Gömü tradutor Espanhol
62 parallel translation
Prenses Anckesen-Amon'un gömü malzemelerinin bir parçası.
Forma parte del ajuar funerario de la princesa Anckesenamon.
Bu galeride Prenses Anckesen-Amon'un mumyası ve gömü malzemelerinin tamamı yer almaktadır ; 18. Krallık, İÖ yaklaşık 1730
En esta sala está la momia y el ajuar funerario completo de la princesa Anckesenamon, de la 18a Dinastía, 1730 a.C.
Siyu gömü alanı.
Es un cementerio Cuervo.
İşçiler eski bir gömü buldu.
En una galería los obreros vieron restos de una tumba.
Benim yaşlarımda gömü bulmak daha kolay oluyor.
A mi edad, más aún que encontrar un tesoro entre las cepas.
Bölge Savcısı Gömü cinayetler davasında Benjamin Corey Jennings hakkında suç duyurusunda bulunmaya hazırlanıyor.
La fiscal de Las Vegas está preparándose para presentar cargos de homicidio contra Benjamin Cory Jennings en el caso de "los asesinatos con entierro".
Bir Kiloma'ya, Hindistan gömü yerine, muhtemelen 1800'lerin başında.
Un cementerio indio de los Kiloma, probablemente de principios de 1800
Bu gömü yerini ben buldum.
Encontré el espacio de enterramiento
Kutsal Gömü Yerini bularak, yeterince olgunlaşmış toubray etiyle, ben... kendi kendimi sabote ettim.
Pero al encontrar su sagrado espacio de enterramiento... con Toubray maduro yo... yo me sabotee a mi misma
Leviathan gömü yerine ulaştık.
Hemos llegado al lugar de enterramiento de las Leviatánes
Arnessk'e uğradık, sonra gömü alanında sizi aradık.
Paramos en Arnessk, luego los buscamos por las tierras de enterramiento.
- Latince, gömü işleri demek.
Vela... ¿ qué? Velaciones. Es una funeraria.
Gömü planını ayarlamamı ister misin?
¿ Quieres que organice un entierro?
Kadim Kawatche'lerin ölüm ayinlerini yaptıkları gömü alanı.
El cementerio en donde los Kawatche celebraban rituales de muerte.
Tarih öncesi İnkaların kutsal gömü alanlarına giden yolları bulmak için kullanılırdı.
Fue usado para detectar trayectorias prehistóricas de los Incas hacia los sitios sagrados de entierro.
Gömü alanında gölet veya akarsu yok.
No hay nada de eso en el lugar del entierro. Y adivinen qué.
Gömü alanlarının birinin yanında kurulmuş bir çadırdaydım.
Estaba en una tienda armadajunto a una de las fosas.
Yeraltı radarında, gömü yerinden üç metre uzakta bir kürek çıktı.
La noche no se perdió. El radar detectó una pala a unos tres metros de la tumba.
Gömü gibi bir şey mi?
¿ Cómo un tesoro escondido?
Birisi o enkazda bir gömü varmış gibi göstermeye çalışıyormuş.
Alguien haciendo parecer que había un tesoro en ese barco...
- Cesetleri saklayan kişinin Şef Waller'ın gömü odasının ne zaman açık olacağını bilmesi gerekir.
Pero... Quien los depositó, sabía que esa parte... -... de la cripta estaba vacía.
Kadın, 40 ile 50 yaşları arasında. Şiddetli osteoporoz. Kıyafet ve mücevherler 19. yüzyılın sonlarında, gömü işlemi sırasında yerleştirilmiş.
Mujer... de 40 a 50 años de edad, osteoporosis severra, el vestido y la joyeria la situan alrededor de finales del siglo 19.
Gömü kayıtları, Peder, böylece kimliklerini tespit edip, kalıntılarını tekrardan gömebilelim.
Los registros de entierros, Padre, para que puedan identificar y agrupar los restos.
Gömü kayıtlarına gerçekten ihtiyacımız var Peder... ve burası, federallerce korunan tarihi bir yer olduğundan.
Necesitamos esos registros, Padre. Y como esto es un sitio histórico protegido federalmente...
