Günah işledim tradutor Espanhol
365 parallel translation
Bu kadar çok mu günah işledim?
¿ Tantas cosas malas hice en mi vida?
Büyük bir günah işledim.
He cometido un gran pecado...
Ve oğlu dedi ki : "Baba, ben Tanrı'ya ve sana karşı günah işledim. Artık senin oğlun olarak anılmaya layık değilim."
El hijo dijo : "Padre, he pecado contra el cielo y contra ti... y ya no merezco ser llamado hijo tuyo".
Tanrı'ya karşı günah işledim.
He pecado contra Dios.
Sana karşı günah işledim. Hepsi geçmişte kaldı.
He pecado señor, Dios todopoderoso.
"Sevgili Kontes, bana dua et. çünkü günah işledim kendim ve kardeşim Roderigo için."
"Ah, querida condesa, rece por mí... porque he pecado contra mí y contra mi hermano Rodrigo".
Günah işledim, ama bedelini ödedim... Siz çok anlayışlısınız... -... çok gün görmüş birisiniz...
Ahora lo estoy pagando, usted es tan sensible, tan inteligente...
Yüce Tanrı'ya ve size itiraf ediyorum : günah işledim.
Confieso ante Dios... y a usted, Padre, que he pecado.
- Bir günah işledim ve ben kefaretini çekerim.
- He pecado y debo hacer penitencia. Perdona, vuelvo enseguida.
Günah işledim. - Pearl!
He hecho un pecado.
Zavallı minik Claude'um, ben ne günah işledim?
¡ Mi pobrecito Claude! ¿ Qué te han hecho?
Çok kötü bir günah işledim.
He cometido un pecado terrible. Un pecado horroroso.
Gençliğimde, rüyamda kutsal sandık için muazzam,... bir tapınak yapacağımı görmüştüm ama,... büyük günah işledim ve tanrının evini,... yapma görevimi yerine getirmedim.
Cuando yo era joven, soñé que construiría un templo imponente para albergar el Arca de la Alianza. Mas cometí muchos pecados y no fui digno de erigir los aposentos del Señor.
Bir günah işledim, Anne.
He cometido un error, madre.
Bir günah işledim.
He cometido un error.
- Peder, büyük bir günah işledim.
- Padre, he cometido un gran pecado.
Ben ne günah işledim?
¿ Pero qué hice?
Günah işledim.
He pecado.
Suçsuz birini ele vermekle günah işledim.
He pecado. Os he entregado sangre inocente.
Günah işledim.
"He pecado contra el cielo y ante ti."
Tanrım, ne günah işledim?
Ay, Dios, ¿ qué he hecho?
Pek çok adam öldürdüm ve pek çok kadınla günah işledim.
Maté a muchos hombres y pequé con muchas mujeres.
Tanrım, çok kötü bir günah işledim!
Oh, señor... ¿ por qué habré cometido este pecado?
Yüce Tanrım, bunları hak edecek ne günah işledim?
Pero, ¿ qué le he hecho yo al Señor para merecer semejante castigo?
Bir günah işledim, efendim.
He pecado, señor.
Hayatım boyunca pek sık günah işledim ölmeden önce son bir tane daha işlesem önemi olmaz.
He pecado tanto en mi vida que un último pecado antes de morir no importará.
Bağışlayın beni Peder, günah işledim.
Perdóname, padre, porque he pecado.
Yüce Tanrı'ya, kutsal bakire Meryem'e kutsal Mikail'e, Vaftizci Yahya'ya on iki havariye, bütün azizlere ve size itiraf ederim ki ben, fikren, zikren ve bedenen günah işledim.
Yo confieso al Dios Todopoderoso, a la bienaventurada Maria siempre Virgen al bienaventurado Miguel, a Juán Bautista, a los santos Apóstoles, a todos los Santos, y a tí, Padre Que yo he pecado en pensamiento, palabra y obra
Bir günah işledim cezamın kefaretini bu dünyada ödüyorum. ... Gözlerimi yitirmem daha büyük günahlara bulaşmamayı öğretti.
Sin ningún resentimiento he llegado a la conclusión de que el amo que deja una tentación tan grande en manos de un pobre como yo que el que causó la pérdida de mi vista.
Ben günah işledim ve O beni dinlemiyor.
He pecado y ahora no me escucha.
- Tanrım, günah işledim.
- Amén. - Señor, he pecado.
Beni kutsayın peder, günah işledim.
Bendígame, padre. He pecado.
Ne günah işledim ben?
¿ Qué he hecho yo?
- Rahip, sanırım korkunç bir günah işledim.
Padre creo que he cometido un pecado. ¿ De la carne?
Ben de günah işledim.
Yo soy el pecado.
Büyük günah işledim. İtaatsizlik, gurur. Ama şeytan bize üstün geliyor!
Estoy en pecado mortal la desobediencia, la soberbia pero el mal nos abate.
Hem düşünce, hem sözlü, hem de hareket olarak günah işledim.
He pecado contra la castidad, de pensamiento, palabra y obra.
Bağışla ben, peder, günah işledim.
Bendígame, padre, porque he pecado.
Beni kutsa peder, günah işledim.
Perdóneme, padre, porque he pecado.
Peder, çok günah işledim.
Padre, he llevado una vida de pecado.
- Bir çok günah işledim.
- He cometido muchos pecados.
Ben günah işledim, ama şu an, azizlerin, özellikle çok dindar olanlarının, yolunu izlemeye niyet ediyorum.
He sido un pecador, pero ahora quiero seguir el camino de los santos, en particular, el de los muy religiosos.
- Şey... pekala... Günah işledim ve kayıp bir'öküz'gibi sürüden ayrıldım.
He andado descarriado como un buey perdido.
Peder, affet beni, çünkü sanırım günah işledim.
Padre, perdóneme, porque creo que he pecado.
Affet beni peder, günah işledim.
Perdóneme Padre, he pecado.
Hazırım peder, bir günah işledim.
Espero estarlo, porque he pecado desde mi úlitma comunión.
Kendimi kaybettim, günah işledim.
Estoy perdida, he pecado.
Tamamını derinden yaşadım. Ben tutkuyu tattım, günah ve cinayet işledim.
He vivido plena e intensamente, he probado la pasión, el delito, y hasta el asesinato.
Ben de günah işledim.
El crimen también es mío.
Bu kadar mutsuz olmak için ne günah işledim?
No pude evitarlo.
Günah işledim.
- He pecado.