Günler tradutor Espanhol
18,721 parallel translation
İyi günler.
Que tengas buen día.
İyi günler.
Tenga un buen día.
- Merhaba, iyi günler. Lütfen sahiple görüşebilir miyim?
¿ Puedo hablar con el dueño, por favor?
- İyi günler.
- Cuídate.
Burada geçen günler savaşmaya değer.
Aquí abajo hay días por los que vale la pena luchar.
Günler haftalara, haftalar aylara ve yıllara döndü.
Los días se convirtieron en semanas y las semanas en meses y en años...
Seni düşünmediğim günler oldu.
Había días que no pensaba en ti...
İyi günler millet.
Buenas tardes a todos.
Hepinize iyi günler dilerim.
Les deseo a todos un buen día.
Benim için o günler çok eskide kalmış gibi geliyor.
Yo sentía que esos días habían terminado para mí.
O günler papazlık okulundan hemen önce sona ermiş.
Si no habían terminado antes del seminario...
İyi günler aşkım.
Ten un buen día, mi amor.
Size iyi günler Bay Shelby.
Buenos días, Sr. Shelby.
İyi günler bayanlar ve baylar!
¡ Buenas tardes, damas y caballeros!
Sağ olun, iyi günler.
Gracias, que tenga un buen día.
Bu kadının daha iyi göründüğü günler oldu gerçekten.
Ha tenido mejor aspecto, debo decir.
Arkham Tımarhanesi suyla tedaviden ve boşaltma işleminden günler önce açıldı.
El Manicomio de Arkham se abrió antes de que existieran las curas termales y las lobotomías.
Size de iyi günler o zaman.
De acuerdo, vale, entonces, buenos días.
Ama siktir etsene ortaklar bu günler içindir.
Al diablo, para eso son los socios.
İyi günler.
Buenas tardes.
İsteseydi beni ve Simu'yu günler önce götürebilirdi.
El podría haberse ido con Simu y conmigo hace días.
İyi günler.
Que te diviertas.
Günler ayları, aylar yılları kovalamış ama onu yüreğimden çıkaramamıştım.
Los días se volvieron meses y los meses años. No podía sacarla de mi corazón.
- İyi günler.
Tenga un día bendito.
- Size de iyi günler.
Tenga usted un día bendito también.
İyi günler.
Deje su mensaje.
Lütfen mesaj bırakın. İyi günler.
Por favor, deja tu mensaje.
İyi günler Bayan Rutledge.
Buenas tardes, Sra. Rutledge.
İyi günler.
¿ No? Bueno.
"Gençlik günlerinde seni yaratanı hatırla, kötü günler gelmeden, yıllar geçmeden, ozaman diyeceksin ki, onlardan hiç zevk almadım."
" Acuérdate ahora de tu creador en los días de tu juventud, Mientras que los días malvados no vienen, Ni los años se acercan,
İyi günler.
Que tengas un buen día.
İyi günler, iyi günler. Nasıl olduğunuzu görmeye geldim.
Buenos días, buenos días, he venido a ver qué tal os va todo.
İyi günler kont.
Buenas tardes, Conde.
İyi günler efendim.
Buenos días, amo.
Günler oldu ekselansları.
Días, Excelencia.
İyi günler Davis Main hukuk bürosu, nasıl yardımcı olabilirim?
Buenas tardes, bufete de abogados Davis y Main. ¿ En qué puede ayudarle?
İyi günler, Davis Main hukuk bürosu.
Buenas tardes, bufete de abogados Davis y Main.
İyi günler Davis Main. Avukatlarımızdan biri...
Buenas tardes, bufete de abogados Davis y Main.
- İyi günler, Davis Main... - Avukatlarımızdan biri size dönüş yapacak.
Uno de nuestros abogados se pondrá en contacto con usted.
- İyi günler.
Que tengas un gran día. Sí.
Günler geçtikçe evimize hepimizi meşgul eden bir iş rutini yerleşmişti.
A medida que pasaban los días, nuestra casa se instaló en una rutina que nos mantuvieron ocupados.
Sığır yağmaladığımız günler gözümde tüttü.
Me hizo añorar los días en que dirigía el ganado.
Günler bile sürebilir.
O, diablos... incluso podrían ser días.
Bazı günler o bakış öyle usandırıyor ki beni, zar zor nefes alabiliyorum.
Algunos días esa visión me atormentaba tanto que apenas podía respirar.
Bazı günler de dikkatimi başka şeylere verebiliyorum.
Pero también hay días en las que me las arreglo para pensar en otra cosa.
- İyi günler.
- Buenos días.
İyi günler.
¿ Papas fritas? Que tengan un buen día.
- İyi günler millet. Herkes yere yatsın!
¡ Todos al maldito suelo!
Size iyi günler dilerim.
Bien, le deseo que pase un buen día.
İyi günler.
Que tenga un buen día.
Zor günler geçirdik.
Han sido un par de días muy duros.