- Buraya en son hangi yıl gömü yapıldığını söylemiştiniz?
¿ Cuándo dijo que fue sepultada la última persona?
Nesli tükenen hayvanlar, gömü yerleri, deniz sığınağı var.
tenemos especies en peligro, cementerios, un santuario marino.
Bir gömü alanı.
Un emplazamiento funerario.
Çünkü şirkette tüm yaşadıklarımızın ardından, Böyle bir gömü bulmak çok hoş olur.
Porque después de todo lo que esta empresa nos ha hecho pasar, encontrar un rayo de esperanza.
Tabii gömü kendi başına ayaklanıp gitmediyse.
A menos, naturalmente que este tesoro enterrado tenga piernas propias.
Bazı insanlar sadece pota olduğunu söylemek avcılar, bilirsin, yağma, gömü arıyor.
Algunas personas dicen que fue solo bote cazadores, ya sabes, el saqueo, en busca de entierros.
Kimliği belirsiz bir erkeğin gömü yapacağı yerleri tespit edilmesi için yöntemlerimiz var. Issız bölgeler yol erişimleri, gizlilik.
El enterramiento es el metodo preferido por los hombres para desacerse de ellas, estamos buscando por zonas insólitas, acceso a carreteras, y privacidad.
Tamam, eğer sadece biz olsaydık 55,000 dolara gömü bulmuş gibi sevinirdik.
Vale, cuando éramos sólo nosotros, 55.000 dólares habrían sido una fiebre del oro.
ROSS HAMILTON : Yılan tebeçiğinde hir bir gömü bulunmadı..
El montículo Serpiente no tenía entierros.
Gömü alanına cinayetleri tekrar yaşamak için mi gidiyor, yoksa delilleri yok etmek için mi?
¿ Está visitando los sitios donde los deja para revivir sus crímenes, o es que es algo que utiliza como contramedida forense?
Eğer gömü alanı ganimet yerine de geçiyorsa bozulması hoşuna gitmeyecektir.
Si el sitio donde los deja es su colección de trofeos, no le va a alegrar que lo hayan profanado.
Öyle ki Angeles Milli Gömü Parkı demek bile az kalır.
Decir que debería llamarse sitio Nacional para deshacerse de cadáveres por parte de sudes sería redundante.
Şüpheli gömü alanının tehlikeye girdiğini görünce güvenli alanının dışına çıkma cesaretini gösterdi.
El sudes se enteró de que su sitio de enterramientos había sido descubierto y se adaptó a salir de la zona donde está cómodo.
Eski gömü alanını kullanamaması oyununu bozmuş olabilir.
El que hayan descubierto su anterior sitio pudo sacarle de sus casillas.
Denizde gömü!
¡ Sepelio en el mar!
Mezarsız, dünyevi gömü alanlarında bile mantıksız hurafelerin devam ettiğini görürüz.
Incluso en los cementerios seculares de los bosques, nos encontramos que la muerte trae superstición ilógica.
Hangi gömü?
¿ Qué'Bury'?
Görünüşe göre çıkışı bulmadan önce gömü odasından geçmemiz gerek.
Parece que tienes que pasar por la cámara de entierro antes que encontremos la salida
Sanırım gömü odasından bahsediyor.
- ¿ El corazón? Creo que está hablando de la cámara de entierro.
Gömü odası.
La cámara de entierro.
Bak, bölgede değildim, ama dürbünle gözetlerken, o gömü yerinde bir şeyler olduğunu gördüm.
Mira, no estaba en la reservación, pero observaba con prismáticos... y vi que pasaba algo en esa pira funeraria.
Gizli gömü.
Tesoro enterrado.
Gizli gömü!
¡ Tesoro enterrado!
Gizli gömü.
Escondido, un tesoro enterrado.
# Gizli gömü, gizli gömü #
* Tesoro enterrado, tesoro enterrado *
Bir aile efsanesi vardı, bir kocakarı inancı. Malikanede saklı bir gömü var diye.
Había una leyenda familiar un cuento de viejas sobre un tesoro escondido en alguna parte de la mansión.
Gömü alanı tehlikeye girmişti.
La tumba estaba amenazada.