioso que se haya visto.
Hayalimdi. Gökkuşağının ardındaki altın.
Es mi sueño, mi oro al final del arco iris.
Gökkuşağını görmüşsündür. Şükret, sanatın ne çok rengi var?
Si has visto el arco iris entonces, dime cuántos colores contiene
Gökkuşağı oluşturur mu tek başına?
¿ Cómo podría el arco iris formarse nunca?
Sanki yere bir gökkuşağı düşmüş gibiydi.
Era como un caleidoscópio
Çiçek tarlaları, gökkuşağı semaları, çikolatadan nehirleriyle, çocukların dans edip güldüğü ve şeker gibi tebessümlerle oynadığı bir yer.
Tenían prados floridos, cielos llenos de arco iris y ríos de chocolate donde los niños bailaban reían y jugaban.
Keşke gökkuşağı ve gülücüklerden oluşan kekler pişirebilsem böylece, bunları yer ve mutlu olurduk.
Desearía hacer un pastel de arco iris y sonrisas y que todas lo comiéramos y fuéramos felices.